Hava Durumu

Memurlar samimiyet testinden geçemiyor

Yazının Giriş Tarihi: 15.08.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.08.2025 00:05

Birçok kere köşe yazılarımda eleştirilerimin hedefinde olan bir konu vardı.

En son 21 Temmuz 2025 tarihli ‘Memur Oligarşisi Kuruluyor’ adlı yazımda da memurların maddi beklentilerin ötesindeki hiçbir konuya odaklanmadığını özellikle idealist bir meslek olan öğretmenliğin; ideallerinin geri plana atılıp işi maaş özlük hakları kapanına sokmalarına dair eleştirilerimi dile getirmiştim. Memur sendikalarının diğer meslek gruplarının hak arama mücadelelerine sessiz kalmalarına da değinerek yeri geldiğinde kendi hakları için basına bülten geçtiklerinde ‘nalıncı keseri gibi’ olan tavırlarının samimiyet testinden geçemeyeceğini de eklemiştim!

Ülkemizde hemen hemen her alanda olduğu gibi kamuda da reform gerekliliği bas bas bağırıyor.

Devletimiz ve biz halk; oluşan memur oligarşisinden ve verimsizliğinden dolayı büyük hedeflere bir ayağımız topal olarak koşmak durumundayız.

Umuyorum ki kamu personel reformu bir an evvel gerçekleşir ve özellikle büro çalışanı olan memurların performanslarına çeki düzen verilir…

TOPLUM GERÇEKLERİNDEN KOPUŞ HAYRA ALÂMET DEĞİL

Memur sendikalarının basın bültenleri haber merkezlerine düşmeye başladı. Kamuda yaklaşık 4 milyon memur ve 2 buçuk milyon memur emeklisini kapsayan 8’inci Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde takvim işliyor.

Ön müzakere toplantılarının ardından Kamu İşveren Heyeti ilk teklifini dün açıklamıştı.

Hükümetin 2026 ilk altı ayı için yüzde 10, ikinci altı ayı için 6; 2027 yılı ilk altı ayı için yüzde 4 ve ikici altı ayı için 4 zam teklifi, Memur-Sen ve diğer sendikalar tarafından kabul görmedi.

Gelen bültende çok sayıda rakam birçok yüzde ve toplumun mevcut durumunu hiç anlamadıklarını anladığımız bir talep vardı:

“Geçmiş dönem kayıplarımızın giderilmesi gerekiyor!”

Bu ibareyi okuyunca aklıma asgari ücretli ve dar gelirliler; ülkenin son yıllarda verdiği yüksek enflasyonla mücadele de toplumun tüm kesimlerinin verdiği mücadele geldi ve ‘sanırım yanlış okuyorum’ dedim ya da bu bülten başka bir ülkenin sendikasından geldi diye düşündüm.

Toplumun gerçekleriyle bağdaşmayan bu istek kabul olur mu bilemem ama kamuoyunun tepkisini oldukça merak ediyorum.

BİLİME KATKISI OLMAYAN AKADEMİSYENLER

Gelen basın bültenlerine bakınca farklı bir dünyada yaşadıklarına eminim. Talepler içinde: Akademisyenlerin, şube müdürlerinin, şef ve amirlerin mali ve özlük haklarının düzeltilmesi gerektiğine vurgu yapılmış.

Akademik ortamlarda fazla bulunmadım ancak son diploma skandalına benzer şekilde akrabalar, eşler, çocuklardan oluşan bir kast yapısına sahip olduklarını dünya bilimine verilen katkılar sıralamasında 3’üncü dünya ülkeleri ve Afrika kabile devletlerinin de gerisinde olduğumuzu çok iyi biliyorum.

ÖNCELİĞİMİZ BAŞKA KESİMLER

Kısacası gayet verimsiz bir kitlenin hak arama mücadelesine destek vermekten önce, dar gelirli, asgari ücretli, emeklilerin mücadelelerine destek vermek önceliğim. Kısıtlı şartlarda imalat gerçekleştiren KOBİ’lerin yaşam mücadelelerine ve elde ettikleri başarılara kulak kabartmak, ihracatta dünya kazan kendileri kepçe gezen ihracatçılarımızla diyalog halinde olmak da önceliklerim arasında. Ne zaman ki kamu personel reformu gerçekleştirilir, her memur, şimdikinin aksine memuriyete girdikten sonra performans odaklı çalışmadığı zaman memuriyetini kaybeder ve tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan vergilerimizden haksız yere maaş almaz hale gelir o zaman memurların da hak mücadelelerine kulak kabartırım. Zam pazarlıklarında aslan kesilen memur sendikalarını, hakça kamu personel reformu talebiyle sokağa çıkarken de görmek benim için büyük bir hayal. Hayal zira kitle böyle bir eşitliği isteyecek derecede adil değil.

HÜKÜMET GERİ ADIM ATMAMALI

Hükümetin görece olarak zayıf olduğu hesabıyla, eylem, iş yavaşlatma, toplu grev gibi argümanlarla hükümeti adeta köşeye sıkıştırmaya çalışmaları karşısında hükümetin geri adım atmaması gerektiğine inanıyorum.

Hiçbir grubun oy kitlesini öne sürerek diğer kesimlerin ötesinde imtiyazlara sahip olmaması gerekiyor.

Defalarca söylediğimiz gibi yine tekrarlıyorum ki, sayıları 5 buçuk milyonu geçen verimlikte sınıfta kalan memurlarımızın şapkayı önlerine koyup verimli çalışmaya odaklanmaları ve Türkiye’nin gelecek koşunda ayağındaki pranga olmaktan çıkmaları gerekiyor.

Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç’un:

"Devlette 5,5 milyon kişi çalışıyor’ diyorlar. Buna askerler dâhil değil. Bu devlet 2 milyon kişiyle de döner” sözlerine yürekten katılıyorum!

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.