Bursa’da aynı anda altı farklı noktada başlayan yangınlar tüm Türkiye’deki eş zamanlı başlayan yangınlar silsilesinin son halkası oldu.
Yöneticilere ve siyasilere baktığımızda Bursa Valisi Erol Ayyıldız’ın üst düzey performans ortaya koyduğu hemen göze çarpıyor.
Bilecik Valisi Faik Özer Sezer’in de gerek alan hakimiyeti gerekse iletişimi açısından son derece başarılı buldum.
Devletimizin ve milletimizin yüzünü ağarttılar.
Genel manada atanmış bürokratlarımız köklü devlet geleneğimizin kendilerine kattıklarıyla böyle anlarda zaten genel olarak başarılılar.
HASSAS KONULARDA SİYASET RAFA KALKMALI
Gelelim seçilmişlere…
Lafı dolandırmadan direkt olarak eleştirilerimin odağına Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık ve basın müdürü Kübra Ulutaş’ı koyacağım.
Mustafa Başkan çok doğal bir şekilde Gürsu’da çıkan yangında sahadaydı ancak bilemem kendisinin mi aklına geldi yoksa başka birisinin mi aklına geldi çok da anlamlı olmayan bir şekilde Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in alanda olmamakla suçladı.
Oysa yangınların başlamasının ardından Bozbey’in yurt dışından gelerek saat 03.00 gibi sahada olduğu teyitli bilgi olarak haber merkezlerine düştü.
Böyle anlarda siyasi hesap içeren tribünlere oynayan işlere girmek beklenen olumlu geri dönüşü sağlamaz!
SİYASAL İLETİŞİM HERKESİN HARCI DEĞİL
Hatta Kübra Ulutaş’ın anons geçer gibi davranması belki eski muhabirlik günlerine özlemini gidermesini sağlamıştır ama yine konuyla alakalı değildi.
Bursa’nın ciğeri yanmışken kamuoyunun Mustafa Işık’ın siyasi çıkışını olumlu karşılamadığı da sonrasında gelen geri bildirimlerle ortaya çıktı.
‘Siyasal İletişim’ son derece girift ve teknik bir konu.
Kariyerinde iyi bir muhabir olan Kübra Ulutaş siyasal iletişimde henüz iyi bir noktada değil.
İyi bir siyasal iletişimci çalıştığı siyasiyi yapacağı iletişim hatalarından da koruyabilmeli.
Olan olduktan sonra yapılacak düzeltmeler, kamuoyundan özür dilemeler telafi çabaları yüzde 80 oranında başarısız oluyor zaten.
Mustafa Işık’ın çıkışı gereksizdi ve kendisiyle de uyumlu değildi.
Kısacası siyasal iletişim herkesin harcı olan basit bir iş değil.
ÖZEN VE SARIBAL’IN TAVIR FARKLILIKLARI
Seçilmişler içerisinde milletvekillerinden AK Partili Refik Özen konunun hassasiyetini kavrayabilen deneyimli bir siyasetçi olarak konuyu hiç siyasete ve parti çekişmesine getirmedi.
Genel anlamda BBB Başkanı Bozbey’e en yoğun eleştiriler Özen’den gelmesine rağmen bu felaket ortamında vekillik görevlerine odaklanarak siyasal çekişmelere ve küçük manipülasyonlara tenezzül etmedi.
Refik Özen ne kadar kısır siyasi çekişmelerden, sataşmalardan uzak durduysa CHP Milletvekili Orhan Sarıbal da bir o kadar işi siyasi sataşma alanına çekmeye çalışıyordu diyebilirim.
Elimden geldiğince tüm siyasilerin tepkilerine odaklandım.
Sarıbal’ın kullandığı agresif dili doğru bulmuyorum.
Eksiklikleri dile getirmek, eleştirmek için birçok konu var.
Bunu peşinen kabul etmekle birlikte Sarıbal’ın konuşmalarının odağını siyasal eleştiriye oturtmasını sakil buluyorum.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in genel tavrını konuya müdahalesini ve işi siyasi çekişme alanına dökmekten çekinmesini olumlu buluyorum.
Her kriz yöneticiler için bir sınavdır.
Her durumun kendine has bazı özellikleri vardır.
Doğal afetler, terör saldırıları, can kaybının çok olduğu büyük kazalar gibi hassas durumlarda siyasi çıkar kazanmaya yönelik adımlar belki partizanların aklını çelebilir ama uzun vadede kamuoyu önünde samimiyetinizin sorgulanmasına yol açar.
Kısacası başta Vali Ayyıldız olmaz üzere Bursa’daki mülki amirlerin Refik Özen ve Mustafa Bozbey gibi itidalli siyasilerin başarılı, Sarıbal ve Mustafa Işık gibi siyasilerin de başarısız bir sınav verdiği çok açık.