Hava Durumu

Yangın çıkmadan önlem almak mümkün!

Yazının Giriş Tarihi: 28.07.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.07.2025 00:05

Dünya ısınıyor. Hava sıcaklıkları yükseliyor, kurak dönemler uzuyor, ormanlar ise daha kolay alev alır hâle geliyor. Bu denklemde bir kıvılcım, milyonlarca ağacın kaderini değiştirmeye yetiyor. Artık orman yangınları, sadece doğal afetler listesinde değil; iklim krizinin ve insan ihmalinin kesişim noktasında duran bir küresel soruna dönüşmüş durumda.

Dünya genelinde yaşanan orman yangınlarında her yıl milyonlarca hektar alan yok oluyor. Yakın geçmişte Güney Amerika ve Sibirya gibi bölgelerde meydana gelen yangınlarda on milyonlarca hektarlık orman arazisi küle döndü. Bu yangınların çıkış noktalarına bakıldığında ise, büyük kısmının insan eliyle başladığı görülüyor. İstatistiksel olarak dünya genelindeki orman yangınlarının yaklaşık dörtte üçü ile beşte dördü arası insan faaliyetlerinden kaynaklanıyor. Bu faaliyetler arasında kontrolsüz tarla temizliği, enerji iletim hatlarındaki arızalar, dikkatsiz kampçılık, sigara izmaritleri ve zaman zaman kasıtlı olarak çıkarılan yangınlar yer alıyor.

İKLİM KRİZİ

Bu noktada işin daha büyük bir resmine, yani iklim krizine bakmak gerekiyor. Artan sıcaklıklar, düşen bağıl nem oranı, toprak kuruluğu ve bitki örtüsünün su kaybetmesi; yangının hem çıkma ihtimalini hem de yayılma hızını artırıyor. Özellikle orman alt katmanında biriken kuru yapraklar ve dallar, adeta doğanın kolay tutuşan barutları gibi davranıyor. Yangın çıktığında artık sadece ağaçlar değil, toprağın ekosistemi, börtü böcek, mantar ağı ve yaban hayatı da yok oluyor. Üstelik atmosfere salınan karbon miktarı da artıyor. Bu da yangınların, küresel ısınmanın yalnızca sonucu değil, aynı zamanda sebebi hâline gelmesine neden oluyor.

Dünya artık eşit ısınmıyor. Arktik kutuplar daha hızlı erirken, orta enlemler gözükenden daha sıcak ve dengesiz bir iklim çizgisine doğru kayıyor. Bu iklimsel yön kayması, yalnız doğal yaşamı değil, gündelik hayatı da dönüştürüyor. Modern şehirler planlanırken, tarım stratejileri belirlenirken ve afet yönetimleri organize edilirken artık bu kuzey yönlü sıcaklık artışını hesaba katmak zorundalar: çünkü “orta” enlemler artık eskisi kadar orta değil.

Türkiye de bu krizden muaf değil. Son yıllarda yaz aylarında yaşanan sıcak hava dalgaları, yangın sezonlarını uzattı ve yangın riskini artırdı. Yılda ortalama üç bin civarında orman yangını çıkıyor. Bu yangınlarda yok olan alanlar, on binlerce hektara ulaşabiliyor. Yangınların büyük kısmı, doğrudan insan kaynaklı. Bilinçsizlik, ihmal ve zaman zaman sabotaj boyutuna varan eylemler, Türkiye’deki yangınların yarıdan fazlasının nedeni olarak öne çıkıyor. Özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde, rüzgârla birleşen yüksek sıcaklık, ormanları bir kıvılcım mesafesinde tutuyor.

TEKNOLOJİ

Bu felaketlere karşı teknolojik müdahale yöntemleri her geçen yıl gelişiyor. Alçak uydu sistemleri, ormanlık alanları sürekli tarıyor ve sıcaklık anomalilerini anlık olarak tespit ediyor. Bu sistemlerle çıkan dumanlar veya ani ısı artışları birkaç dakika içinde merkezlere bildiriliyor. Bu noktada yapay zekâ devreye giriyor. Yüksek çözünürlüklü kameralarla çalışan yapay zekâ sistemleri, dumanın şekli, hareket yönü ve ısı örüntüsünden gerçek yangınları ayırt edebiliyor. Böylece hem yanlış alarm sayısı düşüyor hem de ekiplerin doğru noktaya daha hızlı ulaşması sağlanıyor.

Ayrıca geçmiş yangın verileri üzerinden yapılan analizlerle, riskli bölgeler önceden belirlenebiliyor. Yapay zekâ algoritmaları, rüzgâr yönü, sıcaklık, nem ve bitki örtüsünü analiz ederek bir bölgede yangın çıkma ihtimalini tahmin edebiliyor. Bu, kaynakların önceden riskli alanlara yönlendirilmesine olanak tanıyor. Yani yangın henüz çıkmadan önlem almak artık mümkün hâle geliyor.

Ancak hiçbir teknoloji, insan sorumluluğunun yerini tutamaz. Bilimsel veriler, orman yangınlarının çoğunun insan eylemleriyle başladığını açıkça gösteriyor. İklim krizini tetikleyen karbon salımı da yine büyük ölçüde insan faaliyetiyle artıyor. Yani doğa, bizim hatalarımızın bedelini yanarak ödüyor.

SONUÇ

Sonuç olarak, orman yangınları artık yalnızca yaz haberi değil, geleceğimizin sınavı. Ne kadar önlem alırsak alalım, gerçek değişim ancak alışkanlıklarımızı sorgulamakla mümkün. Çünkü ağaçlar kendi kendine yanmaz. Onları biz yakıyoruz. Farkında olarak ya da olmayarak.

Ve her yanan orman, sadece geçmişin değil, geleceğin de kül olması demek.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.