Hava Durumu

‘Tereddüt Çizgisi’ üzerine…

Yazının Giriş Tarihi: 25.11.2024 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.11.2024 00:05

2015 yılında ilk kısa filmi ‘Kuyu’, 2021 yılında ise ilk uzun metraj filmi ‘İki Şafak Arasında’ ile sinemaya iddialı bir giriş yapan yönetmen-senarist Selman Nacar, ikinci uzun metrajlı filmi ‘Tereddüt Çizgisi’ ile başarısını kanıtladı ve birçok festivalden ödülle döndü. Nacar, özgün tarzı ile son filminde de eleştirmenler tarafından çok konuşuldu, yazıldı, çizildi…

Dünya prömiyerini geçen yıl 80. Venedik Film Festivali’de yapan, Nacar’ın son filmi 7. Avrupa Balkan Film Festivali ve Zürih Film Festivali'nden En İyi Yönetmen Ödülü’yle döndü.

Nacar’ın yönettiği ilk film olan İki Şafak Arasında da 69. San Sebastian Film Festivali’nde prömiyerini yapmış ve 39. Torino Film Festivali’nde En İyi Film Ödülü dahil olmak üzere birçok ödül kazanmıştır.

Hikaye, yönetmenin doğup büyüdüğü topraklar olan Uşak’ta çekildi. Kendi kasabasına adeta bir ayna tutan Nacar, farklılığını burada da kanıtladı. Film muhteşem oyunculuğu ile takdir kazanan Tülin Özen‘in canlandırdığı Avukat Canan’ı merkezine alıyor ve bir günlük olayları konu alıyor.

Yurtdışında eğitim gören ve uzun yıllar orada çalışan Canan, annesinin rahatsızlığı nedeniyle Uşak’a döner. Hem annesinin tedavi sürecinde kardeşiyle olan çekişmelerine, hem de aldığı davadaki mücadele sürecine değinilen hikâyenin neredeyse tamamı kamusal alanlarda geçiyor. Adliye, hastane, postane gibi mekanlar arasında gidip gelen Canan’ın kendine ait tek özel zamanları aracında geçirdiği anlarda görüyoruz.

Yönetmen, Canan karakteri üzerinden, kamusal alanların boğuculuğunu, ihtiyaçlarımız ve arzularımızın bu alanlarda nasıl kalıplara sıkışıp kaldığını anlatırken, izleyiciyi hikâyenin içine çeker.

Bir cinayet zanlısının davasını alan Canan için bu davayı kazanmak kariyeri açısından büyük önem taşımaktadır. Hikâyede avukatın, masumiyetine inandığı zanlı ile kurduğu yakın ilişki anlatılırken, suç, adalet, ceza gibi kavramlar da çok açık bir şekilde izleyicinin tartışmasına sunulur.

Canan, zanlının bu cinayeti itiraf etmesiyle, kuvvetli bir vicdan muhasebesine girer, zira kariyeri ile adaleti yanıltıp-yanıltmama noktasında büyük bir ikilemde kalır.

Yönetmen, mahkûmun suçunu itiraf ettiğinde avukatla yaşadıkları diyalogda, Türkiye’nin adalet sistemindeki çatlakları çarpıcı bir şekilde aktarır.

Hikâyenin başından beri, gerçek adaletin yerini bulması için savaş veren Canan’ın, bu ‘tereddüt çizgisinde’ nasıl değerlerinden vazgeçme noktasına geldiğini dehşetle izleriz.

Yönetmen Nacar, adalet sistemindeki aksaklıkları mahkeme sahnelerinde kullandığı metaforlarla da izleyiciye başarılı bir şekilde aktarır.

Nacar, Tereddüt Çizgisi’nde de ilk filmi ‘İki Şafak Arasında’ da alt-üst ilişkilerini, sınıfsal çatışmaları (korunan-ezilen), adaletin neye göre sonuca bağlandığını gerçekçi bir dille masaya yatırır.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.