Hava Durumu

Yapay zekâya selam mı diyeyim, buyur mu çekeyim?

Yazının Giriş Tarihi: 19.06.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.06.2025 00:05

Bazı sabahlar vardır... Kahvaltıda menemenin içine soğan katılır mı, katılmaz mı derdine düşersiniz. Bazı sabahlar da elinizde bir yapay zekâ uygulaması, “Bu akşam ne pişirsem?” diye sorarken kendinizi hayatın felsefi derinliklerine dalmış bulursunuz. Ama işte o anlarda mesele yemek değil, mesele nasıl sorduğunuzdur. Yapay zekâ cevabı verir. Ama siz ne sordunuz?

Yeni çağın “ne giymeliyim” ikilemi artık “nasıl prompt yazmalıyım?” sorusuna evrildi. Eskiden anneye “şu gömlek olur mu” diye sorardık, şimdi Claude’a, Mistral’a, Gemini’ye soruyoruz: “Bu yaz, algoritmalara göre hangi renk moda?”

Ama durun, bu zekâlar öyle mahalle esnafı gibi değil. Nezakete değil, netliğe bakıyorlar. Soru bulanıksa, aldığınız cevap da sabun köpüğü gibi uçup gidiyor. “Bana yaratıcı bir fikir ver” demekle “Boşanma arifesinde olan, ama hâlâ aynı evi paylaşan iki bireyin duygu durumuna göre tasarlanmış bir dizi fikri ver” demek arasında dağlar kadar fark var. İlkiyle size “yoga uygulaması yap” derler, ikincisinde ağlarken gülersiniz.

Diyalog kurarken ‘rol yap’ modu devreye girince işler iyice şenleniyor. Mesela Perplexity’ye, “Kendini bir Osmanlı medresesinde felsefe hocası gibi düşün” dediğinizde, size Aristo’yu bile kıskandıracak kıvraklıkta yanıtlar veriyor. Tabii bazen de karakterin fazla içine girip “evladım, önce abdest al” diyebilir. Mizah mı arıyorsunuz? Deyin ki: “Sen şimdi kendini Tarkan’ın vokalisti gibi hisset, bana aşk acısıyla ilgili bir tweet hazırla.” Mistral’dan bir içli şarkı sözleri bombardımanı geliyor; hem de auto-tune’suz.

Ama asıl sihirli dokunuş ne mi? Deneme yanılma. Bir yanıt geldi ama sarmadı mı? “Hayır, daha çok 90’lar Yeşilçam hissi ver” deyin. Ya da “Bunu Çorum’da geçen bir reality show gibi yaz.” Yani soru, cevabın anasıysa; tekrar sormak da cevabın sünnetidir. Her soruda yeni bir tonda deneyin, göreceksiniz: En sonunda ruhunuza uygun cevabı bulacaksınız. Hatta o cevabı okurken, “Bunu ben mi yazdım yahu?” diyeceksiniz. Hayır, siz sadece doğru tuşlara bastınız.

Unutmayalım: Yapay zekâ hâlâ insana ihtiyaç duyuyor. Bir Claude ya da Gemini, kendi kendine şiir yazmıyor. Ona “Hayatın manasını Bursaray’daki bekleme süresiyle ilişkilendir” derseniz, işte o zaman ‘gerçek’ bir cevaba yaklaşmış olursunuz.

Ve Son Olarak…

Zekâ her yerde olabilir; ama akıllıca sormak hâlâ insani bir meziyet. Bardaktan boşanırcasına bilgi yağarken, asıl mesele hangi bardağı uzattığınızda saklı. Soruyu akıllı sormazsanız, yapay olan bile “yok artık” diyebilir. Şimdi gidin, Claude’a “Pazar sabahı sessizliğini anlatan üç satırlık bir mini hikâye yaz” deyin. Şaşırmaya hazır olun.

Hazırsanız, yeni nesil “akıl yürütme” çağınız kutlu olsun!

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.