Türk Influencer’ın hayatında yeni dönem

Geçmişte “cep telefonundan video çekmek” diye bir şey vardı; bir zamanlar havalıydı. Şimdilerde ise bu, Instagram fenomenleri için yazı tura atmaktan farksız: ya algoritma sever, ya da seni toptan çöpe yollar.

Ama şimdi… Sahneye bir kahraman çıkıyor: Google Veo 3. Yapay zekâlı, sesi soluğu yerinde, montajı ayağınıza getiren yeni nesil video üretim tanrısı. Sloganları bile hazır: “8 saniyede seni Spielberg yapar, ama ucuz değil!”

Türk sosyal medya kullanıcıları, yani influencerlarımızın hamur gibi yoğurulmuş yaratıcı ruhları, bu teknolojiyi görür görmez hemen "Bu işte bir kolaylık var" diye kokuyu aldı. Instagram birdenbire "Veo 3 nasıl kullanılır?", "Ücretsiz deneme nasıl yapılır?", "Google çıldırdı mı?" temalı reels’lerle doldu taştı.

Ve tabii her Türk mucidi gibi biz de işe önce hileyle girdik:

“Amerikan sunucularında deneme açılır mı?”, “VPN açınca bedava oluyor mu?” gibi teoriler YouTube yorumlarında birbiriyle savaşırken, @teknocan34 adlı bir hesap sabah 06:00’da “Veo 3’te sesli video nasıl alınır” konulu bir video yükledi.

İzlenme: 72

Yorum: “Abi çalışmadı.”

Cevap: “Ben de bilmiyorum, Gemini bozuldu galiba.”

Ama asıl ilginç olan, Google’ın Veo 3’ü Türkiye’de henüz yeni kullanıma açmış olması ve bu kadar kısa sürede “kullanan gibi yapanlar” ile dolu olması. Çoğu hesap, üç çiçekli fonda konuşan bir AI karaktere “Merhaba ben Ayşe, bugün size sabun köpüğünde hayatı anlatacağım” dedirterek, yüzlerce beğeni almayı başardı.

Teknolojinin bu denli ulaşılabilir olması bir mucize. Fakat bizde bu mucize hemen ekonomik sınıfa dönüşüyor. Zira Veo 3’ün tam sürümü ayda 249 $. Bizdeki enflasyonla karşılaştırıldığında, bu fiyat yaklaşık olarak “bir buzdolabı, üç damacana su ve bir ayaküstü döner”e eşit.

Yani bu AI, şimdilik yalnızca “içerik üreticisi olduğunu beyan eden ama gerçekte kuzeninin telefonuyla çeken girişimcilere” değil; işi gerçekten profesyonel yapanlara hitap ediyor. Peki içerik kalitesi arttı mı?

Evet, dudak senkronizasyonu artık öyle kusursuz ki, videoyu izleyince “Bu kız gerçekten konuşuyor galiba?” diyorsun. Ama sonra, “Hayır ya, bu bir yapay zekâ, burnunda filtre bile yok!” deyip uyanıyorsun. Teknoloji güzel, ama sahicilik hissi hâlâ karton kutudan biraz hallice.

Instagram’da gördüğümüz bazı sahneler öyle hayalci ki, izlerken “Hangi Türk evinde bu kadar geniş mutfak var?” diye düşünmeden edemiyorsun. Yapay zekânın bize en baştan öğrettiği şey şu oldu: Hayatınız sıkıcıysa, sorun sizde değil, promtunuzda.

Yine de haklarını yemeyelim. Bu küçük video parçacıklarıyla insanlar bir şeyler anlatıyor, deniyor, oynuyor. Belki de Veo 3 bize diyor ki:

“Siz anlatamıyorsunuz diye teknoloji susacak değil.”

Son Söz:

Google Veo 3, Türk sosyal medya sahnesinde yeni bir oyuncu değil; tam anlamıyla bir rejisör. Ama esas soru şu: Senaryo hâlâ bize mi ait, yoksa artık metni bile yapay zekâ mı yazıyor?

Bir sonraki videoda bunu da konuşuruz. Tabii önce Gemini’yi çalıştırabilirsek.