Bu haftanın Bursa’daki en önemli gündemi susuzluğa dayalı planlı su kesintileriydi. Konunun tarafları ağırlıkla Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan oldu. Bunların hepsini günlük siyasetin cilvelenmeleri olarak görüp öyle değerlendirmek gerekli. Bozbey ne söylemiş, Gürkan nasıl cevap vermiş tüm bunlar geçmişin katmanlı ve ucu globale çıkan sorunlarına odaklanmamızı engellesin istemem.
SORUNLAR TARİH BOYUNCA DÜNYA ÇAPINDA OLDU
Bursa’nın İpek Yolu’nun Avrupa’ya açılan son halkası olması, zamanla kadim bir ticaret ve tekstil merkezi olmasının yolunu açtı. Genel ve baskın tarih anlatımında gariz bir hata olan ‘Anadolu’nun bereketli toprakları’ kavramının Bursa’nın doğusundan itibaren hiç de geçerli olmadığını, Anadolu’nun binlerce yıldır, yarı kurak ve verimsiz topraklardan oluştuğunu, üzerindeki bahtsızların da yarı aç yarı tok yaşadığını not düşerek devam edelim.
Bursa ve çevresi de tarih boyunca aslında batı kavramının (coğrafi, iklim, verimlilik, angajman, bakış açısı ve medeni yükseklik vb. açılardan) sınır taşı olmuştur. Yine galat-ı meşhur (doğru bilinen yanlış) şekilde, Osmanlı İmparatorluğu Anadolu merkezli bir devlet değil tipik bir Balkan merkezli imparatorluk olarak yaşamını sürdürdü. Bursa geçmişin sınırtaşlığını Osmanlı döneminde de sürdürdü.
Bursa Osmanlı’nın Anadolu’da ciddiye aldığı (yatırım, kültür) ender yerlerden birisi oldu. O dönemin kaynaklarına bakarsak da gerek Doğu Roma İmparatorluğu döneminde gerekse Osmanlı İmparatorluğu döneminde Bursa’nın sorunları minör ve yerel değil, majör ve uluslararası düzeyde oldu. Bursa’nın içme suyu sorunu da tarih boyunca devam etti. Burada Evliya Çelebi’nin ‘Bursa sudan ibaret’ sözünün geçtiği bölümü okumanızı tavsiye ederim. Zira kısa bir fasikül olan kısımlarda Bursa’da su sorununun olmaması için her yönetimin büyük çaba sarf ettiğini ve bu çabanın Doğu Roma’dan itibaren sürdüğünü de görebiliriz. Meşhur Hürrem Sultan dahil birçok Osmanlı hanedan mensubunun Bursa’da vakıflar kurarak şehre su getirme işine giriştiğini de kaynaklarda bulabiliyoruz.
DETROİT HAYALİNİN SONU
Modern zamanlara geldiğimizde de sıkıntılar global ölçekte olmaya devam etti. Zira özellikle 70’li yılların kırılgan iktidarları bugün bize iyi gelen ama Bursa’nın mahvolmasına neden olan otomobil fabrikalarının Bursa’da kurulmasına diremediler ve Bursa’nın mahvolmasına neden oldular. Pekâlâ, bu yatırımlar verimsiz yarı çöl olan Bilecik ve Eskişehir gibi şehirlere yapılıp, Anadolu’nun ender verimli ovalarından birisi olan Bursa kurutulabilirdi.
Çarpık kentleşmenin temeli olan çarpık sanayileşme sadece Bursa’daki değil ülkedeki (terör, eğitimsizlik, gelişememe v.b.) birçok sorunun da anası oldu. Zaten Detroit olma hayalimizin de sonuna da elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla geliyoruz. Zira kurulu fabrikalarımız ve yan sanayimiz elektrik devrimine ayak uyduramadı. (bu bambaşka ve girift bir konu) Bir konuyu anlatırken işe tarihsel çerçevesini de katarak başlamak belki günlük çekişmeleri boks maçı seyretme motivasyonuyla izleyen kişileri sıkabilir orası ayrı. Zaten biz yazarlar, aslında işin temelinde sadece ve sadece kendi ruhumuza, aklımıza zamanı şahit tutabilmek için yazarız.
BİN YILLARIN EKMEK KAPISI TEKSTİL
Bursa bin yıllardır tekstil üretim merkezi olageldi. Belki de tüm zamanların en önemli teknoloji casusluklarından birisi olan ipek kozasının ve ipek işleme teknolojilerinin Çin’den ilk kez çıkması dünya çapında bilinen şeklinin aksine İtalya’da değil Bursa’da oldu. İtalya’dan bir asır öncesinde Bursa’da ipek atölyeleri kuruluydu. Güncel sorunumuz susuzluk da o günlerden bu günlere kadar liste başındaki yerini koruyor. Çünkü tekstilde boyama prosesi ve oluşan atık suyun çevresel etkileri antik çağlardan itibaren kumaş boyama için kullanılan maddeler sadece bitki, böcek, ve kabuklular gibi doğal kaynaklardan sağlanmaktaydı. Bu durum 19. yüzyılın ortalarına kadar sürdü.
Çivitotundan mavi, sarı muhabbet çiçeğinden sarı rengin elde edilmesi gibi. Ancak günümüzde bunların yerini sentetik boyar maddeler aldı. Öncelikle birbirine çok karıştırılan boya-boyar maddelerin farkından ve bunların çevreye etkilerinden dahası tekstil boyama işlemlerinden kaynaklanan boya ve boyar maddelerin su ile birleşerek atık suya dönüşmeden önce hangi aşamalardan geçtiğine beraberce bir göz atalım. İstenilen renge ulaşılmasına etki eden birçok faktör vardır. Bunlar; iplikteki lot farklılıkları, tuz konsantrasyonu, pH, flotte oranı, sıcaklık ve zaman, boyar maddenin yapısı, boya makinası, boyama suyundan gelen iyonlar, sodadan gelen iyonlar vs.
MAHARETLİ YÖNETİCİLER
Kısacası günümüzde AK Parti’nin Başkan Bozbey’i suçlaması da Bozbey’in AK Parti’ye verdiği karşılıklarda yazımın başında dediğim gibi günlük siyasi çekişmeler düzeyinde. Bursa’nın kaderi her zaman ticaret ve sanayi ile yoğurulmuştu. Ancak Bursa’nın yöneticileri de her zaman bu büyük ve dünya çapındaki sorunları maharetle çözegelmişti. Tarihin tüm çağlarında Bursa’da maharetli yöneticiler olmuştu. Günümüzde bunun son örneği de rahmetli Hikmet Şahin’di.
Mevcut Başkan kabul etmek gerekirse sebebi kendisi olmayan büyük sıkıntıların ortasında bir şehri teslim aldı. Ancak Bursa kamuoyu kendisinden önceki tüm selefleri gibi (Ahmet Vefik Paşa, Reşat Oyal, Hikmet Şahin vb.) maharetli bir yönetim bekliyor. Mevcut ülke konjonktüründen ötürü en basit konular bile büyük bir spekülasyon malzemesi oluyor.
Bu sebeple kimin haklı olduğu kimin haksız olduğu belli olmadığı günlerden geçiyoruz. Yeri gelmişken AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan’ın kendine göre bir muhalefet stili oluşturmaya başladığını gözlemliyorum. Başkan Bozbey’in de AK Parti’nin belediye meclis üyelerinin çıkışlarından ziyade Davut Gürkan’ı muhatap aldığını görüyorum. Karşılıklı bu atışmaların önemine gelirsek, muhalefet tarafından nitelikli şekilde eleştirilen iktidar daha iyi yönetir.