Bir öğrenci gazetemizi ziyarete geldi.
Yıllardır Z Kuşağı; ‘etrafına duyarsız, gözünü ekrandan ayırmayan ve iki lafı bir araya getiremeyen’ ifadeleriyle nitelendiriliyor.
Ne zaman toplumsal bir olayda sahaya gençler iniyor, o zaman ‘bizi yeni nesil kurtaracak’ söylemi başlıyor.
Öğrenciyle tanışırken, aklıma bunlar geldi ve sohbet sırasında bunlara da değindik.
Bilinçli olarak meslek lisesinde okumak istediğini ve tercihini bu şekilde yaptığını belirtti.
‘Bilinçli’ kelimesini özellikle seçtim.
Çünkü sınav sistemlerine baktığımızda, puanlara göre bir yerleşim söz konusu ve çoğunlukla çocuklardan şunu duyuyorum:
“Puanım Fen ya da Anadolu liselerine yetmedi; ben de meslek lisesinde okumak zorunda kaldım.”
Bu sefer karşımızda çok başka bir hikâye vardı, haliyle bizi de heyecanlandırdı.
Biyomedikal bölümünde öğrenci ve hem dünyanın hem de ülkenin içinde bulunduğu şartları çok iyi analiz edebiliyor.
- Biyomedikal teknoloji ve biyoteknoloji, esas olarak tıpta teşhis ve tedavi amacıyla kullanılabilecek tüm madde, malzeme, aparat ve cihazların üretimi ile ilgilenen disiplinlerarası bir teknoloji dalı.-
Bölüm tercihi de bilinçli.
Hatta ailesine, ‘Beni ya bu okul ve bölümde okutursunuz ya da eğitim hayatımda burada noktalanır’ diyerek tepki göstermiş, istediğine ulaşmış.
Günümüzde pek çok yetişkin bile bu tepkiyi ortaya koyamaz, içten içe gurur duydum!
Üniversiteye de devam etmek istiyor ve yurt dışı imkânlarını araştırıyor.
Çevresindeki siyasi çekişmeleri izliyor, tutuklanan arkadaşları için endişeleniyor, sağduyulu davranmak için çabalıyor.
Tabii gazetemizi ziyaretinin de bir sebebi var!
***
YeniDönem Gazetesi tabelasını görünce bir basılı gazetenin nasıl hazırlandığını ve gazeteci olmanın ayrıcalıklarını merak ederek zile basmış.
İşte Z Kuşağı.
Her zaman savunduğum, inancımı hiç yitirmediğim kuşak.
Daha önce tanıştığı gazetecilerden, günümüz şartlarına aşina.
Basın özgürlüğü kavramı üzerinde çokça durduk.
Geçim şartlarından bahsettik ve diğer ülkelerle kıyaslamaya koyulduk.
Elbette ‘ERASMUS+’ gibi programlarla şansını denemek; yabancı dil öğrenmek, yetkinlik alanını genişletmek ve de iyi bir gelir elde etmek istiyor.
Buraya kadar alışkın olduğumuz ifadeler.
Sonunda ise; “Ben ülkeme dönüp, fabrika kurmayı hayal ediyorum” deyince mutlu olduk.
Ülkenin gidişatından ümidini kesenler gitme eğilimindeyken; o eleştiri odağında bulunan Z Kuşağının temsilcisi olarak başka bir tutum sergiliyor, şaşırtıyor.
Savunmalarım boşa gitmemiş diye de çok sevindim.
Bu, yurt dışında yaşayanları eleştirdiğim anlamına gelmesin.
Hayat şartları herkesi farklı farklı sınıyor.
Yalnızca, 17 yaşında birinin bu bilince sahip olduğunu görmenin heyecanı bu!
Bir parantez açayım:
Okulunun, ailesinin bilgisi olup olmadığını sormayı unuttuğum için isim vermedim.
***
Okul arkadaşları hakkında da konuştuk.
Tahminimce çoğu kendisi gibi; bilinçli, akıllı, ülkesine ve milletine bağlı.
İş dünyası, STK’lar ya da bazı özel eğitim kurumları dönem dönem ‘Yeni nesil çalışanlarla’ ilgili eğitimler düzenliyor.
Kuşak çatışmasını bu şekilde yönetmeyi planlıyorlar; doğru bir hamle.
Ancak kitabı bilginin dışına çıkarak, işverenler ya da iş yerlerinin yetkilileri, işletmelerin geleceği için liseleri sık sık ziyaret etmeli.
Tanışmak, konuşmak ve birbirini anlayabilmek bu çatışma kaygısını ortadan kaldıracak.
Çünkü sanıldığı gibi değil; Z Kuşağı derinlikleri olan bir nesil!
Güzel bir geleceği inşa etme görevini yerine getirebilirse yetişkinler, bir sorun kalmayacak…