Hava Durumu

Türk mizahı yeni bir isim kazanıyor

Yazının Giriş Tarihi: 20.01.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.01.2025 00:05

Ülkemizin yoğun gündemi biz gazeteciler için bulunmaz bir nimet, mizah içinse uygun bir zemin hazırlıyor. Zaten tarih boyunca Karagöz-Hacivat’tan Nasrettin Hoca’ya, Dümbüllü’ye Kemal Sunal’a kadar birçok isim Türk mizah tarihine imza attı. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel de yaptığı son kırmızı kart açıklamasıyla, genel başkanlıkta tutunamazsa mizah kariyerine göz kırptı diyebiliriz.

Özel’in kırmızı kart açıklamasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın grup toplantısında verdiği cevaplar Özel’e esprili şekilde cevap niteliğindeydi. Özel’in siyaset gündemine olduğu kadar mizaha adım attığı açıklaması şöyle: “31 Mart seçimlerinde ‘Bugün bu iktidarı uyarmanın, bugün iyi belediye başkanları seçmenin, bugün bu iktidara ‘Aklını başına al, beni gör, görmezsen bu iş kötü’ demenin ve bir sarı kart göstermenin zamanı’ demiştim. O gün siz sarı kartı gösterdiniz ama Tayyip Bey anlamadı. Soruyorum… 31 Mart’ta sarı kartı gösterdiniz, Tayyip Bey anladı mı? Sizin sesinizi duydu mu? Peki bu verdiği maaşla 14 bin 500 lirayla geçim olur mu? Bu asgari ücretle geçim olur mu? O zaman anladığı dilden konuşacağız. O zaman söylediğini ve hak ettiğini yapacağız. Hazır mısınız? Mersin’den başlıyoruz ve bütün Türkiye’deki emeklileri, asgari ücretlileri, tüm ezilenleri bu iktidara kırmızı kart göstermeye davet ediyorum. Bu elimizdeki kartlar Türkiye’nin umududur. Emekliler, bundan sonra Türkiye’nin dört bir yanında, cebinizde bir kırmızı kartı bulundurmaya, bu yüksek fiyatları gördükçe, bu düşük maaşları çektikçe, bu zammı, bu zulmü gördükçe, bu iktidar gidene kadar bu kırmızı kartları ona göstermeye var mıyız? Türkiye kırmızı kartı göstermeye hazır mıyız? Biz bu iktidarı değiştireceğiz. O seçim sandığını getireceğiz. Bu iktidar gidecek; emeklinin, halkın, esnafın, çiftçinin ve yoksulun iktidarı gelecek. Biz geleceğiz, Mersin’i nasıl güldürdüysek Türkiye’nin yüzünü öyle güldüreceğiz.”

Erdoğan’ın sözlerini yazardım ancak kısa videosunu izleyin zira oldukça nüktedan ve mimiklerini görmeniz lazım. İşin şakası bir yana, ana muhalefet liderinin hele ki yerel seçim zaferi almasından sonra daha büyük ivme ve ciddiyetle, en önemlisi de ince ince düşünerek hareket etmesini beklerdim.

SAVUNMADA DA PROVOKASYONA DEVAM

Harp akademileri mezuniyet töreninde korsan yemin töreni düzenleyen, ülke gündemine gelebilmek içinde gazetecileri çağırarak elde kılıç darbe imasında bulunan teğmenlerin yüksek disiplin kurulundaki savunmalarında da provokasyona devam etti. Gelen haberlerde teğmen TSK'dan ayırma cezasıyla Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edilen 5 teğmenin savunmalarına "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diyerek başladığı, Teğmen Ebru Eroğlu'nun da savunmasını "Omzumdaki rütbeyi alabilirsiniz, ama göğsümdeki Harp Okulu brövesini alamazsınız" sözüyle bitirdiği öğrenildi.

Geçmişten bugüne söylenen ‘genç subaylar gergin’ cümle kalıbını yaşatmaya çalışan bu genç teğmenler ülke kurtardıklarını zannederken ülkemizi istikrarsızlaştırma çabalarının maşası olduklarını bakalım hayatlarının hangi evresinde idrak edecek. Türkiye’de her kim darbeye çanak tutuyor, seçilmiş iktidarları silah zoruyla indirmenin hevesine giriyorsa ülkeye en büyük kötülüğü yapıyordur.

Teğmenlerin ‘Atatürk’ün askerleriyiz’ sözlerini kalkan yaparak darbe imasında bulunmaları kabul edilemez. Konu ilk patladığında konunun iç yüzünü Milli Savunma Komisyonu Başkan Yardımcısı Bursa Milletvekili Refik Özen’den iç yüzünü ayrıntısıyla dinleme fırsatı bulmuştuk. Konunun atılan ‘Atatürk’ün askerleriyiz’ sloganına duyulan bir alerjiyle uzaktan yakından ilgisi yok. Konulara demokrasi ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından bakmak her türlü siyasi tarafgirlikten çok daha doğru.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.