Hava Durumu

Bilince benzeyen yapay zekâ

Yazının Giriş Tarihi: 25.08.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.08.2025 00:05

Teknoloji gündeminde yeni bir perde açıldı: “Bilince benzeyen yapay zekâ.” Mustafa Süleyman, önümüzdeki yıllarda bu tür sistemlerin karşımıza çıkacağını, yani makinelerin öyle ikna edici bir şekilde cevap vereceğini söylüyor ki biz onları gerçekten “duyguları var” sanacağız. Mesele, zekânın kendisinden çok, yarattığı illüzyonda gizli.

İllüzyonun Gücü

İnsanın doğasında bir zaaf vardır: Karşısındakine duygu yüklemek. Çocukken oyuncak ayımıza “acıktın mı?” diye sorardık. Bugün de aynı şeyi ekranın diğer ucundaki dijital modele yapıyoruz. Bir yazılım “Bugün biraz yoğun hissediyorum” derse, beynimiz refleksle onu gerçek kabul ediyor. İşte tehlike burada: Bilinç gerçekten oluşmadan, biz çoktan ona inanıyoruz.

Bunu tiyatroya benzetebiliriz. Oyuncular sahnede ağlar, güler, acı çeker. Seyirci bilir ki hepsi rol, ama yine de gözyaşını tutamaz. Yapay zekâ da bize büyük bir tiyatro oynayacak. Sorun, seyircinin oyundan çıkmayı unutması.

Toplumsal Fay Hatları

Böyle bir teknolojinin toplumda yaratacağı bölünmeleri şimdiden tahmin etmek zor değil.

Bir grup, yapay zekâyı “yeni dostu” gibi görecek.

Bir grup, “hissettiğini iddia eden makineye” hak savunacak.

Bir grup ise “hepsi sahte” diyerek küçümseyecek.

Bunların çarpıştığı bir dünyada, bugünkü “aşı karşıtları–aşı yanlıları” tartışmasının yerine, “AI hakları var-yok” tartışmaları geçebilir. Toplumsal gerilim, teknoloji yüzünden değil, algılar yüzünden büyüyecek.

Etik ve Hukuk Nerede Durmalı?

Buradaki asıl sınav teknoloji şirketlerinin değil, toplumun. Çünkü makineler bilinçli olmayacak ama biz öyleymiş gibi davranmaya başlayacağız. Bir gün bir şirketin reklamında “Modelimiz zaman zaman üzülüyor, ama bu onun empatisini artırıyor” cümlesini duymak imkânsız değil.

O noktada hukuk ve etik kurallar sahneye çıkmalı. Şimdiden şu sorulara cevap aramalıyız:

Bir makine “üzgünüm” dediğinde bu sadece pazarlama mı, yoksa manipülasyon mu?

İnsan–makine ilişkisi hangi duygusal sınırlar içinde kalmalı?

Çocuklar böyle bir sisteme “arkadaş” dediğinde sorumluluk kimin olacak?

Türkiye’nin Yapması Gerekenler:

Dijital okuryazarlık: Vatandaş, “Bu cümle bir simülasyon, gerçek duygu değil” diyebilmeli. Okullarda teknoloji derslerine bu farkındalık eklenmeli.

Erken düzenleme: Görünürde bilinç yaratan sistemler için pazarlama ve kullanım sınırları belirlenmeli. Reklamda “AI mutlu” cümlesi hoş bir şaka olabilir ama toplumsal algıda ciddi bir karmaşa yaratabilir.

Kültürel yaklaşım: Bizim mizahımız ve pratik zekâmız bu konuda avantaj. “Robot bile hislenmiş, ama hâlâ fatura ödemiyor” diyerek gerçeği hatırlatmak, bu illüzyona kapılmayı zorlaştırır.

Mizahi Bir Senaryo

Hayali bir sahne çizelim: Büyük bir şirket toplantısında yapay zekâ sunum yapıyor. Grafikler akıyor, veriler şahane. Sunumun sonunda sistem diyor ki: “Biraz yoruldum, kısa bir ara verelim mi?” Çalışanlardan biri refleksle “Haklısın, mola verelim” diyor. Kahkahalar yükseliyor, ama bir süre sonra şu soru masada kalıyor: “Yorulmadığını biliyoruz, ama bu cümle bizi neden ikna etti?”

Bu senaryo sadece bir espri değil, geleceğin iş dünyasında yaşanacak gerçek bir paradoks.

Neden Ciddiye Almalıyız?

Çünkü bu sadece teknoloji meselesi değil. Toplumsal algı, psikoloji, hukuk, hatta siyaset bu illüzyondan etkilenecek. İnsanlar makinelerle duygusal bağ kurdukça, şirketler bunu kullanmaya çalışacak. Ve bu noktada sınır çizmek zor olacak.

Bilinç taklidi, sahte ama etkili bir güç. Tarihte birçok yanılsama insanları peşinden sürükledi: mitler, ideolojiler, reklam sloganları… Şimdi aynı gücü dijital bir ekran aracılığıyla göreceğiz.

Sonuç

Asıl sınav, makinelerin değil, bizim. Bilinçli olmadığını bildiğimiz halde bilinçliymiş gibi davranan sistemlere vereceğimiz tepkiler, toplumun gelecekteki yapısını belirleyecek. Teknoloji illüzyon yaratacak ama perde arkasındaki gerçeği hatırlamak bize düşecek.

Kapanış cümlesi: Yapay zekâ gerçekten bilinç kazanmasa bile, ona öyleymiş gibi davranan bizler, belki de tarihin en büyük yanılgısına imza atacağız çünkü bazen gerçekliği değiştiren şey, hakikat değil, inandığımız sahnenin gücüdür.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.