Genç Türkiye Cumhuriyeti spor örgütünün iki ünlü kuruluşundan Türkiye İdman Cemiyeti İttifakı Başkanı Ali Sami Yen ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi sekreteri ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi Türkiye Temsilcisi Selim Sırrı Tarcan, 1924 yılında Paris'te yapılacak Olimpiyat Oyunları'na katılmasının yalnız sportif açıdan değil, politik bakımdan da büyük yararı olacağını düşündüklerinde ne ittifak ne de komitenin mali gücü bu işin gerektirdiği masrafı karşılayacak durumda değildi.
Peş peşe savaşlardan yeni çıkmış, tüm mali kaynakları yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması için harcanmış bir ortamda spora sıra gelene kadar halledilmesi gereken çok sorun vardı. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Reisicumhur Mustafa Kemal Atatürk, o ileri görüşlü büyük devlet adamı ki konu kendisine arz edildiğinde bu olayın ülke yararına olacağına ikna oldu.

(İskoç antrenör Billy Hunter Milli Takım antrenmanında-1924)
***
16 Ocak 1924 tarihinde Bakanlar Kurulu Reisicumhur Mustafa Kemal Atatürk'ün başkanlığını yaptığı toplantıda 171 sayılı şu kararı aldı:
"Türk gençleri arasındaki spor müesseselerinin, Avrupa sporcuları ile sıkı münasebette bulunmaları ve spor faaliyetlerini fenni esaslara uygun olarak düzenlenmesi konusunda Avrupa mütehassıslarından istifade edilmesi gereklidir. 1924 Mayısında Paris'te yapılacak Olimpiyat müsabakalarına iştirak etmekte Türkiye için yarar vardır.
Memleketimizde sporculuğun geliştirilmesi ve başarısı herhalde bu gibi beynelmilel müsabakalara iştirak etmekle gelişecektir. Bu nedenle sporcularımızı çalıştırmak için gereken mütehassısların Avrupa'dan getirilmesi ve adı geçen Olimpiyat yarışmalarına Türk sporcularının da katılmasının temini için acele olarak 17 bin liranın Türk İdman Cemiyeti İttifakı Merkez-i Umumisi'ne verilmesi uygun görülmüştür"
Not: Metindeki bazı eski Türkçe kelimeler günümüz dili ile yenilenmiştir.

(1924 Paris Olimpiyatları açılış töreninde Türk sporcuları)
***
Bu mali desteği alan cemiyet bir yandan futbolcu ve atletler için Kadıköy'deki İttihatspor Kulübü'nde, Union Kulüp'te kamp yeri ayarlarken güreşçilerin çalışması için de Taksim Stadı'nın boks salonunu kiraladı.
Ayrıca Eskişehir'de de diğer bölgelerden gelecek sporcuları tanımak ve aralarındaki yetenekleri ortaya çıkarmak için seçme müsabakaları organize etti.
Olimpiyatlar için 3 ana branş Atletizm, güreş ve futbolda yabancı antrenör getirme kararı alındı.
Türkiye'ye ilk yabancı antrenörler olarak atletizmde Amerikalı Mr. Tobin, güreşte Macar Raol Peter ve futbolda İskoçyalı Billy Hunter getirildi.
Billy Hunter ve Raol Peter 4 Mart 1924'de, Mr.Tobinde 6 Nisan 1924 de İstanbul'a geldiler. Bütçeden daha sonra 17 bin liraya ilaveten önce 10 bin, daha sonra da Milli Eğitim Bakanlığı'ndan 2 bin lira ödenek alınarak seçilen ve hazırlanan, bir yaşını dahi doldurmamış genç Türkiye Cumhuriyetinin Sporcuları 19 futbolcu, 5 güreşçi 2 halterci, 1 eskrimci, 3 bisikletçi ve 10 atlet toplam 41 sporcu, 10 yönetici ve 3 antrenörden oluşan iki kafile halinde 3 mayıs-27 temmuz tarihlerinde yapılacak oyunlara hareket ettiler.

( Milli futbol takımımız 1924 Paris Olimpiyat Oyunları'nda Çekoslovakya ile oynadığı eleme maçı öncesi sahada. Ayaktakiler(soldan sağa): antrenör Billy Hunter, Kadri, Zeki Toza, Aslan Nihat, Cafer, Bedri Nedim (kaleci) oturanlar: İsmet Uluğ, Alaeddin, Ali, Bekir Refed, Leblebi Mehmet. Sağ başta ayakta fötr şapkalı kafile mihmandarı)
***
William Billy Hunter (2 Nisan 1885-1937, New York, ABD)
Futbol Kariyeri:
İskoçyalı Billy Hunter, 1904'te İngiliz takımlarından Millwall FC de futbol yaşamına başladı. Bu takımda 1904-1909 yılları arasında 150 maça çıkıp 43 gol attı. 1909'da Bolton Wanderers'e transfer oldu. 1909-1912 yılları arasında bu takımda 53 maça çıktı ve 15 gol attı. 1912 yılında futbol kariyerini noktaladı.

(İskoç antrenör Billy Hunter bir antrenman sonrasında soldan sağa: Aslan Nihat, Billy Hunter, Şiir Refik Osman)
Teknik direktör kariyeri:
1912 de futbolu bıraktıktan sonra aynı yıl teknik direktörlüğe başladı. Tam bir futbol gezgini olan Billy Hunter'in, ilk yurtdışı durağı Hollanda oldu. 1912-14 yılları arasında Hollanda Dordrecht Football Club takımını çalıştırdı. 1914 yılında Hollanda Milli Takımı teknik direktörlüğüne getirildi.
1915'te İngiliz ordusuna girip 1. Dünya Savaşına katıldı. Savaş sonrası, 1920-21 yıllarında Avusturya'da Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden gelen Yahudi futbolculardan oluşan Hakoah Wien takımının menajerliğini yaptı. (Bu kulüp 1938 de Naziler tarafından kapatıldı)
1921-24 yılları arasında İsviçre'nin FC Lausanne Sport Kulübünün teknik direktörlüğünü yürüttü.
1924-26 yılları arasında Türk Milli Futbol Takımı'nın antrenörlüğünü yaptı.
1924-1928 yılları milli takımla beraber Galatasaray futbol takımının da antrenörlük görevini birlikte yürüttü.
1928 yılında ülkemizden ayrıldı.
Gerçek kimliğini, Cumhuriyetin ilanından sonra bulan Türk futbolu, Billy Hunter'in gelişi ile çağdaş futbolu tanıma ve bilinçli çalışma ile bilimsel antrenmanın ne olduğunu anlama fırsatını buldu.

(1 Mayıs 1925'te Bükreş'te Romanya'yı 2-1 yenen milli takımımız: Soldan sağa ayakta: İngiliz hakem Mr. Rolton, Fethi Tahsin, Leblebi Mehmet, Aleddin Zeki Rıza, Mahmut Sabih, Nedim Bedri, Muslih, Saim Turgut. Ön sıradakiler (soldan sağa): Mihat, Kadri, Kemal Rıfat, Hamit Aslan, Hamit Akbay, Sadi ve Ali)
***
25 Mayıs 1924'te Paris Olimpiyatları'na katılan Billy Hunter yönetimindeki Türk Milli Futbol Takımı ilk tur eleme maçında şansız bir kura ile Avrupa'nın en güçlü takımlarından Çekoslavakya ile eşleşti ve 5-2 yenilerek elendi.
Bu müsabakaya milli takımımız şu kadro ile çıktı:
Nedim Kaleci(İst. Altınordu) Cafer Çağatay (FB) Ali Gençay (GS) Kadri Gök Tulga (FB) İsmet Uluğ (FB) Nihat Bekdik, Aslan Nihat (GS) Mehmet Leblebi (GS) Alaeddin Baydar (FB) Zeki Rıza Sporel (FB) Bekir Refed (Karlsruhe Phönix) Bedri Gürsoy (FB)
Milli takımın gollerini Bekir Refed 65 ve 82. dakikalarda attı.
***
1924-28 yılları arasında Billy Hunter'in çalıştırdığı milli futbol takımımız oynadığı 12 resmi maçta 5 galibiyet, 7 yenilgi aldı.
1- 25.5.1924,Paris,Türkiye-Çekoslovakya: 2-5,
2- 17.6.1924,Helsinki, Finlandiya-Türkiye: 2-4,
3- 19.6.1924,Talin, Estonya-Türkiye: 1-4,
4- 22.6.1924,Riga, Litvanya-Türkiye: 1-3,
5- 29.6.1924:Kodz, Polonya-Türkiye: 2-0,
6- 16.10.1924:Moskova, Rusya-Türkiye: 3-0,
7- 10.4.1925:İstanbul, Türkiye-Bulgaristan: 2-1,
8- 1.5.1925:Bükreş, Romanya-Türkiye: 1-2,
9- 15.5.1925:Ankara, Türkiye-Rusya: 1-2,
10- 2.10.1925:İstanbul, Türkiye-Polonya: 1-2,
11- 7.5.1926:İstanbul, Türkiye-Romanya: 1-3,
12- 12.9.1926:Lemberg, Polonya-Türkiye: 6-1.
Billy Hunter 1926'da Milli Takım'ı Macar Bela Toth'a devrederek ayrıldı. Galatasaray takımının başına geçti.
Billy Hunter'in çalıştırdığı Galatasaray Futbol Takımı 1924-1927 yılları arasında 3 defa İstanbul lig şampiyonluğunu kazandı.
***
Yabancı çalıştırıcılar arasında Türkiye'de en çok iz bırakan Antrenörler:
İngiliz Gordon Milne; Beşiktaş'ta üst üste 3 şampiyonluk, iki ikincilik yaşadı. Sayesinde Beşiktaş Türkiye liglerinde altın dönemini yaşadı.
1984'lü yıllarda Türkiye'ye gelen ve Faruk Süren ve Alp Yanan'ın büyük çabaları ile Galatasaray'a kazandırılan Jupp Derwall, Yardımcısı Mustafa Denizli ile Galatasaray'ın 14 yıllık şampiyonluk hasretini 1987 yılında bitirdi. Galarasaray, onun zamanında UEFA Kupası zaferini de yaşadı.
Hem Galatasaray, hem Fenerbahçe'ye şampiyonluk yaşatan Yugoslav Tomislav Kaloperoviç,
Hem Galatasaray hem Beşiktaş'ta şampiyonluk yaşayan ünlü Romanyalı çalıştırıcı Mircea Lucescu, aynı zamanda Galatasaray'a UEFA Süper kupayı da kazandıran antrenördü.
Fenerbahçe'ye 1959 ilk milli lig şampiyonluğunu kazandıran İgnace Molnar.
Galatasaray'ı ligde şampiyonluğa abone yapan Brian Birch (maçlarda havaya kalkan yumruğu ile tribünlerin efsanesi olmuştu)
Fenerbahçe'ye üst üste 2 şampiyonluk yaşatan, iki dünya kupası şampiyonluğu, bir dünya kupasının en iyi oyuncusu seçilmeyi başaran, yeşil sahaların gördüğü en büyük orta saha oyuncularından olan Brezilyalı Didi,
Milli Takım'da zihniyet değişikliği yapan, gençlere güvenip onlara şans veren ve Fatih Terim'i yetiştiren Alman Sepp Piontek, Türkiye'de iz bırakan ünlü çalıştırıcılardan ilk aklıma gelenler.
Ama şurası muhakkak ki, antrenörün yerlisi, yabancısı değil, iyi ve kötüsü vardır"
Kaynaklar:
1-Türk spor tarihi ansiklopedisi, Cem Atabeyoğlu, Fotospor yayını, 1991 İstanbul
2-Tercüman spor ansiklopedisi, cilt, 3, 1981, İstanbul
3- TMOK NİN 100 yılı: 1908-2008 Altuğ İstanbulluoğlu, 2008,İstanbul
4-Spor tarihimizde ilkler, Atlas Tarih özel sayı, 38,2016, Doğan Dergi Yayıncılık ,2016 ,İstanbul