Gereksizlerin en gereklisi Bursaspor

Şehrimizin en önemli ortak değeri Bursaspor da, tüm sevdiklerimiz gibi, ‘kötü sevildi', ihmal edildi ve hor davranıldı. İş öyle bir hale geldi ki Bursaspor'u gereksizlerin en gereklisi konumuna koydu.  Bursaspor için üzülmek lazımdı ama bir adım atmaya gerek yoktu. Çünkü zaten birisi çıkar ve Bursaspor'u kurtarırdı.

Gelen şampiyonluğun andından başarıların kalıcı olması beklenirken alınan yanlış kararlar, yanlış yönetimler, siyasi hesap gütmelerle beraber, şehrin giderek Bursaspor’a yanlış bir bakış açısına bürünmesiyle de Nezih Ünen şarkısındaki gibi (Düşmelerin Sınırı Yok) Bursaspor'a düşmelerin sınırının olmadığını gösterdi.

KARANLIK DÖNEMİN SATIRSAŞLARI

Yönetimlerde yer alanlar ve başkanlar Bursaspor'un kaynaklarını çarçur ederken, kendisini vazgeçilmez sanan tüm kamuoyu ve kurumlarla çatışan bazı başkanlar da o önemli makamı işgal etti.  Sonuç olarak yönetici ve başkan profili gittikçe düştü. Bazı isimler de kendilerine göre naz ve ego yaparak Bursaspor başkanlığı gibi bir makamı reddetme, istememe gibi bir garipliğin (nankörlük)  içerisine girdi.  Yüksek profilli başkan ve yönetici bulmak iyiden iyiye zorlaştı, imkansız hale geldi. Türkiye'de hiçbir kent stadyumunu belediye imkanlarıyla yapmamışken stadyum inşaatının maliyetini Büyükşehir Belediyesi’nin üstlenmesi şehrin tepkisini çekti. Çok geride kalan bir konu ancak şehir içinde olan stadyumun yerinin değiştirilmesi de Bursalılarla Bursaspor'un bağlarını koparttığı aşikar. İş dünyası, Bursaspor'a aktardığı kaynakların heba edilmesi karşısında haklı olarak kulübe daha mesafeli olmaya başladı. Politikacıların Bursaspor'a destek vermekten anladığı seçim zamanı kaşkol takmak, maç günü sosyal medya paylaşımı yapmaktan öteye geçmedi. Uzun süredir devam eden, politikacıların hiç bir konuda inisiyatif almama durumları konu Bursaspor olunca da sürdü. Tüm bu tablo da seyirci belki de en masumuydu diyebiliriz. Kabaca ele aldığımız tüm bu faktörlere birlikte liglerden düşmelere doymayan, borcu zirve yapmış bir Bursaspor, moralsiz bir taraftar grubu ve ne yapacağını bilmeyen yöneticilerle karşı karşıya kaldık.

ENES ÇELİK BAŞARIYA MECBUR

Son kongre ile Bursa ‘da çok önemli bir güce sahip olan önceki dönem Gıda Tarım Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in oğlu Enes Çelik, büyük bir destekle Bursaspor camiasına ve kente moral vererek Bursaspor başkanı oldu. Düşük profilli birçok eski başkana nazaran duruşu, tavrı ve hiç şüphesiz ailesi sebebiyle üst profilli bir başkan olduğunu hemen herkes kabul edecektir. Bakıldığında Çelik ailesinin kendisini geleceğe taşıyabilmek için böylesine zor işlerin altından kalkması da zaten gerekli. Bursaspor'un Enes Çelik gibi üst profilde bir başkana, başkanın da Bursaspor başkanlığında başarılı olmaya ihtiyacı var. Bu ihtiyaç geçmişteki başkanların kendini tanıtma ihtiyacının ötesinde babası Faruk Çelik'in siyasal mirasına da ilerde sahip çıkabilmesi açısından da önem taşıyor. Başarıya mahkum olma stresiyle Enes Çelik nasıl başa çıkacak bunu atacağı adımlarla görmeye başlayacağız.

BURSA KENETLENİRSE BORÇ ÖNEMLİ DEĞİL

Kendisinden beklenen Bursa kamuoyunun tüm dikkatini tekrar Bursaspor'un üzerine odaklaması, şehrin tüm dinamiklerini de Bursaspor için seferber etmesi. Bursaspor'un yaz yaz bitmeyen borcu da dolar kuruyla 60 milyon doları bulmuyor bile. Bursa gibi çok önemli bir sanayi ve ihracat kentinde bu para bulunabilecek bir paradır. Enes Çelik ve ekibi bu parayı bulup ligleri çıkabilecek bir kadroyu kurabilir. Kuruluş yıldönümü olan 1 Haziran'da taraftarın coşkusunun tüm şehir tarafından paylaşıldığını gördükçe Bursaspor'un kısa sürede Süper Lig’e geri döneceğine inanıyorum. Son yıllarda hemen her alanda liderliğini kaybeden, lig düşen Bursa belki de üzerindeki ölü toprağını atmaya Bursaspor’la başlayacaktır.

Herkese Mutlu Günler...