Tarihin ev sahibi; İznik!

Hafta çok hareketli geçince katıldığım bazı programların yazısı da günler sonraya sarktı.

Neyse ki hiçbiri eskiyen konular değil.

Bunlardan biri de İznik.

Bursa’nın her noktasında tarih var ama ‘Tarihin ev sahibi; İznik!’

Tarihçiler ve yerel yönetimler önemini vurgulamaya çalışıyorlar ancak henüz vatandaş nezdinde hareketlenme yok.

Bu tıpkı şehrin merkezinde yaşayıp, Tophane’yi bilmemek gibi bir şey.

Tabii sorumluluğu şahıslara yıkmak yersiz; sanıyorum merak etme duygusu genlerimizde yok.

***

Ben İznik hayranı olarak, 22’ncisi düzenlenen Bursa Kitap Fuarı’nın programlarını incelerken; ‘1. Konsil Toplantısının Hristiyanlar, İnanç Turizmi ve İznik İçin Önemi’ konulu söyleşi olacağını gördüm ve hemen koştum.

Moderatörlüğünü Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız’ın üstlendiği etkinlikte konuşmacılar; Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa Ortodoks Kilisesi Metropoliti Yuakim Billis, Katolik İlahiyatçı Severin Hormann, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Muhammet Tarakçı ve İznik Gölü Bazilikal Kilise Kazı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin’di.

Ne yazık ki bazı organizasyonların dinleyicisi az olur ama şaşırtıcıdır bu defa salon doluydu.

İçerikten önce dikkatimi çeken hususu paylaşayım:

Bursa Ortodoks Kilisesi Metropoliti Yuakim Billis, Katolik İlahiyatçı Severin Hormann akıcı bir Türkçe kullandı; kendilerini dinlettiler.

İnsanların söyleşilerden, seminerlerden kaçmalarının ilk sebebi; tekdüze, kesintili, uyku verici konuşmalar olsa gerek.

***

Peki, İznik neden önemli?

İznik Bursa’nın ilçesi, gölün doğu kıyısında yer alıyor ve adı Nikea’dan geliyor.

4 büyük uygarlığa ev sahipliği yapmış anıtsal bir yerleşim yeri.

Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Selçuklu Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu bu topraklarda yaşamış ve uygarlıklarını geliştirmişler; bu sırada da kendilerine başkent olarak seçmişler.

Ayrıca Hristiyanlığın ilk konsilinin toplandığı yer!

Yani başka bir deyişle, M.S 325 yılında, tüm dünyadan 228 piskoposun katıldığı ve Hristiyanlık dininin temel ilkelerinin tartışılıp, karara bağlandığı yer.

Bu bilgiler ışığında söyleşide turizm potansiyelini de vurgulayan Başkan Mustafa Bozbey:

Bitinya’dan günümüze kadar incelendiğinde birçok inancın ve yapının geleceğe bırakıldığı önemli kentlerden birisi olduğunu belirtti ve

“İznik, özellikle Birinci Konsil’in toplandığı yer olarak öne çıkıyor. Aynı zamanda Roma Tiyatrosu’nda kazılar devam ediyor. Hisardere Nekropolü, çini fırınlar, Su Altı Bazilikal Kilisesi ve tarihi surlar gibi sayısız eser ilçede bulunuyor. Bu yıl Birinci Konsil’in 1700. yılı sebebiyle İznik’te birçok çalışma yapıldı. Bugünlere ulaşan yapıları geleceğe ulaştırmak hepimizin sorumluluğundadır. Bu çabayı göstermek zorundayız” ifadelerini kullandı.

***

Fuardan T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ait bir kitapçık aldım.

Atatürk’ün, ‘Unutulmamalı ki asıl İznik’i göremeyeceksin çünkü o toprağın altındadır’ sözü bizi karşılıyor.

Roma Tiyatrosu, Su Altı Bazilikal Kilisesi, Çini Fırınları kazı alanı Hisardere Nekropol Alanı tanıtımları yer alıyor.

Tabii bunlarla sınırlı değil bölge; çok sayıda eser keşfedilmeyi bekliyor.

Ayasofya Cami, İznik Müzesi, Lefke Kapı, Çini Fırınları, Arkeoloji Müzesi, Senato Sarayı, Kırgızlar Türbesi, Böcek Ayazması ve dahası...

Bir parantez açıp ayazmadan bahsetmek istiyorum:

“Ayazma; kutsal su anlamına gelen şifalı olduğuna inanılan tatlı su kaynaklarına deniyor. Henüz bilimsel arkeolojik kazısı yapılmamış olsa da bir nevi hastane olduğu, su ile tedavinin yapıldığı tahmin ediliyor.”

***

Daha önce TÜRSAB’ın basın için düzenlediği İznik gezisine katılamadığım için üzgün olduğumu belirtmiştim.

Belki bir sürpriz yapar ve yeniden programı hayata geçirirler.

Ya da Bursa Büyükşehir Belediyesi, İznik’teki projelerle ilgili bizi bilgilendireceği kapsamlı bir çalışma düzenler…