Hava Durumu

Haneler ve yalılar...

Yazının Giriş Tarihi: 22.05.2021 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.05.2021 06:00

Bugünkü yazım spor dışı, bir tarih periyodiğinde "ev, hane, yalı" gibi kelimelerin anlamı dışında yersiz cümlelerde kullanıldığını gördüm, bu "kelimelere" bir açıklık getirmek için bu yazıyı kaleme aldım.

Osmanlı döneminde, evlere 'hane' denirdi. Boyutları büyükse 'malikane', küçükse 'fakirhane' denirdi.

Fakirhane tabiri daha sonraları, büyük ev sahiplerince tevazu örneği olarak, "Sizi fakirhanemde misafir etmek isterim", "Bu akşam fakirhanemi şereflendirirseniz bendenizi mutlu edersiniz" gibi cümlelerde anlamı dışında kullanılmaya başlandı.

'Yalı' ise suyun yaladığı, deniz kenarındaki evlere verilen isimdir. Eğer yalı, su kenarında fakat suyla irtibatı kesilmişse 'sahilhane', saray büyüklüğünde, azametli ve ihtişamlı ise 'sahilsaray' ismini alırdı.

Osmanlı İmparatorluğu saraylarının küçük birer minyatürü gibi olan 'yalılar', içerisindeki Çerkes dadısı, zenci bacısı, Rum hizmetçisi, Bolulu aşçısı ile Müslüman-Hristiyan bütün unsurları, bir çatı altında toplamış, adeta 'Babil kulesi' görünümünde, yedi milletten insanın yaşadığı yapılardı.

Polonyalı ressam Chlebowski  tarafından 1867'de yapılmış, önde ortada Abdülaziz, iki yanında 2. Mahmut ve Abdülmecid, arkada Abdülaziz'e kadar 32 Osmanlı padişahını Sultanahmet Camii önünde bir arada  gösteren temsili resim. Osmanlı padişahlarının tümünü  bir arada gösteren bu temsili tablo padişah portreciliğinde benzeri olmayan bir resimdir. (Stanislaw Chlebowski, 1867, Yağlıboya, 23x38.8 cm, Lviv art Gallery)

***

İstanbul, Tophane'deki Nusretiye Camii'ni geçince, karşımıza çıkan yan yana iki yalıdan biri, Münire Sultan, diğeri Cemile Sultan yalıları, 'Çifte Saraylar' olarak anılırlardı.

Bu iki yalı, sahil saraylarının en güzel örneklerindendir. Bu yalıların mimarı Garabet Amira Balyan'dır.

İstanbul'da ilk meclis binası, Çırağan Sarayı iken, son meclis binası da bu çifte saraylardır.

Çırağan Sarayı 1910'da yandıktan sonra 'çifte saraylar', Meclis-i Mebusan olarak kullanılmış, çifte sarayların arkasındaki cadde de, 'Meclis-i Mebusan Caddesi' olarak anılmaya başlanmıştır.

***

'Sahil Saraylar'ın en güzel örneklerinden birisi de günümüze kadar şekil değiştirerek gelebilen, Ortaköy Camii'nin yanındaki, 'Esma Sultan Yalısı'dır.

Adını, 32. Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz'in kızı Esma Sultan'dan alan yalı, Sultan Abdülaziz tarafından, 1788 yılında Çerkez Mehmet Paşa ile evlendirilen kızı Esma Sultan'a düğün hediyesi olarak verilmiştir.

Not: Sultan Abdülaziz, 32. Osmanlı Padişahı ve 111. İslam Halifesidir. Tahttan indirilip öldürülen son padişahtır.

1867 yılında Paris'te açılan büyük bir sanat sergisine, üçüncü Napolyon'un daveti üzerine katıldığı Fransa seyahati ve sonrasında  İngiltere, Belçika, Almanya, Avusturya-Macaristan İmpatorluğu'nda gezi ve temaslarda bulunmuştur. Bu seyahatlerden sonra yüzünü Batı'ya dönmüş ve Tanzimat Fermanı ile başlayan, Osmanlının batılılaşma sürecini devam ettirmiştir.

Abdülaziz döneminde yapılan yenilikler:

-İlk posta pulu basıldı (1863)

-Bank-ı Osmani-i Şahane açıldı (1863)

-Osmanlı donanmasına ilk zırhlı savaş gemisi katıldı (1864)

-Yeni idari yapı ile belediye meclisleri açıldı (1864)

-Mekteb-i sanayi (Sanayi Okulu) açıldı. (1865)

-Darülfünun (İstanbul Üniversitesi) açıldı. (1868)

-Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) açıldı (1868)

-Divan-ı Ahkâm-ı Adliye (Yargıtay) açıldı. (1868)

-Şuray-ı Devlet (Danıştay) kuruldu. (1968)

-Darül muammilat (Kız öğretmen okulu ) kuruldu. (1870)

-Belediyeye bağlı ilk modern itfaiye teşkilatı kuruldu. (1871)

-Darüşşafaka açıldı. (1873)

30 Mayıs 1876 darbesi ile tahttan indirildi. Gözaltında bulunduğu Feriye Sarayı'nda 4 Haziran 1876'da bilekleri kesilmiş olarak ölü bulundu. Resmi tarihte intihar ettiği yazılsa da son yıllarda öldürüldüğüne dair delil ve iddialar çok artmıştır.

***

Yalının mimarı Sarkis Balyan'dır. Esma Sultan'ın ölümünden sonra Padişah 2. Abdülhamid tarafından yalı, kız kardeşi Cemile Sultan'a verildi. Cemile Sultan öldükten sonra, kızı Fatma Sultan'a verilen yalı, 1915 yılında Osmanlı saray hanedanının mülkiyetinden çıktı.

1922 yılından sonra tütün deposu olarak kullanıldı.

1952 yılında yalıyı Saffet Baştimur satın aldı ama yeniden konut haline getirmedi, bina marangozhane olarak kullanıldı.

Bina 1975 yılında yeniden satışa çıkarıldığında yandı ve sadece iskeleti kaldı. 1990'lı yılların başında The Marmara Collection grubu binayı satın aldı. 2001 yılında, yalı Philip Robert tarafından, orijinal planına sadık kalınarak, dış duvarları sabit tutulup, cam ve çelik kullanılarak içi yeniden restore edildi....

Günümüzde Esma Sultan Yalısı, yol boyunca açık tutularak sosyal toplantılar ve sosyete düğünleri için kullanılıyor.

Kaynakça:

  1. Dünden bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı ortak yayını, 1994 İstanbul, sayfa: 211,

2- Dünden Bugüne Beşiktaş, Beşiktaş Belediyesi (Beltaş ) yayını, Editör: Nuri Akbayar 1998, İstanbul, sayfa: 117,

3- Boğaziçi'nde yakılar ve insanlar, Murat Belge, İletişim Yayınları, 5. Baskı, 2013, İstanbul, sayfa: 23-25.

4- Padişah portreleri, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2000, sayfa: 522-23

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.