Hava Durumu

Avrupa Birliği savunma fonu ve Türkiye

Yazının Giriş Tarihi: 21.03.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.03.2025 00:05

Rusya’nın askerî yatırımlarını artırdığı ve ABD’nin Asya Pasifik bölgesine kaydığı bir dönemde, Avrupa’nın savunma stratejisini güçlendirme planlaması oldukça önemli bir gelişmedir.

Bu, Avrupa Birliği’nin 2030 savunma hedefleri içerisinde yer alan en önemli detaydır. Burada önemli olan, yeni stratejinin güvenilir caydırıcılık sağlamak ve yeniden silahlanma sürecini hızlandırmak olacak. Avrupa Birliği, ilave olarak savunma sanayisi yatırımlarını arttırma planı içerisinde ve 2030 hedefi dahilinde 800 milyar avro hedef konulmuş vaziyette. Bu yatırımların hızlı olması amacıyla hem kamu hem de özel sektör ortaklığı ile sürdürülecek olması da önemli bir detay olacak. Tabii diğer detaylar ve stratejik hedefler çerçevesinde askerî hareketliliği arttırmak adına altyapı yatırımları önemli bir yere sahip olacaktır. Hızlı askerî taşıma için kara koridorları, havaalanları ve limanlar ağı önemli yatırımları oluşturacak; bunun yanında Avrupa’nın siber savunma, insansız hava araçları ve askerî yapay zekâ alanlarında da yatırımlarını artırması zorunlu olacaktır diyebiliriz.

Avrupa Birliği, Ukrayna konusunda ise desteği arttırmayı planlıyor. Ukrayna’nın savunma gücünü artırmak için AB’nin askerî desteğini koordine etmek amacıyla bir ortak görev gücü kurulması planlanan hedefler doğrultusunda. Bu da uzun vadeli yatırımlar ve askerî alanda gelişim gerektirmektedir diyebiliriz. Bu strateji hedef, 2030 vizyonu çerçevesinde gerçekleştirilmesi planlanan ve hızla atılması gereken adımları göstermektedir diyebiliriz.

ABD Başkanı Trump’ın göreve başlaması sonrasında Avrupa Birliği’ni dışarda bırakarak Ukrayna meselesini Rusya ile çözmeye çalışması ve gümrük tarifeleri, bu vadede ABD’nin Avrupa Birliği ile olan ilişkilerini kötü yönde etkilemekte. Bu durum ise Avrupa’yı Rusya nezdinde zayıf bırakan gelişmelerden biri; zira Avrupa Birliği, askerî açıdan ABD’ye büyük oranda bağımlı. Fakat yukarıda da bahsettiğim gibi, bu durum değişim sürecine giriyor. Avrupa Birliği, bu noktada bir savunma fonu oluşturarak üye ülkelerin savunma güçlerini arttırma noktasında önemli politik hamleler uygulamaya başladı bile.

Burada önemli olan ise savunma fonunda Türkiye’nin yer alıp almayacağı; zira Türkiye’nin son dönemde artan savunma sanayisi yatırımları ve askerî modernizasyon hamleleri özellikle Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında Avrupa Birliği ve NATO içerisinde oldukça dikkatli takip edilen gelişmelerden biri konumunda.

Bu noktada ABD, İngiltere ve Türkiye’yi ayrı tutuyor. Avrupa Birliği, açıkladığı 162 milyar avro savunma fonunu sadece Avrupa ülkeleri ve Avrupa savunma şirketleri ile savunma ve güvenlik anlaşması imzalayan ülkelerin yer alacağı şekle döndürme planı içerisinde. Bu noktada fonun yalnızca AB savunma şirketlerine ve AB ile savunma anlaşmaları imzalayan üçüncü ülkelerin savunma şirketlerine açık olacağını belirtmemiz gerekir. Türkiye’nin bu fonda yer almasının temel kuralını ise savunma ve güvenlik ortaklığı anlaşmasını Avrupa Birliği ülkeleri imzalanmasından geçecek gibi durmaktadır. Bu pek tabii İngiltere ve ABD için de geçerli.

İngiltere bu noktada Avrupa Birliği ile sıkı diyalog içerisinde olsa da anlaşmazlıklar yoğun. Türkiye, savunma konseptli davetlere katılımını göstermekte; fakat savunma fonunun içerisinde yer almaması Avrupa Birliği’nin savunma konseptini anlamsız çıkaracaktır. Zira Türkiye’nin dışarda bırakılması hem Avrupa Birliği’nin güvenlik mimarisini tamamlamasına olanak tanımaz hem de bu pazarlardaki üretici ya da tedarikçilerle yakın bağları olan Avrupalı büyük savunma şirketleri için büyük sıkıntı yaratacağı da şüphesiz olur.

Türkiye ise savunma sanayisi pazarı noktasında bugün dünyanın en büyük 11’inci ihracatçısı ve savunma sanayisi, Türkiye içerisinde ekonomiye en çok destek sağlayan pazarlardan biri konumunda. İlaveten, insansız hava araçları noktasında gelişen kabiliyetleri ve kendisini kanıtlayan teknolojisiyle oldukça öne çıkan bir ülke konumunda. Aslında Türkiye, savunma sanayisi alanında bir pazar değil, bir aktör diyebiliriz.

Diğer taraftan İtalya’nın Leonardo şirketi ile Baykar arasında imzalanan son anlaşma, Avrupa savunma sanayisinde insansız hava araçlarının geliştirilmesi ve kullanımı açısından önemli bir dönüm noktası niteliğinde. Bu anlaşma Türkiye-Avrupa Birliği arasında savunma iş birliğinin bir izdüşümü olurken, Avrupa’nın savunma sanayisini tarihsel olarak bağımlı olduğu ABD teknolojisinden daha bağımsız hâle getirme yolunda önemli bir adım. Bu durum iki tarafında zorunlu yakınlaşmasını sağlayacak önemli etkenlerden diyebiliriz.

Sonuç itibariyle; Türkiye olmadan Avrupa güvenliğini konuşmak oldukça büyük bir yanlışlıktır diyebiliriz. Türkiye, Avrupa güvenlik mimarisinin en önemli aktörü olarak öne çıkacak bir ülkedir.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.