Çarşamba günü dünyada bir ilk yaşandı ve her anında yapay zekânın imzası bulunan klip yayınlandı.
Dans edenler, kostümler, sahneler…
Hatta sanatçının kendisi ve tarzı da dâhil.
Yani insanın artık rafa kalkacağı döneme hoş geldiniz!
Hâlâ size şaka gibi geliyor, değil mi?
‘Olmaz öyle şey, muhakkak hatalar olacak, insandan vazgeçilemez’ vb. ifadelerle kendinizi avutuyorsunuz ya da birinin fişi çekerek insanlığı kurtaracağına inanıyorsunuz.
Böyle bir ihtimal her zaman var elbette.
Herhangi arıza ya da elektrik ve internet kesintisiyle sistemin çökeceği olası.
Ancak şu anda gelişmeler doludizgin devam ediyor ve üretilen; projeler, videolar, fotoğraflar, müzikler ve hatta dünya liderlerinin demeçleri gerçek mi yoksa yapay mı ayırt edilemez hâlde.
Bu işe resmi makamların dâhil edilmesi gerektiği döneme geldik!
Ve Türkiye’de ilk kez yapay zekâ kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunuldu…
***
Teklif MHP Kırıkkale Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Av. Halil Öztürk tarafından hazırlandı.
-Bazıları partiye bazıları kişiye takılsa da bence bunların hiçbir önemi yok. En sonunda bir adım atıldı!-
Kanun teklifinde kamu güvenliğini tehdit eden içeriklerin 6 saat içerisinde kaldırılması zorunlu kılındı.
Ayrıca 10 milyon TL’ye kadar para ve hapis cezası öngörülüyor.
Kaldırılmayan içeriklere ise erişim engeli uygulanabilecek.
Kanun teklifinin yapay zekânın kötü kullanımının önüne geçmek için hazırlandığı bildirildi.
Meclis'e sunulan teklifte, yapay zekâ sistemlerinin hukuki çerçevesinin netleştirilmesi bekleniyor.
Kanun teklifinin detaylarında ise kullanıcı ve geliştiricilerin sorumluluklarının açıkça tanımlanması, kişilik haklarını ihlal eden ve kamu güvenliğini tehdit eden içeriklerin kaldırılması, ayrımcı veri setlerinin yasaklanması, seçim güvenliğini tehdit eden durumlarda BTK’ya -Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu- acil müdahale yetkisi verilmesi gibi düzenlemeler yer aldı.
En önemlisi:
Deepfake içeriklerin açık şekilde 'yapay zekâ tarafından üretilmiştir' ibaresiyle belirtilmesi zorunlu kılındı.
Kanun teklifinde imzası bulunan Av. Halil Öztürk yaptığı açıklamada:
“Hazırlanan teklifle birlikte, yapay zekâ kavramı ilk kez net bir şekilde tanımlanıyor. Yapay zekâya suç unsuru oluşturacak komut veren kişiler doğrudan fail sayılarak TCK 125. madde kapsamına alınıyor. Ayrıca, kişilik haklarına aykırı veya kamu güvenliğini tehdit eden içeriklerin 6 saat içinde kaldırılması zorunlu hale getiriliyor, aksi halde erişim engeli uygulanıyor” ifadelerini kullandı.
Tabii teklifin akıbeti henüz belli değil.
Ayrıca bazı ibarelerin siyasi güçle birlikte baskı unsuruna dönüşüp dönüşmeyeceği de muamma.
Ayrıntılı bilgi ve uzman görüşü için Avukat Salih Çağrı Polat ile görüştük.
***
Sözü Avukat Salih Çağrı Polat’a bırakıyorum:
“Her şeyden önce ifade etmeliyiz ki henüz tasarı anlamında bir teklif mevcut. Bu sebeple elimizdeki verilerle meseleye yaklaşmak gerekir.
Yapay zekânın kanuni anlamda bir tanıma kavuşacak olması, çağı okumak adına olumlu, öncü bir adım olarak nitelendirilebilir.
Bireysel hakların ve kamu menfaatinin gözetilebilmesi açısından da yapay zekâ ile üretilen içeriklerde ‘yapay zekâ tarafından üretildi’ğine dair bir ibarenin bulunması hem bireysel hakların muhafazası hem de kamu güvenliğinin teşkili bakımından mühim bir adım olarak yorumlanmalı.
Bu husus gerek tüketicilere, gerek üreticilere güvenli bir sosyal medya kullanımını aşılamak noktasında kanımca geçerli bir adım.
Kişilik haklarını ihlal eden ve kamu düzenin tehdit eden içeriklerin hızlıca kaldırılabilmesi noktasında yapılan yetkilendirme de kanuni gereklere uygun, denetime elverişli bir sistemle hayata geçirilmelidir.
Şahsın kamu gücü altında ezilmesine müsaade etmeyecek, denetlenebilir bir yapı ile ifade hürriyeti kısıtlanmaksızın doğru bir sistemin kurulması halinde ciddi anlamda çağdaş ve doğru bir adım olacaktır.
Şu an için sürece olumlu yaklaşılması noktasındayım!”
***
‘İfade hürriyeti’ hepimiz için kıymetli.
Bu engellenmediği sürece kesinlikle yapay zekâ ile ilgili yasaya ihtiyacımız var!