Rusya-Ukrayna arasındaki savaş, 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’yı işgal hareketi ile başlamış; bugüne kadar olan süreçte barış görüşmeleri, ateşkes görüşmeleri, Trump etkisi ile ABD-Rusya görüşmeleri çerçevesinde beklenen sonuçlar alınamamıştır.
Bunun genel sebebi Ukrayna’nın güvenlik garantileri talep etmesi, ayrıca NATO üyeliğinin işleme alınmasıyken; Rusya için savaşın başından beri kurulan hedefe, yani Batı ile yakın olmayan, NATO ile bağı olmayacak ve sınırında Rusya ölçekli bir Ukrayna hedefi. Bu hedefler şu an için askıda olsa da bu savaş hâlâ devam etmekte ve tüm dünyayı küresel ölçekte derinden etkilemektedir.
Savaşın başladığı günden itibaren, özellikle Rusya’nın ekonomik baskı altında büyük yaptırımlara maruz kalması devam etmektedir. Bu yaptırımlarla savaşın başından beri birçok Rus firmasına ve kişiye ihracat yasakları, elmas, enerji ve metal ihracatına yaptırımlar getirilmiş; bunun yanında Rusya, SWIFT sisteminden çıkarılmış ve yurtdışı varlıklarına bloke konulmuştur. Bunların arkasında birçok yaptırım paketi açıklanmış ve mayıs ayı içerisinde Avrupa Birliği, Rusya’ya karşı bir yaptırım paketi daha imzalamak üzere. Bu yaptırım, 17. Yaptırım Paketi olarak sunulacak ve ekonomik baskıyı arttırarak Rusya’nın askerî gücü kırılmaya çalışılacaktır.
Son dönemde oldukça güncel olan mesele ise Rus gölge filoları olmuştur. Bu filoların Rusya’nın yaptırımları aşması için kullandığı bir yöntem diyebiliriz. Aslında, özellikle Avrupa Birliği, ABD ve İngiltere’nin ham petrol noktasında yaptırımlarını bu şekilde geçerek petrolünü bu filolarla taşımaya başladı. Tabii sorun nakliye, sigorta, finansman ve bayraklama gibi temel petrol ticareti hizmetlerin kanunen aykırı şekilde gerçekleştirilmesi.
Bu noktada Avrupa Birliği, gölge filoları da yaptırım listesine aldı. Hatta el koyma noktasında kararlar alarak durdurma ve takip etme kararlarını da çıkardı. Bu yaptırımların yanında denizcilik alanında da ek yaptırımlarda konuldu. Rusya’nın yaptırımlardan diğer bir kaçış yolu olan kripto para yönetimi de Avrupa Birliği tarafından yaptırım listesine eklendi. Rusya’nın aslına bakarsak bu savaş ekonomik olarak oldukça başını ağrıttı fakat savaştan ve silahlanmadan hâlâ vazgeçmiş değil. Avrupa Birliği, yaptırımlar yoluyla Rusya’nın gücünü sürekli olarak kırmaya çalışacak; aldığı kararlar bu şekilde bir yol takip ettiğini göstermektedir.
ABD ise özellikle Trump’ın Başkan olmasıyla birlikte savaşı bitirme noktasında girişimleri ile başlayan süreç hâlâ sonuca varamamıştır. ABD’nin savaşı bitirme noktasındaki talepleri ve hızlandırma sürecinin başarıya ulaşamaması, aynı zamanda Ukrayna’ya verilen askerî desteğin kısılması ve bitirilmesi Rusya’nın sivil yerleşim yerlerine saldırılarını arttırmış, özellikle birçok noktada eş zamanlı bir şekilde İHA saldırıları ve füze saldırıları artmıştır. Aslında ABD’nin bugün savaşı bitirmek için harcadığı çaba sürecinde Ukrayna, Rusya saldırıları altında kalmaya devam etmektedir diyebiliriz. Trump bu noktada Rusya’nın saldırılarını “Biden’ın Hatası” olarak değerlendirse de savaşın devam ettirilmesi halinde Rusya’yı özellikle ağır bankacılık yaptırımları ve vergiler noktasında da uyardı.
Rusya ise geçtiğimiz günlerde Rusya Devlet Başkanı Putin’in açıkladığı 10 yıl içinde Rus donanmasının modernizasyonu noktasında çalışmaların başladığını açıklamıştır. Yaklaşık 100 milyar dolar maliyetinde olacak bu çalışma, yeni gemi ve deniz araçlarının inşası için harcanacak. Rusya’nın hedefi nükleer bir deniz gücünü tam kapasite çalıştırmak ve saldırı gücünü daha fazla arttırmak özellikle ağır yaptırımlar ve ekonomik baskılar altında silahlanma gücünü arttırması Rusya’nın ekonomik gücünü de oldukça zayıflatmaya devam etmektedir; zira Rusya’nın petrol ve doğal gaz gelirlerinde keskin düşüşler yaşanıyor ve savunma harcamaları da bütçeye ek yük getirmeye devam ediyor. Rusya 2023 yılında savunmaya 84 milyar dolar harcadı. Bu GSYİH’nin %5.9’una tekabül ediyor. Bu durumda Rusya’nın ekonomik gücünü kırmaya devam etmektedir.
Rusya-Ukrayna savaşında son gelişmelerden biri de İstanbul’da gerçekleşen ABD-Rusya görüşmeleri oldu. Bu görüşmelerde iki ülke arasındaki büyükelçilik faaliyetleri, Ukrayna’daki savaşın durdurulması üzerine ilerleme kaydedilen görüşmeler gerçekleştirildi. Ayrıca Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Putin ile bir görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşmede Rusya tarafından ilhak edilen bölgelerde ateşkes, Ukrayna’nın NATO üyeliği talebinden vazgeçmesi ve ABD-Rusya arasındaki ticaretin arttırılması ve yaptırımların kaldırılması üzerine gelişti. Bu görüşmelerin devamı süratli bir şekilde olacak. Diğer yandan iki ülkenin temsilcileri sürekli bir araya gelerek bir yol haritası üzerine çalışacaklardır. Buradan sonuç çıkmaması halinde Rusya’yı ağır yaptırımlar beklemektedir diyebiliriz.
Avrupa Birliği ise bu noktada savaşın bitmesi için Rusya’ya baskıyı arttırmayı ve yaptırımların devamını savunmaktadır diyebiliriz. Avrupa Birliği, bu noktada savaşın bitmesi için tek çıkar yolun bu olduğunu düşünmeye devam etmektedir. Ukrayna’ya verilen desteklerin arttırılması hem silah hem de maddi açıdan desteklenmesi, Avrupa Birliği açısından oldukça önemli konulardan biri olmaya devam etmektedir. Avrupa Birliği, savunma çalışmaları kapsamında 2030 savunma konsepti noktasında güvenlik ve savunma harcamalarını arttırmaya devam edecektir.
Almanya ise seçim sonrasında yeni şansölye olan Friedrich Merz, Ukrayna’ya füze gönderimi noktasında alışılagelmiş Alman politikasının dışında hareket etmekte; zira Rusya’nın iç bölgelerini vurabilecek olan Taurus füzelerinin Ukrayna’ya teslimi noktasında daha sıcak bir noktada. Rusya ise bu füze tedarikinin savaşı daha fazla tırmandıracağı noktasında uyarılarda bulunmayı sürdürdü.
Sonuç itibariyle; Rusya-Ukrayna Savaşı bir çıkmazın içerisinde ve ABD, Avrupa Birliği bu noktada farklı noktalarda ve bireysel politikalar yürütmektedir. Avrupa’nın Rus endişesi, Ukrayna’nın desteklenmesi fikrini öne çıkarırken; Trump, savaşın sorumlusunu Ukrayna olarak görmektedir. Rusya ise barış görüşmelerine katılsa da Ukrayna’da sivil yerleşim bölgelerini sürekli saldırı düzenlemektedir. Bu savaş bir karmaşa içerisinde devam etmekte ve son gelişmeler bu savaşın hâlâ oldukça sıcak bir alanda olduğunu göstermektedir diyebiliriz.