Yıldız: Deprem ucuz atlatıldı!

Zor bir dönemden geçiyor; afetlerin her türlüsüyle sınanıyoruz.

17 Ağustos Marmara Depremi’nin yıl dönümü yaklaşırken deprem yine kendisini hatırlattı ve Balıkesir’in Sındırgı ilçesi merkez üssü olan 6.1 büyüklüğünde bir sarsıntı gerçekleşti.

Bursa’dan, Ankara’ya; İzmir’den Manisa’ya çok geniş bir alanda şiddetini gösterdi.

Ankara’dan arayan arkadaşım çok korktuğunu dile getirerek:

“Biz bu kadar hissettiysek, Marmara’da yıkım çoktur” ifadesini kullandı.

Mucize mi demeli, bilemiyorum.

Bir kişi yaşamını yitirirken, yıkım da az oldu.

Tabii ki keşke hiç olmasaydı.

‘Rusya’da yaşanan 8.8 büyüklüğündeki depremin hasarına bakınca, Türkiye’de şans eseri hayatta kaldığımız aşikar’ yorumları yapılıyor.

Önlem almak yerine, her sarsıntıda ‘acaba bu olması beklenen büyük Marmara Depremi mi?’ diye soruyor ve uzman görüşleriyle kısa süreli kaos yaşıyoruz.

Bir parantez açmak istiyorum:

Artık kim uzman, kim değil; belli değil!

Topluma aktardığımız görüşler o kadar önemli ki.

İnsanlar stres yüklü, kaygı dolu ve korkuyorlar.

Bu nedenle en doğru bilgiyi aktarabilmek adına TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Mehmet Yıldız ile görüştüm.

Sıcağı sıcağına olanları sormak yerine zaman geçmesini bekledim ki her şey netlik kazansın; gerçi doğanın sağı solu belli olmaz…-

***

ÖNCÜ DEĞİL, ANA ŞOK

Ankara'dan İzmir'e pek çok kişinin sallandığı bilgisi geliyor. Deprem çok geniş bir alanı etkiledi. Korku da haliyle daha da yükseldi. Bu bir öncü deprem miydi?

Birçok ilde, geniş çapta hissedilen bir deprem gerçekleşti. Dikkatle takip edilmesi ve fay çözümlerinin oluşması, neticesinde de daha teknik yorumların yapılması gereken bir süreçteyiz.

Bölgede 3 ile 4 büyüklüğünde depremler meydana gelmişti.

Ancak bir depremin ‘öncü mü, ana şok mu, artçı mı?’ olduğu uzun zaman içinde kendisini göstermekte.

Daha önceki 3 ve 4 büyüklüğündeki depremlerin öncü, bu yaşananın da ana şok olduğunu verilere göre söyleyebiliriz.

6.1’i geçecek başka bir sarsıntı şu an için beklenmemekte!

Etki çapına bakınca Balıkesir merkezde olduğu halde; İzmir, Çanakkale, Ankara, hatta Bolu, Bilecik ve Ankara’da da hissedilmiş; yıkım oluşmaması sevindirici.

HASAR VARSA BİLDİRİN!

Bursa’nın pek çok mahallesinde panik havası hâkim. Sokakta kalanlar var. Vatandaşlara iletmemizi istediğiniz bir mesaj var mı?

Vatandaşlarımızın resmi kanalları takip etmesini öneriyorum. Açıklanan ‘son dakika bilgileri’nde de farklılıklar olabiliyor.

Ancak evlerinde deprem sonrasında gördükleri kırık, çatlak varsa; özellikle kolon ve kirişlerde hasar varsa konutlarından çıkarak, gerekli mercilere bildirmeleri gerekiyor.

Çünkü bu kolon ve kirişler taşıyıcı sistemdir ve insan iskeleti gibi binayı taşırlar.

Bursa ve Yalova’da yıkım ve hasar söz konusu değil ancak Balıkesir’den yıkım haberleri geldi. Tabii kayıpların az olması sevindirici.

İVMESİ DÜŞÜK, YIKIM AZ

Her zamanki sorumuz:

Yaşanan, olası beklenen Marmara Depremi’ni tetikleyici bir deprem miydi?

Bu depremin diğer depremleri tetikleyici özellikte olup olmadığını sağlıklı yorumlayamayız.

Marmara Bölgesi’ne baktığımız zaman Kuzey Anadolu fay zonunun güney kolu olan Bursa merkezinden de geçen fayın devamı olan Balıkesir-Sındırgı kolunda deprem olduğu öngörülüyor.

Burada bir kırılım yaşandı ama ivme düşük olduğu için yıkım oluşmadı.

Süresi uzundu ancak deformasyon olmadı. Ucuz atlatıldı!

KIYAS DOĞRU DEĞİL!

Bazı yayın organlarında geçtiğimiz günlerde Rusya’da yaşanan 8.8 büyüklüğündeki depremle; Türkiye’de yaşanılan sarsıntılar kıyaslanıyor. Bu konuya da bir açıklık getirir misiniz?

Rusya’da yaşanan depreme bakarsak; okyanusal kabuğun, kıtasal kabuğun altına daldığı ve büyük depremlerin olduğu; yerleşim yerlerinden çok uzak ve derinde gerçekleştiğini görüyoruz. Yapısal olarak merkezlere uzak olduğu için büyük hasarlara neden olmuyor. Ancak tsunami riski çok yükseliyor. Yani Rusya ve Türkiye’yi bu şekilde kıyaslamak doğru değil; herhangi bir sonuca ulaşamayız.

***

Son yaşanılan sarsıntılarda, şans eseri korkunç sonuçlarla karşılaşmadık.

Ama bu değil ki; risk bitti, rahatlayalım, önlem almayı bırakalım…

Tehlike hep var.

Yapılabilecek olan dirençli kentler oluşturmak.

Sanıyorum önce Allah’a sonra yine Allah’a emanetiz.

Bir kez daha geçmiş olsun!