Hava Durumu

Kentsel dönüşüm mü, rantsal dönüşüm mü?

Yazının Giriş Tarihi: 05.09.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.09.2025 00:05

Sokaklarımızda sıkça aynı sahneyle karşılaşıyoruz: Bir apartmanın önünde kamyonlar, kepçeler, iş makineleri… Yılların binası yıkılıyor, yerine yenisi yükseliyor. Buna “kentsel dönüşüm” deniyor. Deprem kuşağında yaşayan bir ülke için kulağa mantıklı geliyor. Ancak biraz yakından bakıldığında, bu sürecin ne kadar güvenli, adil ve yaşanabilir olduğu sorgulanıyor.

Riskli mi, Riske Sokulmuş mu?

Yasaya göre bir binanın dönüşüme girmesi için önce “riskli yapı” ilan edilmesi gerekiyor. Bu tespiti yetkili teknik bürolar yapıyor. Kâğıt üzerinde doğru gibi görünse de, sağlam binalara da “riskli” raporu verildiğine dair iddialar var.

Bu durum büyük bir çelişkiyi ortaya koyuyor: Sağlam binaya riskli raporu verilebiliyorsa, aynı büroların yeni yapılara verdiği “depreme dayanıklıdır” raporuna ne kadar güvenebiliriz? Üstelik denetim ekipleri çoğu zaman her aşamada sahada bulunmuyor. Beton dökülürken, demir bağlanırken ya da yalıtım yapılırken gerçek bir kontrol yapılıyor mu?

Yaşlı Binalar, Genç Binalar

Elbette 40–50 yıllık yapılar ciddi risk taşıyor. Ancak bugün görece genç binalar da raporlarla yıkım sürecine sokulabiliyor. Bunun bir nedeni deprem korkusu, diğeriyse ekonomik beklentiler. Müteahhitler modern daireler vaat ediyor ama sonuç çoğu zaman farklı oluyor.

Küçülen Metrekareler

Dönüşüm projelerinde sık rastlanan bir sorun da dairelerin küçülmesi.

Önceden 110 metrekare olan bir ev, dönüşüm sonrası 85 metrekareye düşebiliyor.

İnsanlar güvenli eve kavuşuyor ama yaşam alanlarının daralması ekonomik ve psikolojik sıkıntı yaratıyor.

Çoğu zaman bu durum sürecin başında açıkça söylenmiyor.

Böylece “daha iyi bir hayat” umuduyla girilen süreç, kimi zaman daha dar evler ve daha yüksek borçlarla sonuçlanıyor.

Güçlendirme: Unutulan Seçenek

Her eski bina için tek çözüm yıkım değil. Bazı apartmanlar mühendislik yöntemleriyle güçlendirilebiliyor:

Kolonların karbon fiberle sarılması,

Betonarme elemanların çelik mantolama ile desteklenmesi,

Temel güçlendirme ve zemin enjeksiyonu…

Bu yöntemle yapılar kısa sürede ve daha düşük maliyetle güvenli hale getirilebiliyor. İnsanlar evlerinden uzun süre ayrı kalmadan oturmaya devam ediyor. Ne var ki, rantın cazibesi nedeniyle güçlendirme seçeneği çoğu kez göz ardı ediliyor.

Güven Sorunu

Toplumda ciddi bir güven kaybı yaşanıyor.

“Sağlam binam riskli raporuyla yıkıldı” diyenler var.

“Yeni evim küçüldü, denetimi görmedim” diyenler de var.

Bir başka kesim ise “Güçlendirme mümkündü ama tek yol yıkım gösterildi” diye yakınıyor.

Bu tablo, insanların sadece binalara değil, sürecin bütününe olan güvenini de zedeliyor.

Çözüm Ne Olmalı?

Şeffaflık: Vatandaş sürecin her aşamasında bilgilendirilmeli. Metrekare kaybı, teknik standartlar ve alternatifler açıkça belirtilmeli.

Bağımsız Denetim: Rapor veren bürolar ranttan bağımsız olmalı. Denetimler kağıt üzerinde değil, sahada yapılmalı.

Alternatif Çözümler:

Yıkım dışında güçlendirme seçeneği de teşvik edilmeli.

Yaşam Kalitesi: Dönüşüm yalnızca binaların yenilenmesi değil, insanların yaşam kalitesini artırma amacı taşımalı.

Deprem gerçeği hayatımızın en yakıcı meselesi. Ama bu gerçeği kullanarak insanların umutlarını, yaşam alanlarını ve seçeneklerini daraltmamalıyız. Kentsel dönüşüm, sadece binaların değil; güvenin, adaletin ve yaşam hakkının da yeniden inşası olmalı. Aksi halde yeni apartmanların parlak cepheleri ardında, küçülen evler ve unutulan güçlendirme çözümleriyle büyüyen hayal kırıklıklarıyla karşılaşırız.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.