Hava Durumu

İsrail’e Avrupa’dan uyarı

Yazının Giriş Tarihi: 23.05.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.05.2025 00:05

İsrail, 7 Ekim sonrasında büyük ölçekli harekâtlarla Gazze içerisinde sivillere yönelik saldırılarda bulunmuş ve hâlen bu saldırılara devam etmekte. Bu durum, insan haklarına aykırı olduğu gibi uluslararası hukuku tamamen çiğnemektedir. Fakat İsrail bu konuda eleştirilere kulak asmamakta, Netanyahu hükûmeti bu noktada bölgede büyük tehdit oluşturmaktadır.

İsrail, özellikle 7 Ekim sonrasında saldırılarını Gazze üzerinde yoğunlaştırmış olsa da Lübnan ve Suriye’de de saldırılarına devam etmektedir. İsrail, Lübnan’ın güneyinde Hizbullah’ı tamamen ortadan kaldırmayı amaçlarken, Suriye’de boşlukları değerlendirmeye çalışmaktadır. İsrail’in amacı bölge içerisinde kendisine tehdit oluşturmayacak zayıf devletler bırakmaktır Fakat bu güvenlik doktrini, bölgede oldukça büyük huzursuzluklara sebebiyet vermektedir.

İsrail, Suriye içerisinde de güvenlik doktrini gereği istikrarsızlaştırma çabaları yürütmektedir. Bu noktada dinî ve etnik azınlıkları kullanarak Suriye’de merkezi otoritenin tam oluşmasını engellemeye çalışmaktadır. İsrail bu noktada Suriye içerisinde Dürzileri Suriye’nin merkezî hükûmetine karşı koz olarak kullanmakta. Bu noktada hamilik rolü üstlenmeye çalışmaktadır. Türkiye’nin Suriye’deki etkisini düşünürsek, İsrail’in bu hamleleri havada kalabilir. Diğer yandan da Türkiye ve İsrail, Suriye’de karşı karşıya gelebilir. Bu nokta ile ilgili olarak çatışma riskinin doğmaması adına 7/24 aktif acil iletişim hattı iki ülke arasında kuruldu. Türkiye ve İsrail, Suriye’de yaşanan anlaşmazlıkları çözmek adına Bakü’de görüşmeler sağladı.

İsrail, yukarıda da bahsettiğim gibi bölgede istikrarsızlaştırma yaratarak kendi güvenliğini sağlamayı amaçlamaktadır. Bunu şiddet yoluyla ve sivil katliamlarıyla yapmaktadır. Özellikle Gazze içerisinde insanlık dramları yaşanmakta ve Gazze halkı âdeta cehennemi yaşamaktadır. İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bugüne kadar geçen süre içerisinde hava ve kara saldırılarıyla 53 bin Filistinli yaşamını yitirmiştir. Son dönemde ise saldırılar Gazze'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya, Cibaliya, Tel ez-Zater ve Tel es-Sultan bölgelerine gerçekleştirilmektedir. Bu saldırıların amacı Filistinlileri güneye göçünün sağlanması ve bölgede İsrail ordusunun tam hâkimiyet sağlamasıdır. Bu noktada İsrail Güvenlik Kabinesi, 4 Mayıs tarihinde kabul edilen planlama çerçevesinde Gazze’de kalıcı olma planını devreye sokarak kara harekâtına başladı. Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 70'i ise Filistinliler için "yasak bölge" ilan edildi.

Avrupa yönünden baktığımızda ise bu noktada İsrail’e uyarılar gelmeye başladığını görmekteyiz. İsrail’in mart ayından itibaren aldığı kararla Gazze’ye yapılan gıda ve tüm yardım girişimlerini engellemesi zaten oldukça eleştirilmişti. Özellikle son dönemde Gazze içerisinde yeni operasyon ve ağır saldırılar Avrupa tarafından ağır eleştirilerin gelmesini beraberinde getirdi. Bu noktada Avrupa Birliği İsrail’e karşı bakış açısını değiştirmiş vaziyette; zira 20 Mayıs'ta Brüksel'de yapılan toplantı sonrasında AB’nin İsrail'e ticari imtiyazlar tanıyan Ortaklık Anlaşması’nı gözden geçirme kararı almıştır. Avrupa Birliği’nin İsrail’in en büyük ticaret ortaklarından biri olduğunu düşünürsek bu karar oldukça önemlidir. Avrupa Birliği çerçevesinde ortaklık anlaşmasının ikinci maddesi olan "İnsan haklarına ve uluslararası hukuka bağlılık" şartı İsrail tarafından ihlal edilmiş vaziyette. Bu durum, ikili ilişkileri etkileyen unsurlardan biri.

İngiltere ise İsrail ile Serbest Ticaret Anlaşması çerçevesindeki müzakereleri askıya aldığını belirtmiştir. İngiltere, bu noktada Gazze ablukasının hemen kaldırılmasını ve bölgeye yardımların geçişinin sağlanmasını istemektedir. İngiltere, ayrıca bölgedeki yasa dışı yerleşimcilere de yaptırım uygulama kararı almıştır. Somut adımların atılacağı noktasında diğer ülkeler ise net tavır koydular. Bu ülkeler, Fransa ve Kanada oldu.

Avrupa’nın bana göre en somut adımı Filistin Devleti’ni tanıması olacaktır. Bu noktada Fransa ve İngiltere önemli adımlar atacaktır. İsrail, savaşın bitmesi adına belirli şartlar koysa da saldırılarını sürekli olarak arttırmakta. Avrupa’nın uyarılarının da bu saldırıların bitmesi noktasında ne kadar etkili olacağı bir muammadır. İsrail, güvenlik politikaları çerçevesinde bölgede istikrarsızlık yaratarak kendi güvenliğini sağlama yoluna devam edecek gibi durmaktadır. Ayrıca İran’a karşı saldırı hazırlıkları söz konusu. Bu çerçevede Trump’ın İran ile nükleer silah müzakereleri belirleyici olacak gibi durmaktadır. İsrail’in İran’a saldırısı direkt olarak yeraltı nükleer tesislerini hedefleyecek olsa da bunu ABD desteği olmadan yapması mümkün değil ki böyle bir karar, bölgede büyük kırılmalara da sebebiyet verecektir.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.