Geçtiğimiz yılın Ağustos ayında yasalaşan, yürürlüğe girmesiyle birlikte de ülke kamuoyunda büyük tartışmalara neden olan 7527 No’lu ‘Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair’ kanunla ilgili olarak aradan bir hayli zaman geçti ve sahada belediyeler arasında uygulamada değişik yaklaşımlar mevcut.
Giderek çetrefil ve girift bir hale gelen konuyla ilgili, Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Melike Baysal ve ekibi gerek kendi açılarından gerekse belediyeler açısından en çok da sokak hayvanlarının yaşam hakları açısından değerlendiren bir basın toplantısı düzenledi. Veteriner hekimlerin en büyük eleştiri argümanı kanunun ruhu üzerine.
Modern devletlerde zaten en önemli tartışma konusu kanunların ruhu üzerine yapılan tartışmalardır. Diğer tartışmalar aslında politik ya da ideolojik tartışma ve manipülasyondan başkaca bir şey de değildir.
Yeri gelmişken Montesquieu’nun Kanunların Ruhu Üzerine kitabını şiddetle tavsiye ederim zira gündem alabildiğine manipülasyona müsait. Herkes kendi seçmenini konsolide edebilmek için kendi tabularına sıkı sıkıya bağlanmış durumda. Politik olarak doğmaların geçerli olduğu bir orta çağı yaşarken Montesquieu siz okurları biraz olsun aydınlatabilir.
Bilgi notunu araya kattıktan sonra Baysal ve temel itirazına geri dönersek, mevcut yasanın 2004 yılında 5199 sayılı kanunla yürürlüğe girdiğini ve yasanın ruhunun ‘Yakala, kısırlaştır, aşıla, yerine bırak’ olarak özetlenebileceğini dile getiren Melike Baysal: “Hayvanların yaşam hakkını önceleyen, popülasyonun azaltılmasını insani yöntemlerle sağlayacak bir kanundu” diyerek kanunun eski halini savunuyor. Yapılan çalışmaların dışında kaldıklarını belirten Melike Baysal; “Yayımlanan bu kanunun, içinde barındırdığı çelişkiler, muğlak ifadeler ve kanun yapma ilkeleriyle örtüşmeyen bir çok unsur sebebiyle büyük sorunlara ve karmaşalara yol açacağını söylemiştik. Bugün de gelinen noktayı paylaşmak için buradayız” dedi.
MESELE KARIŞIK VE KAOTİK DÜZEYDE
Toplantı esnasında belediyelerin yükümlülükleri ve bu yükümlülüklerden kaçmaları ve uygulama yapmaları halinde karşılaşılacakları yasal ve insani problemler, veteriner hekimlerin izleyeceği yolların meslek odası olarak nasıl değerlendirileceği gibi teknik konular anlatıldı. Oda olarak mevcut yasada yapılacak hayvan itlaflarının ötenazi değil de öldürmek olarak değerlendireceklerini söyleyen Baysal, oda olarak belediyelerde çalışan veterinerlerin bu işlemi yapmamaları halinde belediye ile yaşayacakları hukuki sorunlarda üyelerinin yanlarında olacaklarını da belirtti.
KISILARŞTIRMA SEFERBERLİĞİ İLAN EDİLMELİ
Bu meselenin çözümü için kısırlaştırma konusu gündemde, konuyla ilgili can alıcı soruyu meslek büyüğümüz Yüksel Baysal yöneltti, kısırlaştırma işlemini maliyeti ne kadar? Hayvan başına maliyetin bin 400 ile 2 bin TL arasında değiştiği cevabını aldık. Türkiye’de 4 milyon sokak hayvanının olduğu bilgisi mevcut çok kabaca bir hesapla 8 milyar TL’lik bir bütçeyle Türkiye çapında bir kısırlaştırma seferberliği yapılabilir. Yaz aylarında bu kanun çıktığında ve kamuoyunda büyük bir tepki mevcutken buna benzer bir hesabı yapmış ve iktidarın bu kadar tepki alacağına bu maliyeti karşılayarak seçmenle karşı karşıya gelmekten kaçınmasına dair bir yazı yazmıştım. Aradan geçen 6-7 ayda mevcut durumda bir değişiklik yok ve işler daha da sarpa sarmaya başladı. Matematik üzerinden gidersek 8 milyar büyük bir rakam gibi dursa da euroya çevirirsek 220 milyon Euro gibi bir rakam ve zaten bir çırpıda gidecek bir para değil zira Yüksel abinin (Baysal) sorusundan sonra ülkede büyük bir kısırlaştırma seferberliğine başlanılsa siz oda olarak elinizi taşın altına koyar mısınız diye sorduğumda Veteriner Hekimler Odası Başkanı Melike Baysal: “Tabi ki biz üzerimize düşen her şeyi yaparız. Ancak kısırlaştırma maddi maliyetinin yanı sıra hayvanların tespiti ve yakalanması açısından zaman maliyetine de sahip bir konu. Bunun ötesinde kısırlaştırma işleminin ardından geçen rehabilitasyon süreci de mevcut. Başıboş sokak hayvanları konusunda çok önemli bir handikapta kırsaldaki hayvanların popülasyonunun fazlalığı ve kentlere gelmesi” dedi.
AŞIRI OLAN ZEHİRDİR
Olaya sadece tek taraflı bakmak mümkün olsa da adil olmaz. Hayvanseverlerde gözlemlenen kendisi kadar ‘aşırı’ ve ‘aktivist’ şekilde davranmayan benim gibi normal insanları hayvan sever olarak görmeme hatta hayvan sevmeyen olarak yaftalama durumu var. Her konunun olduğu gibi hayvan sevgisinin fazlası da zarardır. Zehir nedir derlerse her şeyin fazlası zehirdir aşırı hayvanseverlerin durumu da bu konuda böyle konuyu anlayalım dinleyelim diyenleri, sokaklarda köpek sürüleri yaşlılara, çocuklara saldırıyor diyenleri hayvan düşmanı olarak görüyorlar. Zaten bu kadar sert bir yasanın çıkmasında bu aşırı tavrın da sebepler arasında oluğunu düşünüyorum. Anladığım kadarıyla bu konu hayvanların toplu itlaf edilmesiyle çözülürse vicdanlarda büyük bir yara açacak. Ülke çapında zamana yayılarak planlanan büyük bir kısırlaştırma seferberliği ilan edilmeli ve kırsaldaki hayvanların kontrol altına alınması için de İçişleri Bakanlığı’na bağlı jandarma ve köy muhtarları aktif şekilde görev yapmalı.