Hava Durumu

Bursa’nın sessiz dönüşümü

Yazının Giriş Tarihi: 07.07.2025 00:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.07.2025 00:12

Uzaktan bakan biri için Bursa, hâlâ yeşilin ve tarihin iç içe geçtiği, Uludağ’ın eteklerinden ovaya yayılan bir huzur kentidir. Ancak bu sakin tabloyu biraz daha yakından incelediğimizde, kentin içinde sessiz ama derinlikli bir dönüşümün yaşandığını fark etmek mümkün. Ve bu dönüşüm, yalnızca binalarla, yollarla, yeni yatırımlarla değil; doğa, kültür ve yaşam arasındaki dengelerin hızla yeniden şekillendirilmesiyle ilgilidir.

Bursa, tarihsel kimliğiyle yalnızca Osmanlı’nın ilk başkenti olmakla kalmaz; aynı zamanda Anadolu’nun ticaret belleğini, Balkanlardan gelen göçlerle şekillenmiş kültürel dokusunu ve tarımsal üretimin derin izlerini taşır. Ancak bu katmanlı miras, modernleşme ve büyüme baskısıyla yavaş yavaş arka plana düşmeye başlamıştır. “Yeşil Bursa” tanımı, son yıllarda sıkça tartışmaya açılır hâle gelmiş; kentsel büyüme, bu tanımın içeriğini ciddi şekilde zorlamaya başlamıştır.

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin 2023 yılına ait çevresel planlama raporlarına göre, son beş yılda kent merkezine yakın tarım alanlarının yaklaşık yüzde 18’i imara açılmış durumda. Bu sadece bir arazi değişikliği değil; aynı zamanda bin yıllardır süregelen doğa-kültür ilişkisinin çözülmeye başlaması anlamına geliyor. Nilüfer Ovası’nda yükselen apartman blokları, Mudanya kıyılarında hızla dönüşen kırsal mahalleler, Kestel’de yoğunlaşan sanayi tesisleri; hepsi, bu dönüşümün farklı veçhelerini temsil ediyor.

Bu süreçte kültürel değerlerin korunması da zaman zaman geri plana düşüyor. Tarihî Hanlar Bölgesi, Kozahan çevresi ve Muradiye gibi alanlar hâlâ ayakta ve dikkat çekici olmakla birlikte; bazı restorasyon uygulamaları, yapıların tarihî kimliğini yaşatmaktan çok, yalnızca turistik dekorasyon işlevi görüyor. Kültürün yaşanır bir şey olmaktan çıkıp sadece gösterilir bir şeye dönüşmesi, aslında tüm Anadolu şehirlerinin ortak sorunu. Bursa da bu noktada bir kavşakta duruyor.

Ancak olumsuz tabloya rağmen umut veren gelişmeler de göz ardı edilmemeli. Son yıllarda kent içi ulaşımda raylı sistemlerin genişletilmesi, bisiklet yollarının açılması, kent ormanlarına erişimin artırılması gibi adımlar, Bursa’nın doğayla yeniden bağ kurmaya çalıştığını gösteriyor. Bununla birlikte genç kuşakta çevresel duyarlılık, kültürel mirasa ilgi ve kamusal yaşam beklentisi her zamankinden daha yüksek.

Buradan bakıldığında akla şu soru geliyor: Bursa dönüşüyor, peki bu dönüşümün rotasını kim belirliyor? Yerel halk mı? Yatırımcılar mı? Planlamacılar mı? Yoksa yalnızca kısa vadeli ekonomik hedefler mi?

Bu yazıyı kaleme alırken Bursa’da yaşamıyor olsam da, yerel medyada, sosyal ağlarda ve akademik raporlarda dikkatimi çeken ortak bir duygu var: “Kent dönüşüyor ama dönüşüm sürecine kentli ne kadar dahil olabiliyor?”

Gözlemlerime göre, Bursa’nın karşı karşıya olduğu temel mesele; büyüme ile denge, yatırım ile hafıza, modernlik ile kimlik arasında doğru bir bağ kurup kuramayacağıdır. Aksi takdirde bu sessiz dönüşüm, ileride çok daha gürültülü sorgulamalara zemin hazırlayabilir.

Bursa, yeşil dokusu, kültürel mirası ve üretim potansiyeliyle hâlâ bir eşikte duruyor. Bu eşik, yalnızca kent planlamacıları için değil; aynı zamanda tüm kentliler için bir sorumluluk alanı. Belki de bugünün en kıymetli sorusu şu: “Bursa, geçmişini koruyarak mı büyüyecek; yoksa büyürken geçmişini yitirmeyi mi göze alacak?”

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.