Dün şiddetiyle korkutan ve gerçekliğini akıllarımıza bir kez daha kazıyan bir deprem oldu. Hepimiz ilk paniğin ardından sevdiklerimize ulaşmak istedik. Ancak 3 GSM operatörü de her kriz anında olduğu gibi yine ileştiremedi. Milyarlık reklamlarda oynattıkları oyuncularla algı yapan bu 3 firma artık devletin gücüyle tanışmalı. Rekabet kuruluna ve Ticaret Bakanlığı’na bu yetersizliklerinin hesabını vermeliler.
Bizlere istemediğimiz hizmetleri fahiş faturalar karşılığında adeta zorla kabul ettiren bu firmalar en gerekli oldukları anda sırra kadem basıp yaşanan krizi daha da derinleştiriyorlar. Hiçbir kalitesizliği hak etmeyen, ötesinde dünyanın en pahalı ücretlerini de ödeyen (konu vergiler değil vergi hariç olarak da konuşma dakika ve kullanılan internet birim fiyatları olarak da dünyanın en pahalıları arasında yer alıyoruz) vatandaşlarımıza yapılan bu saygısızlığa devletin el koyması gerektiğine inanıyorum. Anlıyoruz çağımız algı çağı ve Türkiye her alanda algılarla idare edilmeye çalışılıyor. Hiç şüphesiz ki algıcılar halkın hemen hiçbir şeye önem vermemesinden ‘doğu da herkes her şeye üzülür ama hiçbir şey yapmaz’ sözüne güveniyorlar ancak işler sadece algıyla da idare edilmez.
ŞEBEKEYLE BİRLİKTE TİCARİ AHLAKDA ÇÖKMÜŞ
Son günlerin modası olan boykot esasında tüketici olarak bizi sömüren markalara yapılmalı. Mesela 3 GSM operatöründen başlanıp, ülkedeki gıda enflasyonu ve (artık ismine terör diyebiliriz) üç harfli marketlerle devam edilmeli. Ticaret Bakanımız Ömer Bolat ve ekibinin konuyla ilgili çalışmalarının olduğunu duyuyoruz. Ötesinde rekabet kurulumuz yasal olarak çok sağlam durumda. Suni gündemle cebelleşen ülkemizde ana gündemin tüketici hakları olması artık elzem bir noktaya geldi. Umuyorum ki bu deprem GSM operatörlerini de sallar. Çünkü ticari ahlak konusunda çok zayıf durumdalar tıpkı çekme sinyalleri gibi.
İYİKİ DOĞDUN YENİDÖNEM
Özgürce yazdığım, yazmaktan da büyük keyif aldığım gazetemiz YeniDönem 16’ıncı kuruluş yıldönümünü kutluyor. Gazetecilik zor iş stresli ve birçok dengeyi gözetmeniz gereken bir meslek. Öte yandan okurlara ve kamuya karşı da büyük bir sorumluluk sahibiyiz. Yeri geldiğinde, sesi çıkmayanların, hakkını savunamayanların haklarını savunmak, hiç kimseye olmasa biz gazetecilere düşüyor. Kısacası her gün bir macera her gün bir vicdan muhasebesiyle geçiyor. Yazı işlerindeki arkadaşlarımız her gün kılı kırk yararak hareket ediyorlar. Üstelik bizim işimizi herkes de bizden daha iyi biliyor. Herkesin ağızlarında çiğnediği sakız haine gelen söz ‘tarafsızlık’ vurgusu. Oysaki bizden tarafsız olmamızı bekleyen istisnasız tüm kesimler onların tarafında olmamızı bekliyor. Onlardan taraf olunca dürüst ve tarafsız olabiliyoruz. Bu şartlarda 16 yıl ayakta kalabilmek dile kolay bir durum ancak gayet zor inanın. Bu zorluğu göğüsleyen ekip arkadaşlarıma ve okurlarımıza teşekkür ediyorum.
İyi ki doğdun YeniDönem.