24 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlaması sonrasında Avrupa Birliği, Rusya’ya karşı ekonomik yaptırım kararlarını genişleterek bugüne kadar birçok alanda Rusya’nın ekonomisini zayıflatmaya çalışmıştır. Genişletti diyorum; zira Avrupa Birliği, Rusya’nın işgali öncesinde yaptırımlar noktasında belirli kişileri hedef alırken, işgal sonrası Rus kurumlarını ekonomik yaptırım altında bırakmaya başlamıştır.
Ekonomik yaptırımların hedeflerini genel hatta ele aldığımızda; hedef alınan devletin davranışlarını değiştirmeye zorlamak, cezalandırmak ve caydırmak olduğunu belirtebiliriz. Ekonomik yaptırımlar, dış politika araçlarının en kilit yöntemlerinden biri olarak karşımıza çıkar; zira orta yol olarak kullanılan temel araçlardan biri diyebilirim. Ekonomik yaptırımlar aynı zamanda önemli bir müzakere gücü oluşturur ki bu durumu İstanbul’da gerçekleştirilen Rusya-Ukrayna görüşmelerinde gördük. Rusya, yaptırımların kaldırılması için talepte bulunabiliyor.
Peki Avrupa Birliği, Rusya’ya karşı ekonomik yaptırımlarla neyi hedefliyor?
Bu sorunun birçok cevabı olsa da biri Rusya’yı caydırmak ve işgali sonlandırmasını sağlamak; aynı zamanda Rusya’yı besleyen ekonomik damarları kesmek ve Rusya içerisinde Putin rejimine zarar verebilmek.
Avrupa Birliği, savaşın başladığı 24 Şubat 2022 tarihinde Donetsk ve Luhansk bölgelerinde Rus ayrılıkçılara yönelik yaptırımlar, Rusya Devlet Duması içerisinde birçok kişiye yaptırım kararları ve Rusya’nın Avrupa Birliği’nin sermaye ve finans piyasalarına erişimine karşı yaptırım kararları; enerji ve ulaşım sektörleri, ihracat kontrolü ve ihracat finansmanı, vize politikaları, SWIFT yasağı ve bankalar üzerinde yaptırımlar, avro banknotlarının satışı, aynı zamanda Rusya Merkez Bankasına ekonomik kısıtlamalarla ilk büyük yaptırım kararını almıştı. Bugüne kadar geçen süre içerisinde birçok ekonomik yaptırım paketi açıldı ve uygulanmaya koyuldu.
Bu yazımda, son dönemde Avrupa Birliği’nin ek yaptırım paketlerini inceleyeceğiz; zira savaşın başından beri süregelen yaptırımlar oldukça detaylı ve uzun bir anlatım gerektirmektedir.
17. Yaptırım Paketi / Mayıs Ayı
Avrupa Birliği, mayıs ayı içerisinde yeni bir yaptırım paketinde anlaştı ve bu yaptırım paketinin amacı Ukrayna’da devam eden savaşın bir an önce sona erdirilmesi için Rusya’ya baskının artırılmasıydı. Bu yaptırım paketindeki en önemli detay şüphesiz Rusya’nın “gölge filoları” üzerine ekonomik baskıların arttırılması oldu; zira Rusya, Batı ülkelerinin kısıtlayıcı yaptırımlarına rağmen ve buna yanıt olarak petrolünü taşımak için geniş bir gemi filosu oluşturmuştur. Petrol ve doğal gaz ihracatının Rusya ekonomisi için temel oluşturduğunu ve ülke gelirlerinin %40’tan fazlasını oluşturduğunu düşündüğümüzde, bu filolar Rusya adına oldukça önemli. Avrupa Birliği, savaşın başından itibaren Rus petrolünün ithalatını yasaklamış ve Rus ham petrolünün taşınmasını zorlaştırmak için fiyat sınırlamaları getirmişti. Buradaki amaç, Rusya’nın petrol fiyatlarını yönlendirmesini engellemek ve daha düşük fiyattan satmaya zorlamak üzerine kurulmuştu. Rusya, bu kısıtlamaları aşmak adına gölge filoları oluşturmuş ve yeni pazarlar üzerinde resmî olmayan satışlar yürütmeye başlamıştı. Bu gölge filolar, aynı zamanda oldukça eski ve çevreye büyük zarar veren tankerlerden oluşuyor. Avrupa Birliği, mayıs ayı içerisinde bu kısıtlamaları aşmak için kullanılan 200 tankere yaptırım kararı aldı ve kara listeye ekledi. Toplam listeleme sayısı ise paket içerisinde 342 tankere kadar çıkarıldı ve bu filolar, yaptırımla birlikte liman erişim yasağına tabi oldular. Diğer bir yaptırım alanı ise Rusya’nın askerî endüstriyel gelişimine doğrudan veya dolaylı katkı sağlayan şirketler üzerine gelişti. 30’dan fazla şirket yaptırım altında kaldı. Aynı zamanda askerî amaçlı kullanılacak temel teknolojik ürünlere kısıtlamalar getirildi. Sodyum klorat, potasyum klorat, alüminyum tozu, magnezyum tozu, bor tozu, bilyalı vidalar ve kodlayıcılar gibi yedek parçalarda yaptırım paketi içerisine alındı. Bu da Rusya’nın askerî sistemine hizmet eden endüstriyel alanlarda yaptırımların artması demek.
Son dönemde 18. yaptırım paketi Avrupa Birliği içerisinde üye ülkelere sunuldu. Ek önlemler olarak öne çıkacak paketin içeriği ana hattıyla Rusya’nın enerji ve askerî savunma gücüne zararı artırmak üzerine kurulmuş gibi diyebiliriz. Bu paketin içeriğinde Nord Stream1 ve Nord Stream2 doğal gaz boru hatları ve iki boru hattıyla iş yapan şirketler üzerine olacak ayrıca sistem üzerinden yaptırımları aşmayan çalışan bankalar hedef alınmış ve yukarıda bahsettiğimiz “gölge filo” noktasında yaptırımlar için 70 tanker daha yaptırım listesine alınacak gibi durmaktadır.
Bu yaptırım paketinde dikkat çeken konu ise Rus petrolüne tavan fiyat uygulamasında düşüşe gidilmesi olacak gibi; zira 60 dolar olarak belirlenen tavan fiyat, bu paket içerisinde 45 dolar olarak öne sürülmüş. Amaç, Rusya’nın devam eden fosil yakıt ihracatını daha da kısıtlamak diyebiliriz.
Diğer konuları incelediğimizde ise; Rusya’daki birçok bankanın daha yaptırım içerisine alınmasını ve SWIFT uluslararası finansal mesajlaşma sisteminden çıkarılması da gündemde. Ayrıca Rusya’dan ithalat gerçekleştiren ülkelere gümrük vergileri getirilmesi de en çok görüşülen konulardan birini oluşturmaktadır.
Sonuç itibarıyla; Avrupa Birliği’nin ekonomik yaptırım paketleri Rusya’nın savaşı devam ettirmesi dahilinde ağırlaşarak devam etmekte. Zaten Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, yeni yaptırım paketinin “sert etkili” yöntemler içereceğini söylemişti. Avrupa Birliği bu vasıtayla birlikte Rusya’nın askerî gücünü kırmak ve ekonomik gücünü askerî gücüne kaydırmasını engellemek adına hem askerî hem de finansal yaptırımlarını oldukça ağırlaştırmış vaziyette. Bugüne kadar geçen süre içerisinde Rusya, ekonomik olarak yaptırımlardan etkilenmiş olsa da savaşı sürdüremeyecek noktaya gelmedi; zira petrol ve doğal gaz ihracatını hâlâ sürdürebilmekte ve yeni pazarlarını Asya’ya kaydırabilmekte. Tabii artan ekonomik baskı Rusya’nın finansal çözümler oluşturmasını ve yaptırımları aşabilmek adına yeni planlar yapabilmesini beraberinde getirmekte. Bunlardan biri kripto para politikası takip etmek, diğeri ise gölge filolar. Rusya bu noktada yaptırımları aşmaya çalışırken, Avrupa Birliği açık kalan noktaları yine yaptırımlarla doldurmaya çalışmakta. Bu süreç, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın bitimine kadar sürecektir ve Avrupa Birliği, Rusya’ya karşı ekonomik yaptırımlarını daha da genişletecektir. Fakat savaş sonrası için de Rusya’ya olan güvenin oldukça zayıflaması, Rusya’nın Batı finansal sistemine tekrar entegre olmasını engelleyecektir diye düşünüyorum.