Hava Durumu

Ringlerin altın kalpli, ilk profesyonel Türk boksörü: Garbis Zakaryan-3

Yazının Giriş Tarihi: 31.05.2021 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.05.2021 06:00

3. BÖLÜM...

Doğum: 2 Haziran 1930, Şişli, İstanbul - Vefat: 25 Ocak 2020,İstanbul, 90 yaşında

Garbis Zakaryan, galibiyetler serisini 1964'te İstanbul'da yaptığı ve Lübnanlı Maroun Jeres'i 7. rauntta nakavtla yenerek kazandığı Orta Doğu Şampiyonluk kemeri ile süslemişti.

Not: Garbis 1965 yılında İstanbul'da Lübnan'lı Maroun Jeres'le yaptığı rövanş maçını da kazanarak unvanını korumuştu.

Hayalini kurduğu ama elde edemediği Avrupa şampiyonluğu zevkini ise antrenörlüğünü yaptığı, Kom Fabrikası sahibi boks aşığı iş adamı Hasan Cansız'ın himayesinde profesyonel boksa adım atan Cemal Kamacı ona 1 ekim 1973'te İstanbul Ali Sami Yen Stadı'nda Avrupa Şampiyonu Fransız siyahi boksör Roger Zami'yi yenerek yaşattı.

Not: Cemal Kamacı Türk boks tarihinin ilk Türk profesyonel Avrupa Boks Şampiyonudur.

Cemal Kamacı'nın Avrupa Şampiyonluğu ile ilgili anılarını Garbis Zakaryan şöyle dile getiriyor:

"Manevi oğlum Cemal Kamacı 1 Ekim 1973'te Ali Sami Yen Stadı'nda Avrupa Şampiyonluğu için Fransız Roger Zami ile karşılaşıyor. Antrenörüyüm Cemal'in ama Avusturya lisanslı olduğu için 'aynı ülkeden antrenörü köşeye çıkacak' denmiş, ben mecburen maçı ringe yakın bir yerden seyrediyorum. İlk rauntlarda Zami maçı üstün götürüyor. Cemal pasif dövüşüyordu 3. rauntta kaşı açıldı. 5. rauntta Zami'nin kafa darbesi ile alnı yarıldı.

İlk 8 raunt Kamacı açısından iyi geçmedi, raunt arası ringe, Cemal'in köşesine sokuldum:

"Cemal, oğlum ne yapıyorsun? Niye yakın dövüşü kabul ediyorsun? Neden, Zami'nin sana sokulmasına izin veriyorsun? Yaklaştığı an, sen seri yumruk at! Direktlerinle onu kendinden uzak tut. Anladın mı? Vazgeçme asla... Onun oyununu kabul etme, git üzerine, o kendini savunmak zorunda kalsın"

Salon yetkilileri beni Cemal'in köşesinden uzaklaştırırken ben hâlâ "Sana yaklaşınca seri yumruk at! Vazgeçme...Sakın..." diye bağırıyordum.

O uğultu gürültünün arasında Cemal sesimi duymuş olacak ki, 9. rauntta söylediklerimi uygulamaya başladı.

Özellikle 12. rauntta, tam tabiri ile Zami'ye meydan dayağı çeken Kamacı, son 3 raunt üstün bir dövüşle maçı kazandı.

Maç bitince Cemal, belinde şampiyonluk kemeri, boynunda şampiyonluk madalyası, elinde çiçek buketi ile oturduğum yere geldi ve "Garbis ağabey! Ben senin sayende bu maçı aldım... Senin sayende, beni ben yapan sensin" diye bağırdı.

İşte o an, o sözler, o haykırış benim için en büyük ödül oldu."

Cemal Kamacı'nın dışında Avrupa başarılı olabilecek bir boksörümüz de Seyfi Tatar'dı. 1967 İtalya, 1969 Bükreş'te yapılan Avrupa şampiyonalarında ikinci oldu.

5 Balkan birinciliği kazandı. Tanıdığım bir İtalyan menajer vardı, bana mektup yazdı. "Garbis, Seyfi Tatar'ı Avrupa Şampiyonası'nda seyrettim. Çok iyi bir boksör, eğer niyeti varsa avukatı yollayayım, kontrat yapalım, burada çalışsın. Biletleri ben göndereceğim." Seyfi'ye söyledim, "Yok Garbis ağabey, gitmem" dedi. Ne yapacaksın...

Not: Seyfi Tatar, 8 yıllık boks hayatında 38 defa milli formayı giydi, yaptığı 203 maçın 190'ında galip geldi. 1975 yılında boksu bırakan Tatar, 23 Kasım 2015'te vefat etti.

***

Brunet maçlarından sonra galibiyet serisine devam eden Garbis Zakaryan İtalyan boksör Franko Nensi ile yaptığı ve berabere kaldığı maçtan sonra 1966 yılında boks hayatını noktaladı. 51 maçlık profesyonel  boks hayatı boyunca Beyrut, Berlin, Buenos Aires, Grandwille, Mısır, Paris, Sao Paolo  gibi kentlerde yaptığı maçların dökümü şöyledir:

1-İstanbul, 1950: Ali Amran (Fransız) berabere,

2-İstanbul, 1950: Jean Papadopulos (Yunan) berabere

3-İstanbul, 1950: Jean Papadopulos, (Yunan) berabere.

4-İstanbul 1951: Williams, (İngiliz) galibiyet,

5-Beyrut, 1951: Armen (Lübnan) galibiyet,

6-İstanbul, 1951, Taki Ziyaris, sayı ile mağlup,

7-İstanbul, 1951: Taki Ziyaris, galibiyet.

8-İstanbul,1951: Niko Lambidis (Yunan) galibiyet,

9-Ankara, 1951: Saim Saygılı, galibiyet,

10- İstanbul, 1952: Hristo Eftimiadis (Yunan) 8. rauntta nakavtla galip,

11-İstanbul,1953: Laendre Mateos, (Fransız) galibiyet,

12-İstanbul, 1953: Charles Derry, (Fransız) galibiyet,

13-Berlin, 1953: Fredy Taicman (Alman) berabere,

14-Paris, 1953:Robert Astoin (Fransız), galibiyet,

15- İstanbul, 1953: Taki Ziyaris, galibiyet,

16-İstanbul, 1953: Titi Clavel (Fransız) 2. rauntta nakavt ile galip,

17-İstanbul, 1954: Brahim Jaune (Tunus), galibiyet,

18-İstanbul, 1954: İdrissa Dione (Fransız), sayı ile mağlup (Fransa ve Avrupa Şampiyonu),

19-Beyrut, 1954: İdrissa Dione (Fransız), sayı ile mağlup,

20-Beyrut ,1954: Jean Papadopulos (Yunan), galibiyet,

21-İstanbul, 1955: Emanuel Lambidis (Yunan), galibiyet,

22-İstanbul, 1955: Karl Öchle (Alman), galibiyet

23-Alexandria: Jean Papadopulos (Yunan), berabere,

24-İstanbul, 1955: Ahmet Bellarbi (Fransız), galibiyet,

25-İstanbul,1955: Taki Ziyaris, galibiyet,

26-Paris 1956: Marcel François (Fransız), galibiyet,

27-Granville, 1956: Jean Nervi (Fransız), sayı ile mağlup,

28-Beyrut, 1956: Abet Rıza Chami (Lübnan), 6. rauntta nakavt ile galip,

29-Beyrut, 1956: Qusman Cise (Fransız), berabere,

30-İstanbul, 1956: İdrissa Dione (Fransız), sayı ile mağlup,

31-Buenos Aires, 1956: Cirillo Gil (Arjantin), sayı ile mağlup,

32-Buenos Aires, 1956:Martiniano Pereira (Arjantin), 5. rauntta, nakavt ile galip,

33- Paris,1957: İbrahim Kettani (Tunus), galibiyet,

34- Sao Paolo: Paulo Sacoman (Brazilya): berabere,

35-İzmir, 1957: Ali Melek, abandone ile galip,

36- Beyrut, 1958: Salah El Msyr (Lübnan), galibiyet,

37-İstanbul, 1958: Salah El Msry (Lübnan), galibiyet,

38-İstanbul, 1959: Charles Attali (Fransız), berabere,

39-İstanbul, 1959: Charles Attali (Fransız), galibiyet

40-30 Nisan 1960, İstanbul: Jo N'gan (Fransız), galibiyet,

41-İstanbul, 1963: Rene Brunet (Fransız),7. rauntta nakavt ile mağlup,

42- İstsnbul,1963: Jean Ruellet (Fransız), galibiyet,

43-18 Kasım 1963, İstanbul: Rene Brunet (Fransız), galibiyet,

44-İstanbul, 1964: Mario Dellacorte (İtalyan), galibiyet,

45-Paris 1964: Lohtar Kremmer (Alman), galibiyet,

46-İstanbul, 1964: Jean Claude Labreille (Fransız), Galibiyet,

47- İstanbul, 1964: Maroun Jeres (Lübnan), 7. rauntta nakavtla galip (Orta Doğu Şampiyonluk maçı),

48- Beyrut, 1965: Maroun Jeres (Lübnan), galibiyet,

49-İstanbul, 1965: Mohammed Djendoubi (Tunus), 7. rauntta nakavt ile galip

50-İstanbul, 1965: Pierro Morgia (İtalyan), 9. rauntta nakavtla galip,

51- İstanbul,1966: Franco Nenci (İtalyan), berabere.

Toplam 51 profesyonel maçta 35 galibiyet, 9 beraberlik, 7 yenilgi, amatör ve profesyonel toplam 251 maçta 226 galibiyet.

***

1966'da ringlere veda eden Garbis Zakaryan, uzun yıllar federasyona bağlı antrenör olarak boksa hizmet etmeye devam etti. Ara sıra yaptığı spora bağlı vertigo (baş dönmesi), kulaklarının ağır işitmesi, zaman zaman unutkanlık yaşaması, ayaklarındaki zorluk nedeniyle bastonu ile yürümeye başlayan Garbis baba antrenman için ringe çıktığında heyecan ile bütün bunları unutur, eldivenlerini takıp genç boksörlere boksun inceliklerini, tekniğini göstermeye çalışırdı.

***

2017 yılında Karar gazetesinden Celal Demirbilek'in, Garbis Zakaryan'la Şişli'deki evinde yaptığı röportaja başlarken ağzından ilk şu sözler çıkıyordu:

"En büyük şeref: Evlat....

83 yaşındayım, artık bir ayağım çukurda, sen soru sormadan vasiyetimi yazar mısın?

Eski ring arkadaşım, uluslararası boks hakemi Vedat Karakurum'un cenazesindeydim, tabutu Türk Bayrağı'na sarılı idi, çok duygulandım "Ben de milli boksörüm, ülkeme çok büyük başarılar kazandırdım, ancak benim adım Garbis, beni de bayrakla gömerler mi?" diye içimden geçirdim, gözyaşı döktüm. Vedat kardeşimi yolcu ederken, Allah bana da böyle bir cenaze töreni nasip eder mi?" diye düşündüm

Not: Allah, Garbis Zakaryan'a da böyle bir cenaze töreni nasip etti ve hem Türk, hem Galatasaray bayraklarına sarılı, sandukasına takılan boks eldivenleri ile gönlünden geçtiği gibi bu dünyaya veda edip ebediyete uğurlandı.

***

GARBİS YİNE ADAM DÖVMÜŞ...

"Maçlardan sonra, arkadaşlar beni eve damat gibi getirirlerdi.

Mahalleye gelince, klaksonlar çalar, konu komşu pencerelere koşar "bizim Garbis yine adam dövmüş" derlerdi.

***

"BU KADAR MAÇLA BOKSÖR YETİŞMEZ"

Türk boksunun mevcut durumunu hiç beğenmediğini söyleyen Garbis Zakaryan, "Bu ilgisizlikle ve bu kadar az maçla iyi boksör yetişmez. Bizim dönemimizde kısıtlı imkânlara rağmen çok iyi boksörler yetişmişti. Öğrencim Cemal Kamacı, Celal Sandal, Seyfi Tatar, Yeter Sevimli gibi çok iyi boksörler yetişti, boksa hem seyirciden hem basından büyük ilgi vardı.

Basın boks haberlerine çok geniş yer verirdi. Radyolar boks maçlarını naklen yayınlayarak geniş kitlelere  anında duyururdu.

Bugün gazetelere bakıyorum, boks yazıları üç parmağı geçmiyor, basın boksörleri teşvik etmiyor. Yılda birkaç milli maç ve Türkiye Şampiyonası ile iyi boksör yetişmez.

***

"BOKS YAPARKEN DOPİNGİN NE OLDUĞUNU BİLMİYORDUM"

Ne zamanki haltercilerde, atletlerde meydana çıkınca, dopingin ne olduğunu öğrendim. Bence çok zararlı, sporun ahlâkına yakışmayan bir olay.

O zehir ilaçları alacaklarına, daha kaliteli ve daha fazla antrenman yapsınlar.

***

"KOVULA KOVULA BOKSÖR OLDUM"

14 yaşında Beyoğluspor'da boksa başladım. "Bu vücutla boks yapılmaz" dediler, beni kovdular, onlar kovdu, ben geldim, onlar kovdu ben bıkmadım.

Sonunda bıktılar ama ben de boksa başlamış oldum. Galatasaray'a geçtim, İstanbul ve Türkiye şampiyonlukları kazandım. 1950'de profesyonel oldum, Fransa, Brezilya, Arjantin, Almanya, Lübnan ve Mısır'da dövüştüm.

51 profesyonel maç yaptım, 35 galibiyet, 9 beraberlik, 7 yenilgi aldım.

***

"YENİDEN DÜNYAYA GELSEM YİNE BOKS YAPARIM"

Bu kadar darbe alacağını bilsem de yine yaparım. Aşırı bir sevgi var bende boksa karşı.

Bir çok fedakârlık yapmanız lazım, disiplinli olmanız lazım, bunlar ancak aşkla olur.

***

"BİZİM ZAMANIMIZDA KALABALIKTAN İÇERİ GİREMEZDİNİZ"

Seyirci tıkış tıkış salonu doldururdu, biletler karaborsaya düşerdi. Bir keresinde ben kendi maçıma giremedim.

Kapıya geldiğimde bir inzibat yolumu kesti, "biletsiz giremezsin" dedi. "Ben Garbis Zakaryan'ım, maçıma geldim" dediğimde "Ne Garbisi hemşehrim, çekil şuradan, kapıdan kaç Garbis içeri girdi, sen bizle dalga mı geçiyorsun?" dedi. Meğer maç için yer bulamayanlar "Ben Garbis" deyip arka kapıdan dalmışlar salona!

Geciktiğimi gören menajerim Zare beni merak edip kapıya geldi de sayesinde maçıma girebildim.

Salonda, başka Garbislerin içeri girişini önlemek için "Hakiki Garbis Zakaryan'ı bulduk" anonsları yapıldı.

Bir de şimdi maçları çok uzak yerlerde yapıyorlar. Eskiden spor ve sergi sarayında yapılırdı, herkes gelebilirdi. Basın maçları saatini, gününü, yapılacağı yeri halka duyururdu.

Şimdi basında futboldan başka sporlara yer yok."

***

2015'te sevgili eşi Ersilya'yı kaybeden Garbis'i çocukluk arkadaşı Ziya Sabırcan şöyle özetliyor:

"Garbis'in parada pulda gözü olmadı.

Karnı tok, sırtı pek olsun yeter. Öyle bir insan... Ne para için hırslanmış, ne de kimsenin ekmeği ile duyguları ile oymamıştır.

Boksu para için değil aşkla sevdiği için yapmıştır zaten.

Boks aşıktı, tutkulu idi, severek yapardı.

İki aşkı vardı onun: Boks ve muhterem eşi Ersilya."

***

Garbis Zakaryan 29 Ocak 2020'de vefat etti.

Vasiyeti yerine getirilerek Türk ve Galatasaray bayrakları sarılı sandukası üzerinde boks eldivenleri ile 3 Horon Ermeni Kilisesi'nde yapılan törenin ardından İstanbul Şişli Ermeni Mezarlığı'nda toprağa verildi. Cenaze töreninde Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, Türkiye Boks Federasyonu Başkanı Eyüp Gözgeç, Beden Terbiyesi Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan, ailesi ve sevenleri katıldı.

Vasiyeti üzerine Türk Bayrağı'na sarılı olarak toprağa verilen, yurtdışında yaptığı maçlara Türk Bayrağı'na sarılı olarak ringe çıkan, Türkiye'nin ilk profesyonel boksörü, Türkiye'nin ilk Avrupa Şampiyonu, 23 yıllık boks yaşamına sığdırılmış 200 amatör, 51 profesyonel maç, 226 galibiyet, dört kıtada yapılan maçlarda ülkemizi temsil etmek, insanlığını, dürüstlüğünü, centilmenliğini gelecek nesillere bırakarak, bu fani dünyadan ayrılan ama anıları hep hatırlanacak "bir gavurun oğlu", Garbis Zakaryan, demir yumruklu, koca yürekli insan bir İstanbul beyefendisi...

Seni ölümünün 1. yıl dönümünde saygı ve sevgi ile anıyoruz...

Kaynakça:

1-Boks "1743-1973", Orhan Ayhan, Bilmen Basımevi, sayfa: 64-74,

2-Kürsüdekiler "Anılar: 1957-1984" Orhan Ayhan, Üç er Basımevi 1984, sayfa: 45-51,

3-Cumhuriyet dönemi Türkiye Ansiklopedisi, 8. Cilt, Türkiye'de spor Boks bölümü, İletişim Yayınları, 1996, sayfa: 2240-2241,

4-Atlas Tarih, özel sayı "Spor tarihinde ilkler" Sayı: 38,2016, sayfa: 122-125.

5-Osmanlıdan Cumhuriyete Azınlık Spor Kulüpleri ve Sporcuları, Orhan Şevki, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2017, sayfa: 145-147.

6-Garo Neredesin 'roman' Emina Temel, Eton Yayıncılık, 2017, sayfa 53, 63-65, 183-185.

7- Demir Yumruk Garbis, röportaj, Celal Demirbilek Karar gazetesi, 14 Kasım 2017.

8-Garbis Zakaryan, röportaj, Paros Dergisi, 73. sayı Ekim 2017.

9-Fanatik, Almanak, sayı: 16 "Demir Yumruğa Veda" 2020, sayfa:16

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.