Hayatımızda uzun zamandır yer alan boykot bu sefer de CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in çağrısıyla taraf değiştirerek iyice toplum kesimlerine zerk edilmiş oldu. Makul ve normal diye tanımladığımız insanların konfor alanı da bir hayli daralmış oldu. Elbette ki İsrail’in insanlık dışı saldırılarına karşı duyarsız kalınmamalıydı ve bir tepki verilmeliydi ve boykot bunlardan birisiydi ancak 90’lı yılların siyasal islamgoygoyu haline gelmesi sadece bir kesimin ‘sözde’ hararetle savunması ve işi alabildiğine kendi kesimini konsolide etme maşası olması o boykotu da kadük ve toplumun çoğunun katılmadığı, içselleştirmediği bir boykot haline getirdi.
Yani siyah gazlı içeceği satın alıp sokaklara dökmek bunu dökerken de slogan atmak, kendilerine göre görüntüde acayip fiyakalı duruyordu ama işi siyasete dökmek toplumsal desteği sakatlıyordu. Tıpkı Özgür Özel’in çağrısıyla bu sefer bu kesimin anlamsızca Türk markalarına boykota başlaması gibi. Yine bu boykotta da normal vatandaşların konfor alanı daraltıldı, sosyal medyadan taciz mesajları atıldı. “Onu alma bunu al, onu düşünme bunu düşün” dikteleri başladı. Yine bu boykot da siyasi bir angajmana ve baskılamaya dönüştü.
POLİTİCAL ANİMAL SORUNSALI
Normal vatandaş olarak söylüyorum ki bir düşün yakamızdan. Ne İsrail terörü bahanesiyle, ne muhalefetin sesi kısılıyor bahanesiyle siyasal konsolidasyon aparatı olan boykotlara katılmıyoruz. Bu ucuz politik oyunları da yemiyoruz.
İsrail’in mezalimine tepki göstermek de yapılacaksa muhalefeti korumak da kimsenin tekelinde değildir. Siyasileri bir nebze anlıyorum, işlerindeler ancak şu sosyal medyada ona buna tabiri caizse ‘salça’ olanları anlamıyor hatta bir hayli kızıyorum.
İşleri güçleri kendilerinden akıllı olan telefonlarında ülkeye dair ahkam kesmek, kendi siyasi fikirciklerini empoze etmeye çalışmak ve karşı görüşteki herkese saldırmak. İşin zıvanadan çıkan tarafı da artık sessiz kalan insanlara da niye tepki vermiyorsunuz diye fikirsel angajman içindeler. Resmen şahtı şahbaz oldu durumu…
Sosyolog değilim, sosyologlardan bu tiplemeleri araştırmalarını istiyorum.
AMATÖR POLİTİKACILARDAN UZAK DURUN
Geçmiş dönemde terörist başının İtalya’da barındığı yıllarda da İtalyan mallarına karşı bir boykot gündeme gelmişti. Hatırlar mısınız bilmem, ülkece ve kahir ekseriyetin üzerinde hem fikir olduğu bir konu olmasına rağmen İtalyan boykotu da tutmamıştı tıpkı İsrail boykotunun tutmadığı ve yerli mallarına yapılan boykotun tutmayacağı gibi.
Son iki boykot olabildiğine siyasallaştığı için ikisine de hiçbir zaman katılmamalı ve halkımız da zaten katılmıyor. Boykotların hararetli savunucularının amaçları siyasal ranttan başka bir şey değil. Sosyal medya tayfası da hayatlarına siyasal bir renk getirme, ileride sıkı solcu ya da İslam mücahidi hikâyesi katma hevesinde tiplemeler hepsi bu.
Bu boykot furyası da gelip geçecek. Umarım esnafımız yara almadan atlatır. Konuyla ilgili TESKOP Başkanı Bendevi Palandöken, BTSO Başkanı İbrahim Burkay, Ticaret Borsası Başkanı Özer Matlı’nın sözlerine kulak kabartmanızı öneririm. Son olarak, siyasete de bu kadar kafa yormayın zira siyaseti hayatının ana aksı yapan insanlar, evde hanımı çocuğu, sokakta dükkân komşusu, çocukluk arkadaşıyla arasını açar başka da bir şey eline geçmez. Amatör politikacı olmayın, etrafınızın huzurunu da kaçırmayın. Halkımız bu tip heveskar amatör politikacılardan uzak durmalı. Son olarak 2 Nisan (bugün) alabildiğince alışveriş yapacağım. Herkes insanların hayatına bu kadar karışabileceğini nereden çıkarttıysa bu da ayrı bir anlamsızlık…