Hava Durumu

Osmanlı’dan günümüze Bağdat Caddesi

Yazının Giriş Tarihi: 25.06.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.06.2025 00:05

2024 yılında Parisli bir danışmanlık şirketi tarafından “Presence Mystery Shopping” adı altında yapılan araştırmaya göre İstanbul’daki Kadıköy Bağdat Caddesi, dünyaca ünlü alışveriş caddeleri arasında 4.cü sırada yer aldı. “Dünyanın 30 Ünlü Caddesi” sıralamasında 1.ci sırada 89 puanla Singapur’daki Orchard Street, 2.ci sırada 85 puanla Lüksemburg’taki Venue de la Liberta, 3.cü sırada 83 puanla Amsterdam’daki Hooft Street yer alırken 83 puanla İstanbul Kadıköy Bağdat Caddesi 4.cü sırada yer aldı.

Günümüzde kentsel dönüşüm adı altında (gerçekte ise rantsal dönüşüm denmesi daha doğru olacak), ünlü mimar Melih Koray’ın Bağdat Caddesi’ne özellikle kimlik kazandıran binaları tek tek yıkılıp yerine beton yığınları inşa edilmektedir. Bağdat Caddesi’nde kendine özellik kazandıran binaları korunmazsa dünyadaki bu yerini kaybedip, sıradan bir alışveriş caddesi olacaktır.

Kentlerde zaman zaman değişimler olabilir ancak kentin hafızasını oluşturan binalar yok edildiğinde kent de kişiliğini kaybedecektir. Ünlü şehir planlamacısı rahmetli Prof. Dr. Doğan Kuban’ın yazılarında en çok üzerinde durduğu görüş de budur. Bu nedenle dünyanın en iyi caddesi olarak Paris’in Champ’s Elysee Caddesi’ni övenlere katılmıyorum.

Bağdat Caddesi Camp’s Elysee’den daha güzel bir caddedir.

Yeter ki, bu caddeyi kentsel dönüşüm adı altında kişiliksiz bir hale getirmeyelim; sıradan beton yığınlarının yan yana dizildiği ruhsuz bir caddeye dönüştürmeyelim.

Bağdat Caddesi’nin Tarihçesi: Osmanlı Ordusu Anadolu yakasında sefere çıkacağı zaman padişah, Üsküdar’dan Ayrılık Çeşmesi’ne gelir, Haydarpaşa çayırında hazır olan ordusunun başında küffar üzerine yola çıkardı. Kabe’ye hac Farizesi için gidecek olan hacı kafileleri de aynı yolu takip ederlerdi. O zaman diliminde, Üsküdar-Ayrılık Çeşmesi arasındaki yol, “Tören yolu” olarak anılırdı. Ayrılık Çeşmesi’nden sonraki yol, 1638 yılında 4.cü Murat’ın Bağdat seferine çıkışını takiben “Bağdat Yolu” adıyla anılmaya başlanmıştır.

Tarihteki adı “Bağdat Yolu” olan yola, ”Bağdat Caddesi” adı, 1934 yılında, Pendik’e kadar olan kısmı için konmuştur. Ancak günümüzde Bağdat Caddesi olarak ünlenmiş olan bölüm, caddenin Kızıltoprak-Bostancı arasındaki 6 km.lik kısmıdır.

1851 yılında Şirket-i Hayriye (günümüzün denizyolları şirketi) kurulduktan sonra seyrek de olsa Kadıköy’e vapur gelmesi, bu yolu da yerleşime açmıştır. 1872’de Haydarpaşa’dan Pendik’e kadar döşenen raylar ile tren seferleri başlamıştır. 1920’li yılların sonuna kadar Kadıköy’de halkın piyasa ve eğlence yeri “Kuşdili çayırı” idi.

1928 yılında Anadolu yakasına elektrik gelmesinden sonra 1930’lu yıllarda, Kadıköy-Bostancı tramvayı, Bağdat Caddesi’nde gidiş-geliş 2 hat olarak çalışmaya başlayınca Bağdat Caddesi ve civarında yeni yerleşim alanları hızla arttı. 1950’lerde çevreye 3 kata kadar imar izni verilmesi ile eski köşklerin yerine yeni katlı binalar inşa edilmeye başlandı. Daha sonra imar planlarında değişiklik yapılarak 4-5 katlı binalara izin çıkınca, Bağdat Caddesi’nin ünü artarak, Kadıköylülerin iskân ve piyasa yeri olmaya başladı.

3 Ekim 1966 yılında Anadolu yakasındaki tramvaylar kaldırılmaya başlanmış, böylece İstanbul’a 97 yıl hizmet veren tramvay son bulmuştur ve Bağdat Caddesi’nde, 1970’lerde mevcut olan eski süs havuzlu, bahçeli köşklerin yıkılıp yerine apartmanların yapılması ile sahillerin dolgu toprak ile doldurulup yalıların ve mevcut binaların denizle irtibatı kesilmiş, önlerinden yol geçirilmiş ve çevre “sayfiye ve Yazlık” özelliğini kaybetmiştir.

Aynı yıllarda caddenin trafiği de tek yönlü olarak Bostancı-Kadıköy yönünde işlemeye başlamıştır. 1990’larda caddenin en kalabalık bölgesi Şaşkınbakkal-Caddebostan arası idi. Bu yıllarda bölgede binaların çoğunun zemin katları, şu anda olduğu gibi dükkân değil konuttu. 2000’li yıllar, Bağdat Caddesi’nin, kafe, restoran ve ünlü markaların satış mağazaları ile dolmaya başladığı yıllardır.

1999 depreminden sonra yeni deprem yönetmenliğinin yayınlanması ile cadde ve civarındaki sokaklarda mevcut binalar yıkılıp yerine yeni binalar inşa edilmeye başlanmıştır. Seneler içinde, İstanbul’un değerlenen semtleri içinde Kadıköy ön plana çıkmış, Bağdat Caddesi ve civarı bu bölgelerden biri olmuştur.

Ancak Bağdat Caddesi, kendine özellik kazandıran binalar koruma altına alınıp sit alanı ilan edilmezse, bölgenin rölyefi çıkarılıp sayısı çok azalan köşkler yıkılıp, caddenin kimliğini yok eden beton yığınları ve çok katlı binalar ile caddenin iki tarafı doldurulursa, dünyanın sayılı caddeleri arasında yer alan bu cadde, bu özelliğini hızla kaybedip sıradan bir alışveriş mekânı haline dönüşebilir.

KAYNAKLAR:

1-Salih Sezen, Ahmet Apaydın “İstanbul’da Ulaşım: Faytonlardan Marmararay’a.” İETT İşletmesi Genel Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayını, 2012, İstanbul.

2-Çelik Gülersoy ”Tramvay İstanbul’da”. İstanbul Kitaplığı Kitapçılık ve Tic.Ltd.Şirketi, 1989, İstanbul.

3-Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı’nın ortak yayını, 7cilt, sayfa: 299-300, 1994, İstanbul.

4-Prof. Doğan Kuban ”İstanbul, Bir Kent Tarihi” Tarih Vakfı Yayınları, 3.cü basım, Ekim 2004, İstanbul.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.