Hava Durumu

‘Trumpist politikalar’ dünyaya damga vuruyor!

Yazının Giriş Tarihi: 14.08.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.08.2025 00:05

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanlık koltuğuna ikinci kez oturan Donald Trump’ın ekonomi ve dış politikada attığı adımlar dünyayı şaşırtmaya ve etkilemeye devam ediyor.

İlk döneminde oldukça hafife alınan Trump bu dönemine de hafife alınarak başlamıştı ancak attığı adımlar kendi ülkesinin stratejilerini değiştirecek nitelikte.

Geçmişteki önemli Amerikan başkanları gibi ideolojik bir demagog olmasa da ticaret insanı kimliğiyle hareket eden Trump da yaptıklarıyla tarihte iz bırakan başkanlardan birisi olacak gibi duruyor.

***

Jandarmalıktan çerçiliğe

İçinde bulunduğumuz 2025’e Ukrayna Savaşı ve Trump’ın başkanlık koltuğuna oturması damga vurdu.

Bu sadece bir lider değişimi değil, bir yön değişimiydi.

Trump’ın dış politikası, uzun vadeli ittifaklardan çok pazarlık temelli anlaşmaları tercih ediyor.

Temel sorusu şu oldu: “Bundan Amerika’nın çıkarı ne?”

Soğuk savaş dönemi boyunca özellikle Avrupa’yı finanse eden güvenlik şemsiyesi altında tutan Amerika, gelinen noktada yola böyle devam etmeyecek gibi duruyor.

Trump’la birlikte Amerika dünyanın jandarması değil çerçisi (sokak sokak, köy köy, gezen satıcı) olmaya odaklandı.

***

Ukrayna, polonya olur mu?

Bunun ilk işaret fişeği de Ukrayna Savaşı’nda atıldı.

Hemen öncesinde batının Ukrayna’ya bu desteğinin altında yatan temel olan anlaşmaya dikkati çekmek isterim.

Zira ülkemizdeki cahiller batı blokunun desteğinin sadece dinsel ve ırksal bir sebeple olduğunu var sayıyor.

1994 yılında imzalanan Budapeşte Mutabakatı ile Ukrayna nükleer cephaneliğinden feragat etti ve karşılığında ABD, Birleşik Krallık ve Rusya’dan toprak bütünlüğüne, güvenliğine dair garanti aldı.

Batının desteğinin sebebi en önce bu.

O zaman ne Almanya’yı yönetenler ne de müttefikler bunun için savaş çıkacağını tahmin etmiyorlardı.

Ancak olayların nasıl geliştiğini hepimiz biliyoruz.

Temel soru şu: Ukrayna global savaşın fitilleyicisi olacak mı?

Trump’ın tüccar zihniyetli yönetimine bakarsak böyle bir tehlike olmayacağını düşünüyorum.

Savaşmak yerine ticaret yapmayı hedefleyen bu anlayışta Trump’ın gümrük tarifeleri ile başlattığı ticaret savaşı da Amerikan üretimine destek olabilmek odaklı.

Ancak AB’nin Amerikan desteğinin olmadığı senaryoları devreye sokmaları gerekiyor. Zaten AB üyesi ülkelerini birbiri ardına başlattığı silahlanma programları da buna işaret ediyor.

***

Amerikan sistemi değişime gidiyor

Sistemlerin üzerinde yükselen devletlerde bir kişinin eğilimleri devletin genel politikalarında büyük değişikliklere neden olmaz.

Trump yeni sürecin merkezinde yer alıyor olabilir ama onu yalnızca kişisel bir sapma olarak görmek meseleyi sığlaştırır.

Gerçekte Trump, Amerikan dış politikasında uzun süredir biriken kırılmaların yüzeye çıkmış halidir.

Bu kırılma bence, sadece bir lider tercihi değil; ABD’nin liberal hegemonyacı çizgiden uzaklaşarak, post-hegemonik bir dış politika evresine girmesinin göstergesidir.

Bu evre, kurumsal sorumluluklardan ziyade işlem temelli ilişkileri, güven yerine pazarlığı ve küresel liderlik yerine ulusal öncelikleri merkeze alır.

Trump ortaya çıkan dönüşümün salt nedeni değil yüzü diyebiliriz!

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.