Hava Durumu

Kaosun hakim olduğu bir dünya

Yazının Giriş Tarihi: 13.02.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.02.2025 00:05

Modernleşme sonrası insanoğlu daha medeni bir yaşantıya geçtiğine dair kendisini çok güzel kandırıyor. Davranış kalıplarındaki değişimler, hukuk sistemi, suçlara verilen cezalar, insan hak ve hürriyetleri her birinin daha iyiye gittiğine dair kuvvetli bir lobi var. Medyanın ötesinde gündelik yaşantımızda da sanki orta çağdan daha medeni olduğumuza dair bir birimizi ikna etmekle meşgulüz.

Medeniyiz; çünkü artık her durumun her kavramın artık sözüm ona daha yumuşak bir ismini bulduk. İlk önce kelimelerimize yansıdı modernlik tiyatrosu.

SAKAT ENGELLİ OLDU AMA ÇİLESİ DAHA DA ARTTI

Bir çok sıfat yerini çok daha modernlerine bıraktı. Mesela 'sakat' kelimesi 90'ların sonuna kadar bu kelime yaygın olarak kullanılıyordu. Hatta engelliler derneğinin eski ismi 'Türkiye Sakatlar Derneği' olarak geçiyordu. Türkiye'nin hemen hemen her ilinde şubeleri ve lokalleri vardı. Zaman içerisinde tabir yerini 'özürlü'ye daha sonra da 'engelli'ye bıraktı. Hiç şüphesiz ki tabirde zarafete doğru gidilmesi güzel oldu. Ancak görülen o ki tabirdeki şıklık ve ince düşünce gündelik hayatta engelli bireylerimizin hayatının daha zor hale gelmesinin önüne geçemedi. Engelli hakları, istihdama katılmaları, eğitim almaları, gündelik hayatta konforları gibi konular ne yazık ki geriye gitti. Ama ne gam içinde bulunduğumuz 'cilalı imaj devrinde' önemli olan içerik değil ambalaj. Engelli arkadaşlarımızın yaşama ortak olması değil de sıfatlarında iyileştirmeye gitmek en kestirmesi. Eski tabir şüphesiz kulak tırmalıyor ve daha iyi bir tabir gelmesi çok iyi oldu. Bir de bakış açımız eskisi gibi kalsaydı, modernlikten engellilerin hayat koşulları da nasibini alsaydı çok daha iyi olurdu. En son duyduğuma göre 'engelli' tabirinin yerine de bir arayış varmış. Umarım tabirlere gösterdiğimiz hassasiyeti tabirin sahiplerine de gösteririz.

MESLEK İSİMLERİ DEĞİŞTİ

Buna benzer şekilde, bazı meslek isimleri de cicili bicili ambalajlarına kavuştu. Hademe, hizmetli, tezgahtar satış danışmanı, kapıcı kat görevlisi isimlerini aldı. Ancak bu meslek guruplarında çalışan kişilere olan görgüsüzlük, küçümseme eski isimleri kullanılırken yapılmıyordu. Önceden tezgahtar diyorduk ama şımarıkça 50 kıyafet deneyip öylece bırakmıyorduk. Ya da hizmet sektöründe çalışan kişilere görgüsüzlük yapmıyorduk. Görgüsüzlük demişken, sanırım insanların görgüsüzlüklerine en çok maruz kalan meslek guruplarının başında garsonlar geliyor. Unutmayalım ki garsonlar, bizim ego oyuncağımız değil, fotoğrafçı hiç değiller.

YARI TANRICILIKLAR

Medeniyetin tanımını hayat şartlarındaki iyileşmeler ve teknolojik gelişme olarak gören şimdiki çağın insanları, 'irfan'dan yoksun şekilde orta çağdan da geride ilk çağdaki Antik Roma'daki hedonistlerden bile çok daha gerideler. İnsanlığın temel problemlerinden birisi olan bencillik, NLP ve yaşam koçlarının gazlama sözü olan 'istediğin her şeyi yapabilirsin' sözüyle simgeleşmiş durumda. Bir insancığın sadece inanarak istediği her şeyi yapabileceğine kani olması kendini yarı tanrı olarak görmesine ve müthiş bir bencilliğe kapı açıyor. Böyle bir kişiden ve bu kişilerden oluşan güruhtan her şey beklenir. Mesela bir yıl bombaladıkları dümdüz ederek 48 bin kişiyi(resmi rakamlar) katlettikleri yerden, geride kalanları da sürmeyi planlaması beklenir. Şüphesiz ki bu anlattıklarımın küresel ölçekte bir örneği.

Gündelik yaşamımızda kendimize baktığımızda vicdanlı ve cesurca bakabilirsek eğer, vahşi kapitalizmin harcamadan var olamayan tüketim köleleri olduğumuzu ve dünyaya gelen en bencil nesillerden birisine mensup olduğumuzu kolayca görürüz. Son günlerin revaçta ve bir o kadar da önemli mevzusu olan karbon ayak izi konusu bile bizim bencilliğimizi dizginlememizle çok girift şekilde ilgili.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.