Sosyal medyanın kadınların güzellik algısını nasıl etkilediğini biliyor muyuz? Çeşit çeşit makyaj hileleri, zayıflama tüyoları, moda takibi, kombin bilgileri vs…
Hepsi kadınların daha güzel olmaları, daha şık ve modaya uygun giyinmeleri üzerine. Tabii bunların hepsi zaman ve özellikle para isteyen şeyler.
Eminim Instagram da sizin de önünüze en az bir kere , “Hadi birlikte hazırlanalım” videosu düşmüştür. Bu çekimlerde kadınlar hayatlarından bir kesit anlatırken ya da yaşam koçluğuna soyunup (ki bu tanım bile ayrı bir yazı konusu olabilir) size hayatınızı nasıl şekillendirmeniz gerektiği üzerine fikirler verirken bir yandan da makyaj yapıyor; kozmetik ürünlerin markalarını tanıtıyor.
Kadınlara bilfiil; ‘daha güzel, daha çekici, daha alımlı, daha seksi olmalısın’ mesajı verilirken, kadınların hayata düşünsel katkısı git gide eritiliyor.
Kadının içinde bulunduğu bu çürümüşlük durumunu anlatan harika bir yapım geçtiğimiz aylarda gösterime girdi: Cevher
Senaryosu ve yönetmenliği Coralie Fargeat’a ait olan filmde usta oyuncular Demi Moore, Margaret Qualley ve Dennis Quaid yer alıyor. Fransız yönetmen Coralie Fargeat, Cannes Film Festivali’nde en iyi senaryo ödülünü kazanmayı başardı.
Ayrıca Film Eleştirmenleri En İyi Senaryo Yazarı Ödülü, Film Eleştirmenleri En İyi Makyaj Ödülü, Film Eleştirmenleri En İyi Kadın Oyuncu Ödülü gibi birçok dalda ödüle layık görüldü.
İzleyecek olanlar için, çok da içeriğine girmeden kısaca filmi anlatmak gerekirse:
Çok ünlü, şöhretiniz zirvesinde olan Elisabeth (Demi Moore), 50. yaşını kutladığı sıralarda yaşlandığını fark eder ve şöhretinin tehlikede olduğunu anlar. Güzelliği artık kaybolmak üzeredir… Bunu, patronunun onun yerine daha genç birini işe almak istediğini öğrendiğinde anlar.
Elisabeth’in hayatı, bir hemşire tarafından kendisine tavsiye edilen ‘cevher’le değişir. Cevher, kullanan kişiyi gençleştirir, daha güzel istediği fiziksel özelliklere sahip biri yapar. Fakat bu maddeyi kullanırken, çok önemli dikkat etmesi gereken kurallar vardır.
Elisabeth bu ürünü kullanır; kendisinden daha genç bir ‘Elisabeth’ doğar…
Genç Elisabeth ve 50. yaşındaki Elisabeth arasında kıyasıya, vahşice bir rekabet başlar.
Kurallar çiğnenir, işler rayından çıkmaya başlar…
Elisabeth’in bu sancılı değişiminin ruhunu ve bedenini nasıl alt üst ettiğini, hayatını nasıl cehenneme çevirdiğini izlerken, dehşete düşeceksiniz.
Kadına dayatılan güzellik algısının nelere yol açtığını anlatan harika hatta harika ötesi bir film…
İzlerken ekranın başından bir saniye bile kalkamadığım ve derinden etkilendiğim bir film. İzlemeyenler için şiddetle tavsiyemdir.