Bazı sözler var ki, ilk duyduğun anda kafana kazınır.
Hani öyle çok süslü püslü değil ama bam telini titreten cinsten.
Geçen gün biri şöyle dedi:
"Zehir bile parayla, mutluluk bedava olur mu?"
Bir durdum.
Sonra tekrar ettim:
“Zehir bile parayla…”
Şimdi, düşün.
Bu devirde bedava ne var?
Hava bile artık filtreden geçiyor, suyu söylemeye gerek yok.
Kaldı ki mutluluk gibi “lüks” bir duygunun bedava olması, biraz fazla romantik bir beklenti değil mi?
Bir ara hatırlarsın, “Parayla saadet olur mu?” diye tartışırdık.
Kimi “Olmaz kardeşim, gönül zenginliği her şeydir” derdi.
Kimi “Olur tabii, cebinde para varsa derdin de az olur” diye kontra atardı.
Şimdi işler daha da karıştı.
Yeni motto:
“Mutluluk bedava olur mu?”
Olmaz dostum.
Kusura bakma, olmaz.
Artık mutluluk da bir tür “abonelik sistemi” ile çalışıyor.
Haftalık, aylık, yıllık...
Ücretsiz deneme sürümü bile kalmadı!
Bak mesela, sabah uyanıyorsun.
Mutlu olmak istiyorsun.
Ama önce bir kahve içmen lazım değil mi?
Kahve?
Ortalama 80 lira.
Yanına bir kruvasan?
Hadi bir de story atayım, mutlu görünelim.
Ama filtre gerek.
Filtre uygulaması paralı.
Mutluluğa giden yol bile ücretli geçişten geçiyor!
Bir ara minimalist bir arkadaşla muhabbet ettik.
“Ben eşyaya yatırım yapmıyorum, anılara yatırım yapıyorum” dedi.
Güzel dedim.
Ama sordum:
“En son hangi anıya yatırım yaptın?”
“Bali tatili” dedi.
Uçak bileti?
22 bin.
Konaklama?
Bir o kadar.
Fotoğraf çekimi?
Onu da satın almışlar.
Yani anlayacağın, anılar bile cebe dokunuyor.
Bir de öteki taraf var…
Mutluluğun hâlâ bedava olduğuna inananlar.
Doğada yürüyüş, arkadaşla muhabbet, anneyle edilen bir telefon konuşması, camdan gelen rüzgâr…
Güzel şeyler.
Ama sistem seni öyle bir sıkıştırıyor ki…
Kafanı kaldırıp o rüzgârı hissedecek zaman bile bulamıyorsun.
Çünkü mesain var, çünkü yetiştirmen gereken işler var, çünkü o kahrolası kredi kartı borcu her ay seni dürtüyor.
Yani neyi konuşuyoruz biliyor musun?
Zehir bile parayla.
Yani seni öldürecek şeyi bile para verip alıyorsun.
O zaman seni “yaşatacak” olan şey bedava olur mu?
İşte mesele bu kadar net.
Mutluluk belki bir his.
Belki anlık bir durum.
Ama artık o anların bile “maliyeti” var.
Gerçekçi olalım…
Bedava mutluluk?
Varsa, bana da iki paket gönderin.
Kargosu benden olsun!