Bursa’nın duayen gazetecilerinden Niyazi Menteş Ağabeyim (1934-2005) bir yazısında, “Gazetecilikte emeklilik yoktur. Ölürsünüz, bir şey demem, tamam ama yaşadığınız sürece bizim meslekte emekli olunmaz. Bir de bizim mesleğin bir ilkesi vardır. Haber kutsal, yorum hürdür. Haberler kutsal, yorumlar özgürse itibarlı gazeteciler arasında olursunuz. Bence gazeteci, bazen kişileri, dostlarını, iyi yaptıklarında yağdanlık durumuna düşmeden övebilen, kötü yaptıklarında (buna isterseniz hatalı olduklarında diyelim) yerebilen kişi olmalı diye düşünüyorum” diye yazmıştı.
İşte zamansız kaybettiğimiz sevgili dostum Engin Aksöz de yaşamı boyunca bu tarife uygun bir gazeteci olarak yaşadı. Ne mutlu, basın dünyasında yaşadıkları sürece böyle kalabilenlere… Ah be Engin, ne acelen vardı da bu kadar erken ayrıldın aramızdan. Bursaspor da, Bursa basketbolu da, voleybolu da, atletizmi de sensiz öksüz kaldı.
Sevgili Engin, dostluğumuzun başlangıcını, 13 Kasım 1998 tarihli Bursa Hakimiyet gazetesindeki “Atletizmli Bir Gün” başlıklı köşe yazısında şöyle anlatıyor: ”Hafızam beni yanıltmıyorsa sene 1977 olmalı. O zamanlar çiçeği burnunda bir gazeteciyim. Henüz fazla bir çevrem yok. Futbolu ve Bursaspor’u çok iyi tanıyorum da, Bursa basketboluna henüz Fransız’ım(!). Bu işlere gazetede en hevesli isim; şimdilerde siyaset üzerine köşe yazan bizim Dr. Murat Kuter. Bu konuda benden daha deneyimli olduğu için, Tofaş Basketbol takımının antrenmanlarına giderken yanımda partner olarak onu kullanıyorum. Böylece camiayı tanıyacağız.
Sevgili Kuter’in havasından yararlanıp, önce kulüp Başkanı Yalçın İpbüken’le, sonra da o dönemin antrenörü Birol Öngör’le tanışıyorum. Yalçın Ağabey’le kurduğum dostluk, bir gün beni Dr. Murat Kaçar’ın önüne çıkarıyor. İpbüken’in spor yelpazesi çok geniş. Basketbol, voleybol, güreşle yetinmeyip bir de atletizm şubesi kurmaya karar vermiş. Şubeyi örgütleyecek isim Dr. Murat Kaçar. Murat Ağabey o sıralar Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çocuk sağlığı ve hastalıkları kürsüsünde asistan olarak çalışıyor. Dr. Kaçar’ın önderliğinde kurulan atletizm şubesinde kimler yok ki…
Sermet Timurlenk, Nurullah İvak, Mehmet Terzi, Ekrem Özdamar (yüksek atlamada 2.20’lik derecesi ile rekor kırarak, Selanik’te yapılan Balkan Şampiyonu olmuştu) Tofaş’ın, o yılda Ankara’da yapılan Türkiye Atletizm Kulüpler Şampiyonası’nda ikinci olmasından sonra takım dağıldı. O tarihten sonra da Bursa’da atletizme yatırım yapan başka bir kulüp maalesef çıkmadı. Ama ben de bu vesileyle Murat Ağabeyi tanımış oldum. 1977’den 1998’e uzanan süreçte, Dr. Murat Kaçar, önce çocuk doktoru, sonra Bursa SSK Hastanesi Başhekimi olarak Bursa’ya hizmet edip bir yandan da koşmaya, atletizmi solumaya devam ederken, ben de dostluğumu perçinledim.
Dr. Murat Kaçar, son yıllarda ilgi alanını, kimsenin ilgisini çekmeyen işlere çevirmeye başladı! Örneğin, Bursa’da Veteran Atletler Kulübü’nü kurdu. Hızını alamayıp kendisi gibi bu spora gönül vermiş veteran atletlerle beraber katıldığı Balkan, Avrupa ve Dünya Şampiyonalarından madalya ile dönüp Atletizm Federasyonu’nun başına işler açtı. Affına sığınarak yazıyorum; kendisini kelaynak kuşlarına benzetiyorum. Hani şu yaz ayları Urfa Birecik’te ikamet eden ve her geçen yıl nesli tükenen uzun gagalı kuşlar var ya, işte onlara…
Murat Kaçar gibi insanların Türkiye’de gerçekten nesli tükeniyor. 50 yaşından gün almış yaşıtları emekliliğin keyfini çıkarırken o, her gün Atatürk Stadı’nın atletizm pistinde 100 m. engelli antrenmanı yapıp, yarışlara katılarak Türkiye’yi kurtarıyor. Atletizmi sevdirmek için köşe yazıları yazıp, yurtdışındaki yarışmalarda madalya kolleksiyonculuğu yapmaya devam ediyor. Murat Ağabey, bugün ayakta alkışlanacak yeni bir organizasyona daha öncülük etmek için kolları sıvadı. Atletizme gönül verenlere sesleniyorum. Önce saat 14.00’te Görükle’ye, Uludağ Üniversitesi’ne koşup, Türk atletizminin 75 yılı başlıklı konferansta ünlü spor yazar ve düşünürü Neriman Tekil’i dinleyin. Sonra da Tayyare Kültür Merkezi’ndeki ‘Fotoğraflarla Türk Atletizminin 75 Yılı’ resim sergisinin açılışını onurlandırın. Belki Murat Ağabey’in sizlere söyleyecek bir çift sözü vardır.”
ENGİN AKSÖZ’ÜN BİYOGRAFİSİ
11 Mart 1952’de Bursa’da doğan Aksöz, 1972’ de Erkek Lisesi’ni, 1979’da Hacettepe Üniversitesi İktisat Bölümü’nü bitirdi. Gerçek bir Bursaspor sevdalısı olan Aksöz, babadan kalma, oğluna da aktardığı Bursaspor sevgisini Bursa defterinin Ocak-Haziran1922 tarih ve 44 no.lu sayısında “Bursaspor, dünü, bugünü, sorunları” başlıklı kitapta “Bursaspor 12 yıl içinde ikinci kez düştü; bu kafayla daha da düşer” makalesinde şöyle dile getiriyordu: “Babamın omuzunda değildi belki ama rahmetli eniştemin yine mekanı cennet olsun, rahmetli Bülent Tombak büyüğümün nezaretinde gitmiştim ilk Bursaspor maçına. Sene 1965, soğuk bir kış günü idi…
Bugünkü iktidarın bile bile yok ettiği o tarihi stadyumun maraton tribününde izlemiştim sonradan sevdalanacağım Bursasporumu. Yağan yağmurun ağırlaştırdığı balçık zeminde, su birikintilerine takılınca orada kalıveren topun peşinden koşturanlara, küçük bakışımla anlam vermeye çalışıyordum. Bu muydu futbol denen oyun? Bu muydu o günlerde bile on binleri stadyuma çekebilen meşin yuvarlak sevgisi? Hoşuma gitmişti ama tribünlerdeki ortamı hiç beğenmemiştim.
Atılan gollerle kendinden geçen taraftarın, 4-1 biten maçta Karşıyaka kalecisi Akın’a toplu halde ettikleri küfürler çok garibime gitmişti. Ne yalan söyleyeyim, ilk utancımla o gün tribünlerde tanıştığımı itiraf etmeliyim(!). Yine hiç unutmam, rahmetli Bülent Ağabeyimin, yağmurdan sırılsıklam olmuş bedenime sarılırken, “Maça gelmeye devam edeceksen alışacaksın bunlara. Protestosuz maç, tuzsuz yemeğe benzer” sözleri, futbol literatürümün kırmızı noktalı arşivine eklediğim RTÜK çekinceli cümleleri olmuştu…
Çok hoş, çok güzeldi ilk maç deneyiyim. Vıcık vıcık zeminde ağırlaşan topa yön vermeye çabalayan 22 adama duyduğum hayranlık ilerleyen yıllarda isim ve şekil değiştirerek ve hiç eksilmeyen bir sevgi ile bugünlere kadar gelecekti. Koçero Mustafa, köylü Mustafa, cimi İsmail (İsmail Bavlı), kaleci Yıldız Kısa, Mesut Şen, Ersel Altıparmak’la isimlerini hatırlayamadığım diğerleriyle ilk tanışmamdı Karşıyaka maçı aynı zamanda.
Nereden bilirdim ki, Bursaspor’un 4-1 galibiyeti ile biten bu 90 dakika, benim yaşam serüvenimde mihenk taşı olacak; önce taraftarı, sonra yazarı ve yorumcusu olduğum bu güzel kulüp, 46 yılı bulan mesleki kariyerimde unutulmaz anıları kadar üzüntüleri de yaşatacaktı bana…
Bursaspor eşim ve çocuklarımdan sonra en büyük tutkum; yaşam pınarım… Galibiyeti ile kendimden geçtiğim, yenilgisi ile somurtup, karardığım bir ömür törpüsü… Maçtan eve dönüşlerimde yüzüme bakarak skor tahmininde bulunan sevgili eşim Sabriye Hanım’ın, sporla en küçük alakası olmasa da sırf ben üzülüyorum diye derdime ortak olduğu, öylesine ve ölesiye bir değişik cazibe biçimi.
Oğlum Yağız’ı da bu portrenin içinde bir yerlere yerleştirmek gerekecek. O da babasının açtığı yoldan yürüyerek ikinci kuşağın deli divanesi olmuş durumda. Bursaspor az sevinmek, çok üzülmek demek… Bursaspor, aşık olduğu renkler uğruna tutkusundan asla vazgeçmemek demek… Bursaspor, irtifa kaybettikçe; daha çok ivmelenen bir coşkuyla kendi yatağından akmaya devam eden o pınarın ortalarında bir yerde, bir yağmur tanesi gibi devam etmeyi kabullenmek demek… Bu armanın, en kötü günleriyle, en iyi günlerine canlı tanıklık etmiş bir gazeteci olarak, Süper Lig’de yaşanmış tarihi şampiyonluğunun ardından ve 12 yıl içinde iki kez küme düşülerek hırpalanmasına asla tahammül edemiyorum.
Keşke buralarda kalabilse Bursaspor; daha beter olmasından ciddi anlamda endişe duyuyorum. Düştük, buraya not düşüyorum, bu kafayla daha da düşeceğiz.
Mesut Şen’in, Ersel Altıparmak’ın, Orhan Özselek Başkan’ın, Muhtar Tunçaltan’ın, şampiyon Başkan İbrahim Yazıcı’nın yattıkları yerde sadece ruhları değil, kemikleri de sızlıyor. 71 yaşına merdiven dayamış 46 yıllık bir gazeteci ve Bursasporlu olarak hakkımı helal etmiyorum. Bu güzel kulüp üzerinden kendilerine çıkar sağlamış ne kadar hortumcu varsa…
Böylesine tutkulu bir Bursaspor aşığı olan Sevgili Engin, Bursa Hakimiyet, Olay ve Yeni Dönem gazetelerinin spor bölümlerinde yer aldı. Köşe yazıları ile Bursa sporunun özellikle uzmanlaştığı basketbol, voleybol, atletizmde nabzını elinde tuttu. Zaman zaman canlı TV programları ve naklen yayınlanan maçlarda yorumculuk yaptı. Yeni Dönem’den ayrıldıktan sonra son olarak Bursada Bugün’de köşe yazıları yazıyor ve Bursada Bugün Web TV’de canlı olarak sunduğu ”3 saniye” programında Bursa sporunun ünlüleri Bursa’da çeşitli profesyonel ve amatör kulüplerde görev yapan teknik adamlar, spora önem veren okulların yöneticileri ile söyleşilerde bulunuyordu.
Kendine has üslubu, doğru bildiğinden şaşmaması, nabza göre şerbet veren değil, gerçekleri yazan, ‘önce doğru bilgi, sonra yorum’ ilkesini ömür boyunca kendine prensip edinen Engin Aksöz, yaşadığı sürece Bursa spor basınının vicdanı oldu. Yusuf Kayışoğlu’nun 11 Temmuz 2025’te, Bursa Hakimiyet gazetesinde yazdığı köşe yazısında, “Bu dünya bir pencere, her gelen baktı geçti” sözüne uygun olarak bir kaç gün önce bu pencereden, bizler gibi bakan, Bursa basınının sessiz ama bir o kadar da ilgili, entelektüel isimlerinden birisi olan Engin Aksöz abimiz geçti gitti…
Seni çok özleyeceğiz sevgili Engin… Sana benim için yazdığın onlarca yazıdan çok hoşuma giden bir tanesi ile veda etmek istiyorum Engincim. Bir de teşekkür etmek istiyorum. Benim yazılarımın düzeltmelerini yapıp, beni köşe yazısı yazmaya özendirdiğin için. Beni Yeni Dönem Gazetesi’nde yazı yazmaya teşvik ettiğin için. Moral verdiğin için, deneyim ve tecrübelerinden istifade ettirdiğin ve spor hayatımın master döneminde yazılarınla hep yanımda olman nedeniyle teşekkür etmek istiyorum.
7 Temmuz 2012 tarihli Olay Gazetesi, Engin Aksöz, köşe yazısı:
”YİNE Mİ REKOR KIRDIN MURAT ABİ..!
”Yaşamını çocuk hastalarına şifa dağıtmaya adamış idealist bir Doktor Murat Kaçar… Diğer yandan 66 yaşın verdiği fiziksel yıpranmaya inat, pistlerde rekor üzerine rekor kırarak yıllara meydan okuyan bir atletizm fenomeni… Hastane ve atletizm arasındaki yoğun trafiği bu kadar iyi dengede götürüp üstelik aile reisi olmanın sorumluluğu ile özel yaşamına zaman ayırmak her babayiğidin harcı olmasa gerek. Ama bütün bunların üstesinden çok rahat gelebiliyor Dr. Murat Kaçar. Kucağında hastası, elinde stetoskopu mesleğini icra eden o farklı dünyanın insanı Atletizm pistine çıkınca engelleri birbiri ardına aşıp, 100 m. engellide, yaşıtlarına bir ‘Usain Bolt esintisi’ hissettirebiliyor.
Amerikalı yazar F. Scott Fitzgerald’ın aynı isimde Oscar adayı bir filme de konu olan Benjamin Button’un Tuhaf Hikâyesi’ndeki kahraman gibi tersine yaşlanıyor Dr.Murat Kaçar. Gençlik yıllarına sığdıramadığı onca rekorla, madalyayı veteran atlet statüsünde yakalayıp eşine pek rastlanılamayacak bir başarı öyküsüne imza atmak sadece alkışlanmaz, tarihe not bile düşer.
Son olarak Finlandiya’yı fethetti rekortmen atlet. Pistlerde Türk rüzgârı estirerek, peş peşe katıldığı iki yarıştan hem 15 yıldır kırılamayan Türkiye rekorunu geliştirdi hem de koleksiyonuna 2 altın madalya ekleyerek yurda döndü.
Onu pistlerde tanıyıp yarışlarında takdir ettim… Hem arkadaşım, hem büyüğüm olarak saygı duydum. Koşmadığı gün ‘Yaşanmamış gibidir’ Murat Kaçar için. Hep büyük düşünür, bugününü yaşarken yarınını planlar. Şimdi hedefinde Antalya’da yapılacak ve sadece tıp çalışanlarının katılacağı Medigame Oyunları var duayen atletin. Hedefi hiç değişmez; 100 ve 200 m. koşarak yine birincilik kürsüsünde yer almak. Çok haberini yaptım, yazılarımla başarılarını paylaştım onun. Görevimi yapmaktan ziyade, hepsinden ayrı bir keyif aldım. Dün ‘Kardelen çiçeği’ gibiydi benim için. Bugün ise zamanı tersine çevirerek yaşlanan Benjamin Button gibi…
KAYNAKLAR:
1-Engin Aksöz ”Veteran Atletler” Bursa Hakimiyet Gazetesi, köşe yazısı, 1 Ekim 1998.
2-Engin Aksöz, ”Atletizmli Bir Gün”, Bursa Hakimiyet Gazetesi köşe yazısı, 13 Kasım 1998.
3-Engin Aksöz ”Veteran atletizmin simge ismi: Dr. Murat Kaçar, O Bir Evliya Çelebi”. Olay Gazetesi, özel haber, 5 Temmuz 2000.
4- Engin Aksöz; ”Kardelen çiçeği” Olay Gazetesi, köşe yazısı, 24 Ağustos 2002.
5-Engin Aksöz; ”Bir gün mutlaka” Olay Gazetesi köşe yazısı, 6 Ocak 2003.
6- Engin Aksöz; ”Spor market; San Sebastian, Dr. Murat Kacar, Nihat Kahveci”. Olay gazetesi, 27 Şubat 2003.
7- Engin Aksöz; ”Azimle çalıştı, 40’ından sonra başarıya ulaştı.” Özel haber, Yeni Bursa gazetesi, 18 Ocak 2004, Pazar nüshası.
8- Engin Aksöz; ”Reytingin kadar konuş, Olay Gazetesi köşe yazısı.14 Şubat 2007.
9-Engin Aksöz; ”Gecikmiş bir teşekkür yazısı, Yeni Bursa gazetesi köşe yazısı 4-10 Nisan 2004.
10-Niyazi Menteş; ”Vefasız olsa da zaman, Gönül Kahvesi 3.cü kitap. Sonbahar yaprakları, Anılar Albümü” sayfa: 110-111, 127, Bursa, 2006.
11-Murat Kuter; ”Basında 41 yıllık yolculuğun Öyküsü; Bursa Hakimiyet” Sönmez Holding, Bursa Gazetecilik ve Yayın A.Ş., 2014, Bursa.
12-Bursa Defteri” Bursaspor özel sayı: Bursaspor: Dünü, bugünü, sorunları, Engin Aksöz; “Bursaspor 12 yıl içinde 2.ci kez düştü, bu kafayla daha da düşer” yazısı. Bursa Araştırmaları Yayını, Ocak-Haziran 2022, 44.cü sayı. Sayfa: 109-112.
13- Yusuf Kayışoğlu; ”Her şey bugünde” Bursa Hakimiyet köşe yazısı, 11 Temmuz 2025 tarihli gazete.