Bazen bir şehir, insanın içindeki sesi çağırır. Bazen bir hikâye, yazılmak için sahibini bekler. Ve bazen bir kelime, koskoca bir yolculuğun kapısını aralar.
Merhaba…
Bursa YeniDönem Gazetesi’nin kıymetli sayfalarında, siz değerli okurlarla ilk kez buluşurken kelimelerin titrediğini hissediyorum. Çünkü bu dünyaya karşı sorumluluğumuz büyük, sözcüklerimizin yükü ağır, niyetimiz ise tertemizdir.
Asırlık çınarların gölgesinde büyüyen, tarih kokan sokaklarıyla yüzlerce yıla tanıklık etmiş kadim bir şehirde yaşıyoruz. İpek yollarının kesiştiği, medeniyetlerin iz bıraktığı, devlet kurmuş bir milletin ilk başkentinin havasını soluyoruz.
Her taşıyla, her tepesindeki rüzgârıyla, her mahallesindeki insanıyla ayrı bir hikâye taşıyan şehirdeyiz.
İşte ben, bu hikâyelerin hiçbirini ıskalamamak; hakkı yenenin sesine ses katmak, görünmeyeni görünür kılmak, doğrunun yanında durmak için bu sayfalara “merhaba” diyorum.
Bu köşede öfke değil, hakikat konuşmalı diye düşünüyorum.
Bu köşede hamaset değil, vicdanın sesinin yankılanmasını arzu ediyorum.
Bu köşede kimseye methiye düzmek, ama kimseye de husumet duymak değil görevim.
Sadece halkın, sadece gerçeğin nefesine tercüman olacaktır kalemim. Amacım; karanlıkta bırakılan sorunlara değinmek ve çözümün kapısını aralamaktır.
Çünkü eleştiri, eğer çözüm üretmiyorsa sadece tavan bir gürültüdür. Kuru gürültü değil, yankısı uzun sürecek bir hakikat arayışının peşinde olacağım.
Bütün çabam, çocuklarımızın daha temiz bir hava soluması, insanımızın daha güçlü bir umut taşıması içindir. Bütün gayretim de, insan hayatı daha adil, daha güvenli, daha yaşanabilir olsun diyedir.
Her cümlemi, bu şehrin sokaklarında karşıma çıkan bir çift gözün düşünmesini isterim.
Bir yıkık fabrikanın duvarında, bir sanayi işçisinin ellerinde, bir köy kahvesinin sessizliğinde, bir öğrencinin umudunda hayat bulan hakikati unutmadan yazmak isterim
İnancım şudur:
Bir kalem, samimiyetle kullanılırsa ancak insan hayatının kaderine dokunabilir. Bir söz, doğru zamanda söylendiğinde hedefine ulaşabilir.
Ve içten bir “merhaba”, doğru bir başlangıcın işareti olabilir.
Bugün ben, sizlere yalnızca bir gazete köşesinden değil; hayatın içinden, insanınızın nabzından, halkın vicdanından seslenmek için “merhaba” diyorum.
Okuyacak, düşünecek, tartışacak, bazen kızacak, bazen birlikte umutlanacağız. Ama en önemlisi, haftada bir gün bu yolculuğu birlikte yürüyeceğiz. Bu satırlardan yükselecek ses, hepimizin hayatının sesi olsun.
Ben bu sesi duyurmak için buradayım.