Bursa Büyük Şehir Belediyesi’nin katkılarıyla dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say’ın bestelediği ‘İznik Türküsü’ eserinin tanıtım toplantısı gerçekleştirildi.
Etkinliğin kısa ayrıntısına bakarsak; 21 Haziran günü eserin dünya prömiyeri yapılacak.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, eser ve sürecin gelişimiyle ilgili basın toplantısını İznik’te yaptı. Bunun ayrıntılarına dair haberler basının tüm mecralarında yer aldı.
Dikkatimi çekense Bozbey’in basın ekibinin organizasyon ve basın mensuplarına konfor alanı oluşturma konularında başarı çizgisini yükseğe çekmesi oldu.
Zira geçtiğimiz yılın eylül ayında gerçekleştirilen 3’üncü Gastro Festivali’nin tanıtım toplantısında kötü bir tablo mevcuttu.
Zaten eleştirilerin de odağında olmuştu.
Gerek ekibi gerekse eksiklikleri sert bir dille eleştirmiştim.
Mustafa Bozbey gibi basın, basınla ilişkiler ve halkla ilişkilere çok önem veren, bu konulardaki başarısıyla bilinen bir siyasinin ekibi için kötü bir performans vardı. Ancak bir süredir gözlemlediğim kadarıyla, kötü durum iyiye gidiyor.
İznik Türküsü Lansmanı’nda yaşananları hali hazırda devam eden uzun soluklu bir kariyer koşum olan ‘danışmanlık’ açısından değerlendirdiğimde Harun Karanfilci’nin ismi ön plana çıkıyor.
Kendisi alan hakimiyeti, basınla ilişkiler, ekibin koordinasyonu, haber ikonunun (Bozbey) rantabl hareket etmesi, olay merkezinin elverişli olması, teknik aksaklıkların ortadan kaldırılması gibi birçok ayrıntıyı büyük bir konsantrasyonla aşmasını bildi.
Kısacası örnek bir danışmanlık sergiledi.
Kendi açımdan, yaptığım işte başarılı bir performans sergilenmesi beni mutlu ediyor.
Eleştirdiğim bir kurumun istenilen noktaya gelmesi de ayrıca iyi bir durum.
YÜKSEK KONSANTRASYON
Gazeteci mantığı ile Başkan Bozbey’i takip ederken, danışman kafasıyla gözlerim Harun Karanfilci’nin üzerindeydi.
Etkinlik yerinin belirlenmesi, konumun uygunluğu, ulaşıma dair ilk baştan itibaren özenli bir organizasyon vardı.
Bir sene evvel yaşanan ulaşım ve etkinlik alanının na-müsait olma durumu yoktu.
Kimse sıcağa ve güneşe teslim olmamıştı.
Ses sistemi, mikrofonların soru soranlara ulaştırılması gibi rutin olması gereken ancak birçok kurumun beceremediği konularda her şey tıkır tıkır işledi.
Çok ufak aksamalarda bile sevgili meslektaşım Karanfilci’nin yüksek konsantrasyonuyla sorunun başlamadan bittiğini gördüm.
Haber ikonuyla göz kontağını hiç kaybetmedi.
Bozbey’in akış dışına taşma sarmalına girmesini gerek göz kontağıyla gerekse kendisini hatırlatarak engelledi.
Yüksek konsantrasyonda olduğunu not alan gazetecilere, basın bültenini cep telefonlarına anında göndermesiyle bir kez daha görmüş olduk.
DANIŞMANLIK ZOR ZANAAT
Bizler kişileri ve kurumları eleştirmekle kamu yararını gözetmekle yükümlüyüz. Kötü bir performansın iyiye, istenilen seviyeye yükselmesini gözlemlediğimizde de bu başarıyı göz önüne çıkarmalıyız.
Marifet iltifata tabidir.
Danışmanlık gibi, süreçlerin planlanması, süreçlerin idare edilmesinden öte yönlendirilip gerçek anlamda yönetilmesi gereken bir konumda, yüksek konsantrasyon son derece önemli.
Zira organizasyon kelimesi organizmadan gelir ve tüm organizmalar bozulmaya veya hata vermeye eğilimlidir.
Harun Karanfilci işini hakkıyla yaptığı için performansı ön plana çıkarılmalı.
Kriz yönetiminin ilk kuralı kriz çıkmasını engellemek ve kriz senaryolarını planlamaktır.
Kriz yokken de krize hazırlanmaktır.
İşler iyi giderken süreçleri yüksek kalitede götürmek kriz anlarında basınla ve kamuoyuyla iletişimde işinize son derece yarar.
Tüm kavramların içi hızla boşaltılıyordu birinciliği danışmanlığa verdiler. Danışmanlık kavramı her ne kadar içi boşaltılan bir kavram olsa da oldukça zor meşakkatli ve başarıya direkt etki eden bir durumda.
İyi danışmanı olan iş adamları, siyasetçiler başarıya çok daha kolay ulaşıyorlar.
Bu zor zanaatın, başarılı sanatkârlarının güzel eserlerini görünce bir danışman olarak meslektaşımın başarısını sizlerle paylaşmaktan da geri durmam!