Hava Durumu

İnsan kaynakları mı, yapay kaynaklar mı?

Yazının Giriş Tarihi: 07.11.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.11.2025 00:05

Şirket koridorlarında artık klasikleşmiş bir cümle vardır: “İK’ya git, hallederler.” Biz Türkçesini severiz: “İnsan Kaynakları”. Adı üstünde, insanın kaynağı. Ama Wired’da okuduğum habere bakılırsa bu kaynak, giderek yapay zekâ musluğuna bağlanıyor.

IBM’in “agentic AI” adını verdiği özerk yapay zekâ sistemleri, İK departmanlarını baştan sona değiştirmeye hazırlanıyor. İşe alımdan performans değerlendirmesine, hatta yıllık izin hatırlatmalarına kadar… Kısacası eskiden gömleği ütüsüz geldi diye yöneticisinin kaşını kaldırdığı çalışanı, artık bir algoritma daha önce fark edip sisteme “uyarı” olarak düşecek. İşin en ironik tarafı, bu algoritma muhtemelen hiçbir zaman gömlek giymeyecek.

Gelin düşünelim: İK’nın belki de en önemli misyonu, şirketteki insani dengeyi korumaktır. Biraz psikoloji, biraz arabuluculuk, biraz da kimin doğum gününü unutmamak gerektiğini bilmek. Ama şimdi bu roller, Watsonx Orchestrate gibi AI platformlarına devrediliyor. Yani yeni işe başlayan Ayşe’nin oryantasyonunu anlatan kişi belki de İK uzmanı değil, bir sanal asistan olacak: “Hoş geldin Ayşe! Kantinde çay 3 lira, patronun sabah 9’da sinirli, toplantı odasında prizler çalışmıyor.”

Tabii işin süslü tarafı da var. IBM diyor ki: Bu sistemler sayesinde İK uzmanları rutin işlerden kurtulacak, daha stratejik ve yaratıcı işlere odaklanacak. Yani, işe yeni alınan mühendisin bordrosuyla uğraşmak yerine, onun şirkette daha mutlu olacağı bir kariyer yolculuğu tasarlayacaklar. Kulağa hoş geliyor, değil mi? Ama aklımızın bir köşesinde hep şu soru: Yapay zekâ gerçekten insanı anlayabilir mi?

Çünkü gelin dürüst olalım: İK bazen “İnsan Sabırları” gibidir. Kimi zaman ağlayan bir çalışanı dinler, kimi zaman kavga eden iki departmanı barıştırır. Yapay zekâ ajanı bunu nasıl yapacak? “Lütfen bağırmayı bırakın, algoritmam hata veriyor” mu diyecek?

Ama öte yandan, CEO’ların yüzde 61’i bu değişime bayılıyor. Çünkü rekabet avantajını, en iyi yapay zekâyı kim kullanırsa onun kazanacağına inanıyorlar. Yani patronların gözünde İK artık bir kahve makinesi gibi: AI ile güncellenmesi gereken bir departman.

Belki de geleceğin İK uzmanı, çalışanların doğum gününü kutlayan, performans raporlarını hazırlayan, tatil dilekçelerini onaylayan bir “yapay zekâ ajanı” olacak. Ve bizler de ofiste birbirimize şöyle diyeceğiz:

— “Tavsiye alman lazım, İK’ya git.”

— “Hangi İK’ya? İnsan olan mı, yapay olan mı?”

Sonuçta, İnsan Kaynakları’nın adındaki o “insan” kelimesi er geç tartışmaya açılacak gibi görünüyor. Belki de bir gün departmanın adı sadece “Kaynaklar” olacak.

Düşündürücü kapanış:

İK ne kadar otomatikleşirse otomatikleşsin, insana dair olan şey hep eksik kalacak. Çünkü yapay zekâ izin formunu onaylar ama çalışanın gözlerindeki yorgunluğu fark etmez.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.