Hava Durumu

‘Othello’dan günümüze: Hala öldürülüyoruz!

Yazının Giriş Tarihi: 21.11.2025 00:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.11.2025 00:06

Geçtiğimiz günlerde ‘Othello’ oyunuyla izleyicileri büyüleyen Bursa Devlet Tiyatrosu ekibi salondan alkışlarla ayrılırken büyük bir gurur taşıyordu.

3 saate yakın bir performans sergileyen ekibin oyununu izlerken verilen o büyük emeği iliklerinize kadar hissediyorsunuz.

İtiraf etmeliyim ki, Bursa’da neredeyse son bir yıldır izlediğim en iyi oyundu. Kocaman bir ekip, müthiş yetenekler ve büyük bir çaba var ortada…

Yüksek tempolu oyunda yaklaşık 3 saat boyunca kusursuz bir şekilde, diyaloglarda takılmadan ve büyük bir uyum içinde bir oyunculuk sergilemek takdire şayan…

Özellikle Othello’nun Desdemona’yı öldürdüğü sahnede, adeta başka bir evrene geçiyorsunuz…

William Shakespeare'in kaleme aldığı ‘Othello’, bu başarılı ekipte hayat buldu.

Ahmet Vefik Paşa Sahnesi’ndeki 2 saat 50 dakikalık oyunun yönetmenliği Vlad Trifaş’a, dekor tasarımı Murat Gülmez’e, kostüm tasarımı Fatma Sarıkurt’a ve ışık tasarımı ise Sinan Mahçup’a ait.

Bu muhteşem oyunun kahramanları kim mi?

Nurettin Örük, Salih Cem Şener, Öykü Esendemir Örük, Çağrı Dulun, Akif Oktay, Ali Bircan Teke, Acan Ağır Aksoy, Çağrı Zora, Nergiz Acar, Işıl Öztürk Sehlikoğlu, Sıdıka Derya Gümral, Ceren Kayış, Emine Irmak Bavkır, Ahmet Kızıl, Cengiz Bodur, İpek Abama, Baran Balkanlar.

Othello, Venedik Cumhuriyeti'nin hizmetinde olan Mağribi soyuna sahip cesur ve yetkin bir askerdir. Saygın bir Venedik senatörünün güzel kızı Desdemona’ya aşıktır; Desdemona da Othello’ya… Büyük bir aşkla başlayan evlilik, Lago’nun Othello’yu eşinin onu aldattığına inandırmasıyla hüsrana uğrar.

Othello sendromu da buradan gelir. Sendrom, hastalıklı düzeyde takıntılı kıskançlığa neden olan, kişinin partnerinin kendisini aldattığına inandığı, bu nedenle de partnerine yoğun baskı ve manipülasyon uyguladığı psikotik bir rahatsızlıktır.

Othello, 1570-1573 Osmanlı-Venedik Savaşı sırasında geçer. Kadınların toplumdaki rolü üzerinden ilerleyen oyunda, “savaşta -eşini-oğlunu kaybeden kadın” ve savaş-iktidar bağlamı ele alınır.

Shakespeare'in döneminde, özellikle soylu ailelerin kadınları, iffetlerini korumakla yükümlüydü. Toplum ve evlilik içindeki davranışları belli kalıplarla sınırlıydı. Bu ataerkil toplumda kadınlar, üzerine vazife olmayan konularda konuşamaz, kışkırtıcı giyinemez, babalarına ve kocalarına itaat etmekle konumlandırılırlardı.

Sevdiği adamla evlenmesi nedeniyle, babası tarafından kendisine ihanet etmekle suçlanan Desdemona, “kadın olmanın çilesini” evliliğinde de çeker. Delice ve büyük sadakatle sevdiği kocası tarafından da ihanetle suçlanır; boğularak sevdiği adamın kollarında can verir...

Aslına baktığımızda o dönemde kadınlarının yaşadıkları bu günden farklı değildir. Hala her gün, eski/yeni eşi, sevgilisi, kardeşi tarafından öldürülen, sakat bırakılan, psikolojisi yerle bir olan, bu hayattan koparılan yüzlerce kadının prototipidir OTHELLO!

Pınar Gültekin, Münevver karabulut, Özgecan Aslan, Ceyda Yüksel, Sezen Ünlü, İkbal Uzuner, Ayşenur Halil ve rakamlara sığamayacak kadar fazlası…

Toplumsal vicdanı yaralayan asıl mesele ise kıskançlık, aşk, ayrılık, boşanma, ‘reddedilme’ gibi nedenlerin ‘gerekçe olabilmesinin’ de ötesinde faillerinin cezasız kalması…

Bu şahısların her biri bir OTHELLO!

Öldürülen/öldürülme riski taşıyan her kadın birer DESDEMONA…

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.