Terör ülkemizin Cumhuriyet tarihinde yaşamış olduğu en büyük sorundur dersek sanırım kimse itiraz etmez. Terörün bitirilmesine yönelik doktrin farklılıkları yaşasak da sorunun çözümüne yönelik irademiz her zaman kuvvetli oldu. Bu uğurda kaybedilen vatan evlatları yaşanan acılar hafızalarımızda canlı duruyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin aldığı inisiyatifle çok önemli bir kavşakta olduğumuzu düşünüyorum. Böylesine önemli ve duygusal olarak kırılmalara müsait bir konuda kalem oynatmak olaylar tazeyken görüş bildirmek işimizin zor taraflarından birisini oluşturuyor. Zira sürecin akamete uğraması, başarısız olması ya da başarılı olmasına rağmen toplumun tüm kesimlerinin memnun olmaması gibi olası gerçeklikleri mevcut. Yani hangi yorum yapılırsa yapılsın ileride kadük hatta yanlış hale gelebilir.
Süreçle ilgili olarak emin olduğum birkaç noktadan birisi ülkemizin terörden arındırılması gerektiği, iktidarın çok önemli bir inisiyatif aldığı ve üçüncüsü de iktidarın siyasi anlamda büyük risk aldığıdır. Ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
SURİYE’DE TÜRKİYE’NİN ÇIKARLARI GEÇERLİ OLUYOR
Devlet Bahçeli’nin yaptığı çıkıştan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın haberdar olmadığı, Bahçeli’nin yaptığı planın PKK’ya yönelik olduğu ve Suriye’deki (isim bulmakta acayip şekilde çeşitlilikleri var) YPG SGD yapılanmasına müdahale olmayacağına yönelik çıkarımlar mevcuttu ki birkaç gün evvel: “Suriye'de doğu ve kuzeydoğu vilayetlerini büyük oranda kontrol eden Kürt liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), ülkenin yeni yönetiminin kurumlarına entegre olmayı kabul etti.
Anlaşma Suriye geçici yönetimi lideri Ahmet Eş-Şera ile SDG komutanı Mazlum Abdi tarafından imzalandı” haberi geldi. Türkiye'den anlaşmaya ilişkin ilk resmi açıklama Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan yaklaşık bir gün sonra yapıldı. Erdoğan, "Suriye'nin terörden arındırılmasına yönelik her türlü çabayı, doğru yönde atılmış bir adım olarak görüyoruz" dedi.
Suriye’de yaşanan iç savaştan en çok zarar gören 2. ülke Türkiye olmuştur. Sayıları milyonları geçen sığınmacılar ülkemizin dört bir yanına dağılmış ve sosyo ekonomik dengemizi bozmuşlardır. Savaş geride kaldı ve umarım Suriyeliler ülkelerine geri dönerler. Savaş sırasında cefayı çeken Türkiye bu son anlaşma ile Suriye’de Türkiye aleyhine gelişmelerin yaşanmayacağına dair umudumuzun bir realite haline geldiğini bizlere gösteriyor.
TERÖRE MÜSAİTLİK DURUMUNU GİDERME
SDG’nin Amerikan desteği olmadan bize yakın hiçbir coğrafyada hayatiyetini sürdüremeyeceğini söylemek bir yana şuan canlı olarak tanık olmanın huzuru içerisindeyiz. Bu başarıda Dış İşlerimiz, Milli İstihbarat Teşkilatımız, eli tetikte olan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz de siyasiler kadar önemli bir faktör olmuşlardır. Kâğıt üzerinde güzel olan anlaşmanın pratikte etkin şekilde uygulanmasını da yine Türkiye Cumhuriyeti Devleti sağlayacaktır.
Ülkemizin istikrarsızlaştırılması için her zaman gündemde tutulan terör kartı işlevini yitirecek gibi görünüyor. Ancak ülkemizin demokratik yapısının takviyesi, hukukun üstünlüğünün tahkim edilmesi, kişi hak ve hürriyetlerinin en üst değer olarak benimsenmesi gerekli ki terörün yeşerebileceği bir toplum yapısı olmasın.
Asıl meselemiz de zaten terör sonrası atılacak adımlarda yani ezberden söyleyeyim yapısal reformlarda. Yoksa PKK gider başka bir örgüt gelir.