Hava Durumu

Küresel dünyanın geleceği ve ticaret savaşları

Yazının Giriş Tarihi: 11.04.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.04.2025 00:05

ABD Başkanı Donald Trump, genel itibariyle tüm açıdan dünyayı etkilese de en büyük etkisi şüphesiz ekonomik alanda olmuş ve olmaya devam etmektedir diyebiliriz; zira ABD’nin tarihsel küreselleşme hedefi Trump ile oldukça zora girmekte ve ekonomik olarak içine kapanan bir ABD görmeye başlamaktayız.

ABD’nin tarihsel hegemonik konumu İkinci Dünya Savaşı sonrasında başlamış ve bugüne kadar geçen süre içerisinde de bu hegemonik durumu devam ettirmektedir. ABD, İkinci Dünya Savaşı sonrasında bu hegemonik liderliği ele almış ve bu liderlik kısaca, aynı zamanda uluslararası ekonomik düzenin kurallarını kimin koyacağına ve denetleyeceğine dair bir liderliktir de diyebiliriz.

Bugüne kadar geçen süre içerisinde birçok ekonomik ve siyasi krizle karşılaşsa dahi bu hegemonik gücünü korumayı bilen bir ABD olmuştur. ABD, Soğuk Savaş sonrasında da tek hegemonik güç olarak neoliberal fikirleri tüm dünyaya yaymış neoliberal küreselleşme, ideolojisi ve kurumlarıyla küresel ölçekte yayılmıştır. Neoliberal ekonomik politikalar tam serbest piyasalar, özelleştirme, deregülasyon ve finansal serbestleşme ilkeleri çerçevesinde oluşmuştur.

Bugüne baktığımızda ise ABD Başkanı Donald Trump’ın dünya ekonomik sisteminde ve ABD’nin dış ticaretinde oldukça farklı yollar izlemekte olduğunu görmekteyiz. Trump, hemen hemen her ülkeye gümrük vergileri getirmiş, özellikle Çin’de bu oran yüzde 120’lere dayanmıştır. Bu gümrük vergileri özellikle ABD’nin önemli müttefiki olan Avrupa Birliği içinde gelmiş; çelik ve alüminyum ihracatına yüzde 25'lik gümrük vergileri uygulanmaya başlamıştır. Aslında Trump, Çin’in yanında müttefiklerine de karşı ekonomik bir cephe almaktan çekinmemektedir. Peki neden?Asıl soru bu.

ABD Başkanı Donald Trump, bu gümrük vergilerinin ABD içerisinde imalatı canlandıracağını ve iç piyasayı koruyacağını düşünüyor. Aslında Trump, aynı zamanda bu yolla ABD tüketicilerinin daha fazla Amerikan malı alacağını, bu yolla da toplanan vergilerin daha fazla olacağını, sonuç bazında da ABD içerisinde gümrük vergileri dolayısıyla daha fazla dış yatırımcının iş yapması sonucunu beklemektedir. Trump, bu yolla ABD'nin diğer ülkelerden satın aldığı malların değeriyle onlara sattığı malların değeri arasındaki farkı azaltmak istiyor diyebiliriz.

Bu gümrük vergilerinin ülke içerisinde doğal olarak bir fiyat artışına sebep olacağı şüphesiz görünmektedir; zira firmalar artan maliyetleri doğrudan tüketiciye yansıtabilir.Diğer taraftan daha az mal ithal yöntemi de uygulanabilir fakat bu durumda elde olan malların fiyatını oldukça yükseltecek bir yöntemdir. Gümrük vergilerinin ABD sınırındaki en büyük örneğini şu şekilde vermek doğru olacaktır: Örneğin bir aracın montaj işlemleri süresince Meksika ve Kanada arasında birkaç geçiş yapması gerekli.Bu da doğal olarak bu aracın gümrük tarifeleri yüzünden tüketiciye geçişini oldukça pahalı hâle getirecek.Bu durum, enflasyonist ortamınve resesyon ihtimalinin artmasına olanak sağlamaktadır.

Trump’ın gümrük tarifeleri ABD borsasında da oldukça büyük oynaklıklar yarattı diyebiliriz; zira gümrük tarifelerin açıklanması sonrasında ABD borsası büyük düşüşler kaydetse de piyasa çalkantısına kısa bir ara verilerek hisse senetlerinde yükseliş yaşandı. Bu toparlanma, aslına bakarsak ABD'nin gümrük vergilerini zamanla azaltacak ticaret anlaşmalarına varabileceği yönündeki umutların artmasıyla gerçekleşiyor dememiz gerekli fakat Donald Trump’ın bu konuda taviz vermeyeceğini düşünmek büyük olasılık.

Bu gümrük tarifeleri, özellikle ilişkilere büyük zararlar verebilecek kapasitede gelişmeler olmasının yanında serbest ticaret ve küreselleşme politikalarına bağlı kalan ABD’nin yön değiştirme sinyalini oluşturmaktadır.

ABD’nin sert korumacı politikaları dünya ticaretinde ve hatta siyasal gelişmelerinde büyük dönüşümlerin habercisi olacağı şüphesizdir. İlaveten diğer bir taraftan ABD, gümrük vergilerinden kısa vadede oldukça büyük gelirler elde etmiş ve etmeye devam etmektedir. Fakat ABD, tarihsel küresel ekonomik stratejilerinden vazgeçmeye ve küreselleşmeyi tehlikeye atmaya başlamıştır. Bu durum, özellikle müttefikleri arasında da gümrük misillemelerinin olacağı yönünde gelişmeleri tetikleyecektir. Bu durum, dünyanın küresel ekonomik yapıdan daha korumacı yapıya bürünmesini beraberinde getirebilir. Çin ise bu durumdan oldukça rahatsız. Tarifelerin diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğine inanmakta. Bunun yanında misilleme gümrük tarifelerini hayata geçirmektedir. Bu ticaret savaşları, özellikle karşılıklı çatışmaların daha da büyümesini ve küresel ekonomiyi derinden sarsmasını getirebilir. Ayrıca Çin, Tayvan’da oldukça gerilimli hamlelere girebilir.

Donald Trump, son dakika gelişmesi olarak ise 9 Nisan’da gümrük vergilerini Çin hariç 90 gün boyunca dondurma kararı aldı ve %10’da bıraktı.Trump, insanların korktuğu bir dönemi yaşattığı için kısa süreli dondurma kararı aldığını söylese de piyasalar yükselmeden birkaç saat önce sosyal medya uygulaması X’te “Borsa’da satın alım yapmak için harika bir zaman” başlığı ile bir paylaşım yaptı. Bu durum,borsadaki hareketlenmeleri de büyük ölçüde arttırmaktadır ve Trump borsayı bu şekilde kontrol etse dahi, belirsizlikler ekonomide bir yavaşlama hareketi olacağını göstermektedir.

Türkiye açısından gümrük tarifelerini incelersek;ABD, Türkiye’ye yüzde 10 gümrük tarifesi uygulanacağını duyurması ile süreç başlamış oldu. Bu baz seviyede bir gümrük vergisi ve en alt seviyeden uygulanmaya alınmıştır ve bu durum oldukça önemlidir. Türkiye daha yüksek vergi ödeyecek olan ülkelerin yanında ABD içerisinde bir rekabet avantajı sağlayacak diyebiliriz.Bu olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmelidir. Bu süreçte Türkiye, ABD ile dış ticaret hacmini genişletebilir ve ABD’ye ihracatını arttırabilir. Türkiye’nin bu fırsatı rahatça değerlendirebilmesi, üretim ve ihracat programlarını yapılandırması gereklidir.Kısaca, bu sürece hazırlık oldukça önemli diyebilirim.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.